Esas No: 2020/6534
Karar No: 2022/5287
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/6534 Esas 2022/5287 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, hakaret ve silahla tehdit suçlarından mahkum edilmiştir. Temyiz isteği reddedilerek, hüküm onanmıştır. Ancak tehdit suçunda, fiilin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aynı yer ve zamanda gerçekleştirildiği ve mağdur sayısı dikkate alınarak cezanın alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği belirtilerek, hüküm bozulmuştur. Bozma nedeni, aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca cezanın Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin düşünülmemesidir. Kanun maddeleri: TCK 125, TCK 106, TCK 43/1 ve TCK 43/2.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1) Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık ... müdafisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2) Sanık hakkında silahla tehdit suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyizinde ise, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen, 18/11/2014 gün ve 2013/663 E - 498 K sayılı ilamında belirtildiği üzere, tehdit suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için tehdidin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek tehdit içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir. Aksine, şekli bir yorum ve bakış açısıyla bu bütünlük görmezlikten gelinerek, her bir mağdura yönelik hareketin bağımsız birer fiili oluşturduğunun kabul edilmesi ve gerçek içtima hükümlerinin uygulanması halinde, cezalandırmada adaletsizliğe yol açılacağı gibi "fiilin hukuki anlamda tekliği" prensibine de aykırı davranılmış olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; sanığın olay anında önce işyerinin camına silahla ateş ettiği, devamında müşteki ...’i, hemen akabinde de mağdurlar ... ve ...’i elindeki silahla tehdit ettiği olayda, sanığın müşteki ve mağdurlara yönelik hareketlerinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit fiilini oluşturduğu anlaşıldığından, buna bağlı olarak da tek fiille birden çok mağdura karşı tehdit suçunu işleyen sanık hakkında, “fiilin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi ilkesi” çerçevesinde somut olay açıkça irdelenip mağdur ve müşteki sayısı da dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi ve TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca, bu cezanın aynı Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.