Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1017
Karar No: 2016/580
Karar Tarihi: 04.05.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1017 Esas 2016/580 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1017 E.  ,  2016/580 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy (Kapatılan) 3. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.04.2011 gün ve 2009/949 E., 2011/276 K. sayılı karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 04.06.2012 gün ve 2012/821 E., 2012/3911 K. sayılı kararı ile;
    “...Davacı vekili, müvekkili kooperatifin eski yönetim kurulu tarafından, değerinin tespiti ve devri konusunda genel kurul kararı olmaksızın usulsüz işlemle kooperatife ait 10/1020 arsa paylı C blok 1 no"lu depolu dükkanın davalıya devir edildiğini, eski yönetim kurulu hakkında yapılan şikayet üzerine de ceza davasının devam ettiğini, davalı ve kooperatif eski yöneticilerinin bilinçli bir şekilde kooperatifi zarara sokmak ve haksız menfaat temini amacıyla bu satışı gerçekleştirdiğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı depolu dükkanın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin kooperatif ortağı olduğunu, kooperatifin belirlediği aidatları ödediğini, noter huzurunda çekilen kur"ada kendisine C blok 1 no"lu dükkanın isabet ettiğini, bu çekilişin iptali için yasal süresinde dava açılmadığını, taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, eğer bir usulsüzlük varsa müvekkilinin bundan sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının kooperatif ortağı olduğu ve dükkanın kur"a sonucu davalıya isabet ettiği, kur"a işleminin iptal edilmediği, birçok ortağın da tapusunu alması nedeniyle tescil işleminin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı, davalının kooperatife borcunun bulunup bulunmadığının esasa etkili olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi ve karar düzeltme talebi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 29.05.2009 tarih, 2009/5433 esas, 2009/6577 karar sayılı kararı ile "dava tarihi itibariyle davalının kooperatife borcu bulunup bulunmadığı araştırılarak, davalının borcunun olmaması halinde davanın reddine, borcu bulunduğu takdirde ise koşulları oluşmadan davalı adına tapuda tescil işleminin gerçekleştirilmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuş; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın devamı sırasında Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 5983 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 81. maddesinin 2. cümlesinden sonra gelmek üzere "amacına ulaşarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkartılan ortağın konutu veya işyeri çıkma ve çıkartılma sebebi ile geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılabilir" hükmünün eklendiği, bu düzenleme ile kooperatiften çıkartılan ortaktan dahi daire ve işyerinin istenemeyeceğinin öngörüldüğü, düzenlemenin ortaklığı devam eden davalı yönünden de uygulanması gerektiği, sonradan yürürlüğe giren yasal düzenleme nedeniyle Yargıtay bozma ilamıyla doğan usuli kazanılmış hakkın ihlalinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davacı tarafın aidat ve benzeri alacağı varsa bunları ayrıca talep hakkı saklı kalmak üzere davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulup, rapor alındığı halde, bozma sonrasında 3.6.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5983 Sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 81. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesine eklenen maddeye dayanılarak hüküm kurulmuştur.
    Mahkemenin, Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Ayrıca, bozma kararına uyan mahkemenin, kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapması ve belirtilen hukuki esaslar gereğince karar vermesi zorunluluğu doğar. Ancak bu kural mutlak olmayıp, bozma kararından sonra yürürlüğe giren ve geçmişe etkili olan yeni bir kanun hükmü karşısında Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla meydana gelen usuli kazanılmış hak hukukça bir değer taşımaz. Açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında, mahkemenin hükme esas aldığı düzenlemede, yasa hükmünün geçmişe etkili şekilde uygulanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 18.5.2011 tarih ve 2011/11-233 Esas, 2011/330 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 1. maddesi; bu kanunu, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir cüzü (parçası) olarak kabul etmiştir. 4722 Sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1. maddesinde de; "Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır." denilmekte ve aynı yasanın 3. maddesiyle de yasa ile öngörülen farklı düzenlemeler ayrık tutulmaktadır. Bu itibarla, uyuşmazlık konusu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir. Bu durumda, bozma ilamına uyan mahkemenin bozma ilamında belirtilen eksiklikleri tamamlayıp oluşacak uygun sonuç dairesinde karar vermesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar vermesi doğru görülmemiştir” ..."
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı yanın temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Mahkemece önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davanın devamı sırasında Kooperatifler Kanunu"nun 81/II nci maddesine eklenen cümlenin derdest davalara uygulanıp uygulanmayacağı ve bu düzenlemenin bozma ile oluşan usuli kazanılmış hakka etki edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun (Koop.K.) “dağılma sebepleri” başlıklı 81 inci maddesi:
    “Kooperatif:
    1. Anasözleşme gereğince,
    2. Genel Kurul kararı ile,
    3. İflasın açılmasıyla,
    4. Kanunlarda öngörülen diğer hallerde, ilgili bakanlığın mahkemeden alacağı karar üzerine,
    5. Diğer bir kooperatifle birleşmesi veya devralınması suretiyle,
    6. Üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde,
    7. Amacına ulaşma imkanının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla,
    Dağılır.
    Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulune uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) . Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar. Konut kooperatiflerinde yapı kullanma izninin alınmasını müteakip en geç bir yıl içinde ortakların Kat Mülkiyeti Kanununa göre ferdi münasebet işleri sonuçlandırılır.
    Mahkemece veya genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde tasfiye işlerini yönetim kurulu yapar, Tasfiye kurulu üyelerine, atamayı yapan merci tarafından tespit edilecek miktarda ücret ödenir.
    Anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise, tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oy çokluğu ile verilir.
    Tasfiye kurulunun görevleri anasözleşmede gösterilir.
    Tasfiye kurulu üyeleri, tasfiye işlerinin biran önce bitirilmesi için çalışmakla yükümlüdür.
    56 ncı maddenin 1 inci fıkrasının 3 üncü bendi ile 62 nci madde hükümleri tasfiye kurulu üyeleri hakkında da uygulanır” şeklindedir.
    Somut olaya bakıldığında eldeki dava 06.09.2005 tarihinde açılmış ve yargılamanın devamı sırasında, 03.06.2010 günü kabul edilen 5983 sayılı Yasanın 2 nci maddesi ile Kooperatifler Kanunu’nun 81 inci maddesinin ikinci fıkrasına “…Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar” cümlesi eklenmiştir.
    Gerek madde başlığı ve gerek eklenen cümle dikkate alındığında, düzenlemenin dağılma sürecine giren kooperatiflerle ilgili olduğu tartışmasızdır. Oysa davacı kooperatifin dağılma aşamasında olduğuna dair bir iddia ya da dosyaya yansımış bir bilgi veya belge bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca Özel Daire bozma kararında her davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan yasaya göre çözümleneceğine ilişkin gerekçesi, somut olaya uygun düşmemektedir.
    Bu durumda Mahkemece, uyulmasına karar verilen ve taraflar bakımından usulî kazanılmış hak doğuran ilk bozma kararında belirtilen ilkeler çerçevesinde yapılacak inceleme ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Direnme kararı bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 04.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi