18. Ceza Dairesi 2019/2352 E. , 2019/11328 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, yaralama, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Ceza Genel Kurulunun 12/03/2013 gün ve 1515-202 ile 21/12/2010 gün ve 230-264 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı gibi, kesin nitelikteki hükümler ancak kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermek şartıyla, suç vasfına yönelik ya da suç niteliği doğru belirlenmesine rağmen yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırı içinde kalan cezaların verildiği hükümlere karşı yapılan aleyhe başvuru üzerine temyiz denetimine konu olabilecektir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, Yerel Mahkemece sanıklar ..., ..., ... hakkında 5 ayrı yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun"un TCK"nın 86/2,3-e, 35,62 ve 52/2-4 maddeleri gereğince doğrudan verilen 2.240 Türk lirası adli para cezaları, karar tarihi de göz önünde bulundurulduğunda, 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 305. maddesi gereğince kesin nitelikte bulunmaktadır. Ancak Yerel Mahkemece yaralama eylemlerinin, görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olduğu gözetilmeyerek suç vasfında yanılgıya düşülmüştür. Bu nedenle kesin nitelikteki yaralama suçuna ilişkin hükümlerin temyiz incelemesine tabi olduğu kabul edilerek yapılan incelemede: başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Olay tarihinde Eşme Kadastro Mahkemesi"nin 2010/6 esas sayılı dosyası için keşif yapmak için Armutlu Köyü"ne giden keşif heyetine ve olay yeri güvenliğini sağlamakla görevli jandarma görevlilerine cebir ve tehditte bulunan sanıklar ..., ..., ..., ...’in eylemlerinin, TCK"nın 44. maddesi de göz önüne alınarak, bir bütün halinde TCK’nın 265/2. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu ancak, bu cezanın Kanun"un 43/2. maddesine göre artırılacağı gözetilmeden, sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında hem keşif heyetine hem de jandarma görevlilerine yönelik görevi yaptırmamak için direnme suçundan ayrı ayrı 2 kez ve sanıklar ..., ..., ... hakkında yaralama suçundan ayrı ayrı 5 kez ceza tayini,
Kabule göre ise;
1) TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde, TCK"nın 61. maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanun"un 3. maddesindeki fiille orantılı ceza verilmesi ilkesi de gözetilerek, öncelikle seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonrasında da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekir. Her ne kadar TCK"nın 125/3. maddesinde cezanın alt sınırının 1 yıldan az olamayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin temel cezanın adli para cezası olarak seçilmesine engel olmayacağı gözönünde bulundurulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden sanıklar ..., ..., ... hakkında hakaret suçundan hüküm kurulurken temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi,
2) TCK’nın 61/8. maddesi uyarınca adli para cezası hesaplanırken, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması gerektiği düşünülmeden, sanıklar ..., ..., ... hakkında yaralama suçundan kurulan hükümlerde hesaplamaların ay üzerinden yapılması,
3) Sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümlerde suç silahtan sayılan taş ile işlendiğinden artırım yapılırken CMK"nın 232/6. maddesine aykırı olarak uygulama maddesinin gösterilmemesi,
4) Adli sicil kaydı bulunmayan sanık ... hakkında jandarma görevlilerine yönelik görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümde, “Sanığın sabıka kaydı incelendiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair sanığın daha önceden aldığı ilamlar olduğu, sanığın sabıka kaydının incelenmesinde suç işlemekten çekineceği kanaati mahkememizde hasıl olmadığı ve hapis cezasının süresi dikkate alınarak” şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
5) Mahkemece sanıklar ..., ..., ...’in keşif heyetinde bulunan ..., ..., ... ve ...’ya yönelik yaralama suçunu gerçekleştirdikleri kabul edildiği halde yaralama suçundan hüküm kurulurken mağdur ... yerine mağdur ... ...’ün isminin yazılması,
6) Sanıklar ..., ..., ...’in yaralama eylemlerini mağdurların yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle taş atarak gerçekleştirdikleri halde, sanıklar hakkında yaralama suçundan TCK"nın 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken, aynı Kanun"un 86/3-c ve e maddesindeki iki nitelikli halin gerçekleştiği gözetilerek, alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
7) Sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve sanıklar ..., ..., ... hakkında hakaret suçlarından kurulan hükümlerde TCK"nın 53/l-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanıkların kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi ve TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanması zorunluluğu,
8) Sanıklardan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken, hangi sanıktan ne kadar tahsil edileceği konusunda tereddüt yaratacak şekilde yargılama giderlerinin “sanıktan tahsiline” karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ... ve müdafii ile sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.