1. Hukuk Dairesi 2018/2979 E. , 2020/5017 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 288 ada 15 parsel sayılı taşınmazının ruhsat ve vergi gibi işlemlerin takibini sağlamak için davalı ..."u 06.09.1994 tarihli vekâletname ile vekil kıldığını, vekilin de tevkil ettiği davalı Kazim tarafından satış yönünde talimatı olmadığı hâlde çekişmeli taşınmazı diğer davalı ..."ye satış suretiyle temlik ettiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar Birol ve Kadiri, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; ‘’ … Somut olaya gelince; davacı ..."in yurt dışında bulunduğu dönemde Tükiye"deki işlerini takip için o zaman kız kardeşi ile evli olan davalı ..."u 06.09.1994 tarihli vekâletname ile vekil kıldığı, davalı ..."un da vekaletnamedeki tevkil yetkisine dayanarak diğer davalı ..."a vekâletname verdiği, davalı ..."ın ise bu vekâletnamaye dayanarak davacı adına kayıtlı çekişmeli taşınmazı diğer davalı ..."ye 12.10.2004 tarihinde satış suretiyle 22.000.0000.000-TL bedelle temlik ettiği, satış bedelinin davacı ..."e ödendiğinin kanıtlanamadığı, böylece tevkil edilerek vekil kılınan Kazım tarafından vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı, davalı ... ile vekil Kazım"ın kardeş olduğu, dolayısıyla davalı ..."nin de durumu bilmesi gereken kişi olduğu ve buna bağlı olarak davalı ..."nin TMK"nın 1023 maddesinin koruculuğundan yararlanamayacağı tartışmasızdır. Hâl böyle olunca, çekişmeli taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile 288 ada 15 sayılı parseldeki 1 ve 2 no’lu bağımsız bölümlerin davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.10.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Kadir Yeşiltaş ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili Avukat ve diğerleri gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bozma ilamından sonra yapılan yargılama sırasında dava konusu 1 no’lu bağımsız bölümün 15.01.2018 tarihinde davalı ... tarafından ...’a satış suretiyle temlik edildiği tespit edilmiştir.
Öte yandan, davalı ...’ın ( vekaleten çekişmeli temliki yapan ) yargılama sırasında 03.09.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları Özlem ve Meral’in kaldığı, anılan mirasçıların davalı olarak davaya dahil edildikleri görülmüştür.
Yargılama sırasında kayıt maliki haline gelen ..., eldeki davada davalı sıfatını usulüne uygun kazanmış ve davada yer almıştır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Ne var ki, mahkemece dava konusu 1 no’lu bağımsız bölümün halen davalı ... adına kayıtlı olduğu zannı ile yazılı şekilde infaza elverişli olmayan bir hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
a) Hükmün 1. bendinin hüküm fıkrasından tümden çıkarılmasına, yerine; " 1- Açılan davanın kabulü ile, İzmir ili Bergama ilçesi Ertuğrul mahallesinde kain 288 ada 15 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 1 no’lu bağımsız bölüm ile davalı ... adına kayıtlı 2 no’lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, ‘’ cümlesinin yazılmasına,
b) Hükmün 7. bendinde yazılı ... ve ... isimlerinin yanına ... isminin de eklenmesine, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava vekalet görevinin kötüye kullanılası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece davanını reddine ilişkin verilen karar Daire tarafından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuş, bozma sonrası aşamada vekil Kazım"ın ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmişler, ayrıca dava konusu 1 nolu bağımsız bölüm Kazım"ın mirasçılarından dahili davalı ..."ye devredilmiş, ancak HMK"nın 125. maddesi uygulanarak davacıdan seçimlik hakkı sorulmadan 1 nolu bağımsız bölümünde davalı ... adına kayıtlı olduğu düşüncesiyle, Kadiri adına olan tapu kaydının iptal ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalı ... tarafından temyizi üzerine sayın Daire çoğunluğu tarafından 1 nolu bağımsız bölümün dahili davalı ... adına olduğu belirtilmek suretiyle Kadiri ismi yerine Hanife yazılmak, yargılama giderine de Hanife eklenmek suretiyle hüküm düzeltilerek onanmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmesi kural olarak doğrudur. Bu yönüyle işin esası hakkında sayın çoğunluk ile görüş aykırılığımız bulunmamaktadır.
Ancak sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, yargılama sırasında taşınmaz temlik alması nedeniyle hakkında seçimlik hak kullanılmayan dahili davalı ... hakkında hüküm kurulmamışken, ismi eklenmek suretiyle düzelterek onama kararı verilip verilemeyeceği hususundadır.
Bir davada davalı sıfatı maddi hukuka göre belirlenir. Bunun doğal sonucu olarak hakkın isteneceği kişiyi davalı olarak gösterecek olan da davacıdır. Somut olayda; davacı tarafından iptal ve tescil istekli dava doğru olarak kayıt maliki Kadiri"ye karşı açılmış, Kazım" da vekaleten temlik yaptığı için tazminat istemi bulunmamasına rağmen davalı olarak gösterilmiştir. Kazım"ın yargılama sırasında ölümü nedeniyle davaya dahil edilen Hanife, kendisine husumet yöneltilen kişi olarak değil, ölen davalı ..."ın halefi sıfatıyla HMK"nın 55. maddesi gereğince davada yer almıştır. Hanife"nin yargılama aşamasında taşınmazı temlik alması nedeniyle HMK"nın 125. maddesinin uygulanması ve davacıya seçimlik hakkının sorulması gerekirken bu temel usul kuralı gözardı edilmiş, taşınmazın devredildiği dikkate alınmaksızın önceki malik üzerinden kayıt iptal edilmiş olduğundan, dahili davalı ..."yle ilgili HMK"nın 125. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerekirken, yargılama sırasında temlik aldığı dava konusu 1 nolu bağımsız bölüm yönünden, HMK"nın 297/2. maddesine uygun şekilde kendisine yüklenen borç ve yükümlülüklerin açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmediği bir hükmü temyiz etmemesinin aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorumlanması ve sayın çoğunluk tarafından yazılı şekilde düzeltme ile ismi eklenerek hükmün onanması adil yargılanma ilkesine uygun düşmeyecektir. HMK"nın 297. maddesinin kamu düzeni ile ilgili olduğu tereddütsüzdür.
Açıklanan gerekçeyle hükmün bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun düzelterek onama kararına katılmıyorum.