Esas No: 2022/4936
Karar No: 2022/5812
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4936 Esas 2022/5812 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4936 E. , 2022/5812 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Karayolları Genel Müdürlüğünde hizmet alımı yoluyla taşeron işçisi olarak 15.07.2014 tarihinde işe başladığını, taşeron firmalar değişse de sürekli olarak işyerinde çalışmaya devam ettiğini, işe ilk girdiği tarihten itibaren Karayolları Genel Müdürlüğünün işçisi olduğunu, davalı Kurum ile taşeronlar arasındaki asıl - alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, taşeron firmaların sadece asıl işverene işçi temin ettiklerini ileri sürerek muvazaa sebebiyle davacının baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücret, ek ödeme, yıpranma primi alacakları ile ilave tediye ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili İdarenin yaptığı sözleşmelerin eser sözleşmesi olduğunu, ihale konusu yapılan işlerde müvekkili İdarenin malzemesinin kullanılmadığını, eser sözleşmelerinde işverenlik sıfatının ortadan kalktığını, somut olayda muvazaanın söz konusu olmadığını, ve davacının ihale kapsamında yüklenici firma bünyesinde çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının Karayolları Genel Müdürlüğüne bağlı alt işverenler nezdinde taşeron işçisi olarak 15.07.2014 tarihinde işe başladığı ve dava tarihi itibarıyla işine devam ettiği, firmalar değişse de işçilerin aynı koşullarda değişen firmalarda çalışmaya devam ettiği, bu şekliyle ihale suretiyle iş verilen firmaların, Karayolları Genel Müdürlüğünün değişik birimlerinde çalıştırılmak üzere asıl işlerde ve yardımcı işlerde işçi temin ettiği, bu bağlamda oluşan hukuki ilişkinin muvazaanın bütün kriterlerini içeren muvazaalı bir alt işverenlik ilişkisi olduğu, davacının ilk işe giriş tarihi olan 15.07.2014 tarihinden itibaren Karayolları Genel Müdürlüğünün işçisi sayılması gerektiği, davacının 10.03.2015 tarihinde sendikaya üye olduğu ve bu tarihten sonra toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanacağı; ücret, ek ödeme, yıpranma primi ile ilave tediye alacaklarının bulunduğu, fazla mesai ücretinin ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, davalı ile dava dışı işverenler arasındaki ilişkinin hukuka uygun olup muvazaalı olmadığını ve davalı İdarenin kadrolu olmayan işçilerine toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanamayacağını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı işçinin işyerinde fiilen ifa ettiği işin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında bulunduğu, hizmet alım sözleşmelerine konu işlerin, gerek 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un (6001 sayılı Kanun) mülga 4 üncü maddesi, gerekse 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi düzenlemeleri dikkate alındığında 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 inci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâli için aranan “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” sınırlamalarına tabi olmaksızın alt işverenlere gördürülmesinin mümkün olduğu, muvazaa iddiasının yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlanamadığı, davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davalı ile dava dışı işverenler arasındaki asıl - alt işveren ilişkisinin işçi temini niteliğinde ve muvazalı olduğunu, bir kısım emsal davalarda da muvazaa olgusunun kabul edildiğini iddia ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davalı ... ile dava dışı işverenler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesine göre, bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir :
"...
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez. ...
..."
3. 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür.
3. Değerlendirme
Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair somut delil bulunmadığı ve alt işveren- asıl işveren ilişkisinin geçerli olduğu; buna göre de Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçenin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.