20. Hukuk Dairesi 2018/2537 E. , 2018/4357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/06/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av.... ile diğer taraftan davacılar ... ve Ark. vekili Av.... ve davalı ... Yönetimi vekili Av.... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 01/11/2012 havale tarihli dilekçesiyle, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 408 ada 76 sayılı parsele müvekkillerinin müştereken ve iştiraken malik olduklarını, taşınmazın toplam 83.580,00 m² yüzölçümlü olduğunu, ancak ....960,00 m² yüzölçümündeki bölümünün kesinleşen ... tahdidi içinde kaldığını, ... tahdidi içinde kalan bölüm yönünden müvekkillerinin mülkiyet hakkının sınırlandırıldığını belirterek, 408 ada 76 sayılı parselin ... sınırları içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptaliyle ... vasfıyla ... adına tesciline ve ... sınırları içinde kalan bölümün dava tarihi itibariyle belirlenecek bedelinin fazlaya ilişkin hak saklı kalmak koşuluyla şimdilik 10.000,00-TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmış, daha sonra 15.12.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini artırarak toplam 3.801.814,00-TL tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve 3.801.814,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte dahili davalı ... Yönetiminden alınarak davacılara verilmesine, ... Mahallesi 408 ada 76 sayılı parselin 05/12/2013 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen ....993,76 m² yüzölçümlü bölümünün davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile ... vasfıyla ... adına tesciline, davalı ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler ve davalı ... Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay .... Hukuk Dairesinin 12/12/2016 gün, 2016/10124-11994 E.K. sayılı bozma kararı özetle; "Mahkemece verilen karar usul ve kanuna uygun değildir. Şöyle ki, 4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.” hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün teşkil ettiğinden, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Hukuksal dayanağını kusursuz sorumluluktan alan ve kusura değil tehlike prensibine dayanan davada, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince, davacının zararından davalı ... sorumludur. Bu itibarla, ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi ve davacıların zararından davalı Hazinenin sorumlu olduğu gözetilmeden ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir.
Bundan başka, tazminat istemine konu 408 ada 76 parsel sayılı taşınmaz hakkında ... tarafından aynı mahkemenin 2015/128 sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil istemli olarak dava açılmış olup, her iki davanın konusu aynı taşınmaz olduğundan davalar arasında HMK"nın 166. maddesi gereğince bağlantı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle bağlantılı davaların birlikte görülmesi gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir.
Kabule göre de; sekiz kişiden oluşan davacılardan sadece birinin karar başlığında gösterilmesi, vekalet ücreti yönünden; nispi vekalet ücreti yerine, maktu vekalet ücreti takdir edilmesi, ıslah harcı eksik yatırıldığından; ıslah harcını tamamlamak üzere davacılara süre verilip, harç tamamlanırsa ıslah edilen değer üzerinden; aksi halde dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden harcı eksik yatırılan ıslah beyanına değer verilerek hüküm kurulması hususları da ayrıca doğru değildir." şeklindedir.
Mahkemece bozma kararına uyularak ıslah harcı tamamlattırıldıktan ve tapu iptali tescil istemli dava da eldeki dava ile birleştirildikten sonra; asıl davanın kabulü ile,
3.801.814,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara tapu kaydındaki ve veraset ilamındaki payları oranında verilmesine,
... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 408 ada 76 parsel sayılı taşınmazın 05/12/2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda A ile gösterilen ....993,76 m2 kısmının davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile ... vasfı ile ... adına tesciline,
Birleşen davada davacının tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, men"i müdahale isteminin reddine,
... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 408 ada 76 parsel sayılı taşınmazın 05/12/2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen ....993,76 m2 kısmının davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile ... vasfı ile ... adına tesciline,
Teknik bilirkişinin (A) ile gösterdiği bölümler üzerinde bulunan irtifak hakkı, haciz, ipotek şerhlerinin ve tüm şerhlerin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, taşınmazın kesinleşen ... tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini ve tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal satış yöntemine göre ve dava tarihi itibarıyla değer tespit edilmiş ise de; çekişmeli taşınmaz tapu kaydında zeytinlik niteliği ile kayıtlı olup, dosya kapsamından, taşınmazın 9700 m2 bölümünün .../1000 ölçekli imar planı kapsamında; geri kalanının .../5000 ölçekli nazım imar planına göre ... alanında kaldığı belirtildiği halde, tamamının arsa niteliğinde olduğunun kabul edildiği bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu, % ...oranında çok yüksek bir kapitalizasyon faiz oranı belirlendiği, en önemlisi de emsal kabul edilen 9 ada ... parsel sayılı taşınmazın satış akit tablosu incelendiğinde; satış bedeli 2003 yılında eski para ile 9.400.000.000 TL; yeni para ile 9.400 TL olduğu halde, bilirkişilerce hesap yapılırken 94.000 TL üzerinden değerlendirme yapılarak fazla bedel hesaplandığı anlaşılmıştır.
Tazminat miktarı belirlenirken öncelikli konu, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliğinin tespiti olup, arazi niteliğindeki taşınmaz; başka deyişle tarım alanlarında net gelir metodu hesabı; arsa niteliğindeki taşınmazlarda ise emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir.
Bakanlar Kurulunun Yargıtayca da kısmen benimsenen .../02/1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan meskun yerler içinde yer alması gerekir.
Taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/... sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da araştırılmalı, bu hususlar belediye başkanlığından, su ve elektrik idarelerinden ve diğer ilgili merciilerden sorulup alınacak cevaplara göre taşınmazın arsa veya arazi niteliği saptanmalıdır.
Yapılan araştırma sonunda tapusu iptal edilen taşınmazın arazi olduğu saptanacak olursa değerinin; taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde, ekilecek ürünler ve bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar gözönünde tutularak, net gelir yöntemine göre hesaplanması ve bedel tespitinde etkisi olan diğer tüm unsurlar dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip dayanakları gösterilmek suretiyle, ilçe tarım müdürlüğü verilerinden de yararlanılarak saptanması; tapusu iptal edilen taşınmazın arsa niteliğinde olduğu belirlendiği taktirde ise değerinin, tapu iptal kararının kesinleştiği günden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi, taşınmazın kuru veya sulu olma özelliği, sulu ise ne şekilde sulandığı, sulama kaynaklarının yeterli olup olmadığı, konumu, yüzölçümü dikkate alınarak hakkaniyete uygun kapitalizasyon faiz oranının belirlenmesi gereklidir.
Bu durumda öncelikle yukarıda açıklanan yöntemle taşınmazın niteliği, kısmen ya da tamamen arsa mı arazi mi olduğu belirlenmeli, yeni oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığı ile yapılacak keşif ve inceleme sonucunda, tapu kaydının hükümle birlikte iptal edilmiş olması nedeniyle, dava tarihi itibarıyla, yeniden değer tespit ettirilmelidir.
Kabule göre de; hem tazminat istemli asıl davada, hem de birleşen tapu iptali tescil istemli davada iki kez tapu kaydının iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1630,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine 05/06/2018 günü oybirliği ile karar verildi.