Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19509
Karar No: 2019/5564
Karar Tarihi: 06.05.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/19509 Esas 2019/5564 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı asıl borçlu Leyla, bankaya asaleten ve kefaleten borcu bulunmaktadır. Verilen kredinin geri ödemesi yapılmadığı için icra takibi başlatılmıştır. Takip sonucunda borçlu üzerinde alacağı karşılayacak miktarda mal bulunmamıştır, takip kesinleşmiştir ve borçlu Leyla, üzerine kayıtlı gayrimenkulu davalı Faruk'a bağışlama niteliğinde devretmiştir. Davacı, tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı, satışın gerçek satış olduğunu, muvazaa olmadığını savunmuştur. Mahkeme, davalı Faruk'un kayın biraderi olduğunu, taşınmazın ücretsiz olarak alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla Faruk'a devredildiğini tespit etmiş ve söz konusu taşınmazın davalı borçlu Leyla tarafından Faruk'a devredildiği tarihteki değeri ile sınırlı olmak üzere 76.766,00 TL değerinin tespiti ve alacaklıya ödenmesi kararına varmıştır. Ancak, İİK'nın 283/II maddesi gereği, davalı Faruk'un tasarrufa konu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, davalının temyiz itirazları reddedilirken, davacı tarafın temyiz itirazları kabul edilmiş ve hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- İ
17. Hukuk Dairesi         2016/19509 E.  ,  2019/5564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... Yönetimi T.A.Ş. vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalılardan Leyla"nın müvekkili bankaya asaleten ve kefaleten borcu bulunduğunu, verilen kredinin geri ödemesinin yapılmaması sebebiyle icra takibi başlatıldığını, takip sonucunda borçlu üzerinde alacağını karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mal bulunmadığını, takibin kesinleştiğini, davalı borçlu Leyla"nın üzerine kayıtlı gayrimenkulü davalı ..."a devrettiğini, Faruk"un borçlu Leyla"nın eşinin kardeşi olduğunu, bu devrin bağışlama niteliğinde olduğu ve alacaklıya zarar vermek kastının bulunduğundan tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, satışın gerçek satış olduğunu, muvazaanın söz konusu olmadığını açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ..., duruşmada davaya konu edilen taşınmazın borçlarını ödeyemediği için kayın biraderi diğer davalı ..."a devrettiğini kalan borcu Faruk"un ödeyeceğini, devir karşılığında herhangi bir para almadığını ancak davalı ..."un eşi ile aralarında anlaştıklarını, evin kaça satıldığını, parasının alınıp alınmadığını bilmediğini, bu işlerle eşinin ilgilendiğini beyan etmiştir.
    Davanın ihbar edildiği taşınmazı satın alan ..., duruşmada taşınmazı emlakçı aracılığıyla aldığını, aralarında herhangi bir iş ilişkisi olmadığını beyan etmiştir.
    Mahkemece, davalı ..."un diğer davalı borçlu Leyla"nın kayın biraderi olduğunu, taşınmazın ücretsiz olarak alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla Faruk"a devredilmiş olduğunu, taşınmazın davalı borçlu Leyla tarafından Faruk"a devredildiği tarihteki değeri ile sınırlı olmak üzere 76.766,00 TL olarak değerinin tespiti ve ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosya borcu ile sınırlı olmak üzere 76.766,00 TL"nin davalı ..."tan alınarak davacı tarafa verilmesine şeklinde davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı ... Yönetimi vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK’nın 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK."nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK.’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının icra takibindeki alacak ve
    ferilerinden fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Somut olayda, dosya içerisindeki tapu kayıtlarının incelenmesinde dava konusu taşınmazın 14/10/2009 tarihinde davalı asıl borçlu Leyla tarafından davalı 3. kişi Faruk"a devrettiği, davalı 3. kişi Faruk"unda 01/04/2013 tarihinde taşınmazı ihbar edilen davalı 4. kişi Hakkı"ya devrettiği, mahkemece taşınmazın davalı borçlu Leyla tarafından davalı 3.kişi Faruk"a devredildiği tarihteki değeri ile sınırlı olmak üzere 76.766,00 TL olarak değerinin tespiti ve ... İcra Müdürlüğünün 2010/2503 sayılı dosya borcu ile sınırlı olmak üzere 76.766,00 TL"nin davalı ..."dan alınarak davacı tarafa verilmesine şeklinde davanın kabulüne kararı verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. İİK’nın 283/II maddesine göre, davalı 3. kişi Faruk tarafından davalı 4. kişi Hakkı’ya tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları 01/04/2013 tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak ve ferileriyle ile sınırlı olarak tazminata mahkum etmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3.932,91 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına, 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi