20. Hukuk Dairesi 2018/2273 E. , 2018/4358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili ve davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/06/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile davacılar ... ve arkadaşları vekili ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili ....06.2014 tarihli dilekçe ile; müvekkillerinin murisi adına kayıtlı ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 546 ve 571 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün ... sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapularının iptaline karar verildiğini, tapuların iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 5.000.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra ....03.2015 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutup toplam 923.492,45.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı ...; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne, 923.492,45.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay .... Hukuk Dairesinin 13.04.2017 gün ve 2015/7515 E. - 2017/3205 K. sayılı bozma kararı özetle; "Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1957 yılında yapılan kadastro sırasında 546 parsel sayılı 6.860 m² yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla niteliği ile ... adına tespit ve tescil edildiği, 1989 yılında ırsen intikal ve taksim yoluyla davacıların murisi..."a geçtiği, ... tarafından açılan dava sonucunda ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/58 E. - 2008/409 K. sayılı ilamıyla 3.444,... m² yüzölçümlü kesiminin ... sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ve ... niteliği ile ... adına tesciline karar verildiği, temyiz edilmeksizin ...11.2008 tarihinde kesinleştiği, kararın infazı üzerine ... yapılan kesimin 2924 parsel sayısıyla ... niteliğiyle ... adına tescil edildiği, yine kadastro sırasında 571 parsel sayılı 12.760 m² yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, tarla niteliği ile .../2" şer payla ... ... ... ve ... ... adlarına tespit ve tescil edildiği, ... tarafından açılan dava sonucunda ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/56 E. - 2008/408 K. sayılı ilamıyla 8.803,32 m² yüzölçümlü kesiminin ... sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ve ... niteliği ile ... adına tesciline karar verildiği, temyiz edilmeksizin ...11.2008 tarihinde kesinleştiği, kararın infazı üzerine ... yapılan kesimin 2928 parsel sayısıyla ... niteliği ile ... adına tescil edildiği, eldeki davanın ise ....06.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; ....09.2010 gün ve 2010/14-386 E.-2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E.- 2010/668 K. sayılı kararı).
Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
Somut olaya gelince; ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararlarının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Davacıların zararı, tapu iptali ve tescil davalarının kesinleştiği ...11.2008 tarihinde oluşmuş olup, mahkemece bu tarih itibariyle taşınmazın niteliği ile değerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Ne var ki; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların tarla niteliğinde oldukları belirtilerek net zirai gelir yöntemiyle dava tarihindeki değerleri belirlenmiştir.
Tapusu iptal edilen taşınmazların arazi niteliğinde oldukları hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararlarının kesinleştiği tarih itibariyle net zirai gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi itibariyle yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir.
O halde; çekişmeli taşınmazlar arazi niteliğinde olduklarından çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazların sulu-kuru olup olmadıkları, yerleşim alanına uzaklıkları, iklim şartları, arazilerin toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgesindeki konumları gözetilerek, taşınmazlar üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri ve yaşları da dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılıp net gelir yöntemiyle değerlendirme tarihindeki gerçek değerinin hesaplattırılması, taşınmazların varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerlendirme tarihine göre tespit ettirilmesi, taşınmazın zemin değeri, var ise üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri esas alınarak bu şekilde, iptal edilen tapu sahiplerinin ...11.2008 tarihindeki gerçek zararlarının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi kurul raporuna dayalı verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır." şeklindedir.
Bozma kararına uyulduktan sonra, davacı vekili 09/11/2017 havale tarihli dilekçesi ile 571 sayılı parsel hakkında davacı ..."un .../... payı nedeniyle açmış oldukları 2017/557 sayılı davanın eldeki dava ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hak ve talepleri, ıslah ve ek dava hakları ile feri hakları saklı kalmak kaydı ile davacının uğradığı zararlar için şimdilik 10.000,00.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, tespit edilecek bedele, ıslah edilen bedele tapu iptal davasının kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve
dava etmiş, mahkemece ana dosya bakımından davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 509.603,98.-TL maddi tazminatın tapu iptal tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dosya bakımından, davanın kabulü ile 112.754,02.-TL maddi tazminatın tapu iptal tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma kararında, yeniden oluşturulacak bir bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif ve inceleme yapılarak karar verilmesi gereğine değinildiği halde; bozma öncesi raporu hazırlayan bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle hüküm kurulmuş, alınan raporlarda; kapitalizasyon faiz oranı % ... olarak belirlenmiştir.
Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, hükme dayanak yapılan raporda taşınmazın sulanıp sulanmadığı konusunda açık bir gerekçe belirtilmeden kapitalizasyon faiz oranı % ... olarak kabul edilerek sulu tarım arazisi olarak değer biçilemez. Bir taşınmazın sulu tarım arazisi olarak kabulü için nereden ve ne şekilde sulandığının belirlenmesi gerekir. Bu nedenle; 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak önceki keşiflerde görev almamış yeni bir bilirkişi kurulu marifetiyle yapılacak keşifte taşınmazın kuru mu sulu mu olduğu, nereden ve ne şekilde sulandığı, sulama kaynağının yeterli olup olmadığı (hâkim gözlemi keşif tutanağına yazılmak suretiyle) hususları kesin olarak belirlendikten sonra münavebe ürünlerinin dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemi toptan kg. satış fiyatları tablosunun Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğünden getirtilmesi, yine tapu iptal kararının kesinleştiği tarihe göre, değerlendirme konusu ürünlerin verim ve maliyet tabloları da dikkate alınmak suretiyle, net gelir yöntemine göre tazminat değerinin tespit ettirilmesi, taşınmazların kuru veya sulu niteliği, konumu ve yüzölçümleri dikkate alınarak hakkaniyete uygun kapitalizasyon faiz oranının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme sonucu hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de; davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde; davalı ... lehine reddedilen bölüm yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi, yargılama giderlerinin kabul/ret oranına göre paylaştırılmaması, davacılar lehine kabul edilen bölüm üzerinden 34.334.-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hesap hatası yapılarak 69.470.-TL"ye hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1630,00"ar TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı Hazineye; davalı Hazineden alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacılara verilmesine temyiz harcının istek halinde iadesine 05/06/2018 günü oy birliği ile karar verildi.