Esas No: 2022/4753
Karar No: 2022/5851
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4753 Esas 2022/5851 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4753 E. , 2022/5851 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 19. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 10. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı vekili bakımından esastan reddine, davacı vekili bakımından ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirket nezdinde 07.09.2012-28.05.2018 tarihleri arasında aralıksız şekilde, ...’in merkez ve civar ilçelerinde sürdürülen yol çalışmaları, alt yapı ve hafriyat taşıma işlerinde tır şoförü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından fazla çalışma ücreti alacaklarının ödenmemesi, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırılması ve yıllık izinlerinin kullandırılmaması ve bu dönemlerde yaptığı çalışmaların karşılığı ücretlerinin ödenmemiş olmasından dolayı haklı nedenle feshedildiğini, bu hususu işverene Karşıyaka 3. Noterliğinin 28.05.2018 tarihli, 12268 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle bildirdiğini, ayrıca davacının bilgisi haricinde defalarca Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarında giriş-çıkış işlemi yapıldığını, en son ücretinin net 3.500,00 TL olduğunu, asgari ücrete tekabül eden kısmın banka yoluyla, kalan kısmın ise elden ödendiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesini haksız ve hukuka aykırı şekilde feshettiğini, kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, davacının davalı Şirket nezdinde 10 teker kamyon şoförü olarak 07.09.2012 tarihinden itibaren çalıştığını, tır şoförü olmadığını, fazla çalışma yaptığına dair iddialarının gerçeği yansıtmadığını, mevzuat gereği hafriyat işinin yapılma ve kamyonların trafikte bulunma saatlerinin 10.00-17.00 arası olarak belirlendiğini, bu durumun güncel takip sitemleriyle idarenin kontrolü altında olduğunu, bunu gözeten davalı Şirketin mesai saatlerini 08.00-17.00 olarak belirlediğini, araçlarda bulunan takograflar ile şoförlerin çalışma saatlerinin ilgili idareler tarafından kontrol edildiğini, davacının resmî tatiller ve haftalık izin günlerinde çalıştırılmadığını, fazla çalışma söz konusu olduğunda ücretinin ödendiğini, 2018 yılındaki iş yoğunluğu nedeniyle ayda iki pazar çalışma yapıldığını, karşılığı ücretlerin ücret hesabına ödendiğini, davacının alacağı bulunmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, özlük dosyasında sunulan izin formlarında da görüldüğü üzere kullanmadığı yıllık izninin bulunmadığını, davalı Şirketin asıl iş sahipleriyle sadece hafriyat konusunda anlaştığını ve personelinin de asıl işverenin işyeri sicil numarası altında çalıştığını, eğer yüklenici sıfatıyla çalışma yapılmıyorsa davalının işyeri sicil numarası altında sigortalı bildirimlerinin yaptırıldığını, bu nedenle işçilerin SGK kayıtlarına ilişkin kaybının oluşmadığını, davacının net 3.500,00 TL ücret aldığı yönündeki iddiasının da gerçeklikten uzak olduğunu, sahip olduğu kıdemi nedeniyle asgari ücretin üzerinde ücret aldığını, sunulan ücret bordrolarında da görüleceği üzere ücretinin net 1.700,00 TL + asgari geçim indirimi şeklinde olduğunu, zamanaşımına uğramış alacak taleplerinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kıdemi, tanık anlatımları ve emsal ücret bilgileri uyarınca aylık net 3.500,00 TL ücretle çalıştığı, davacının, iş sözleşmesini ödenmeyen işçilik alacakları bulunması nedeniyle haklı olarak feshetiğini iddia ettiği, yapılan yargılamada davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacaklısı olduğunun tespit edildiği, işveren tarafından bu alacakların ödendiği ispatlanamadığından davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı ve davacının kıdem tazminatı alacaklısı olduğu, yıllık iznin kullandırıldığının veya kullandırılmayan yıllık izin ücretinin ödendiğinin ispat yükünün işverene olduğu, işverenin bu yükümlülüğünü ancak yazılı delil ile yerine getirebileceği, davacının kıdemine göre 70 gün yıllık ücretli izin hakkının bulunduğu, tanık anlatımlarına göre davacının haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, davalı tarafından davacının ücretini aldığı banka hesabına yapılan ödemelerin mahsubu sonrasında davacının fazla çalışma ücreti alacaklısı olduğu, yine tanık anlatımlarından davacının dinî bayramlar dışındaki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ve on beş günde bir hafta tatillerinde çalıştığı ve bu alacaklarının ödenmediği gerekçeleriyle 31.01.2020 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasından sonra verdikleri talep artırım dilekçesinde fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacakları bakımından %30 oranında indirim yaparak talep artırımı yaptıklarını, buna rağmen Mahkemece bu tutar üzerinden tekrar 1/3 oranında indirim yapıldığını böylece bu alacaklar bakımından toplamda %55 oranında indirim yapıldığını, ayrıca belirsiz alacak davası şeklinde açtıkları fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacak taleplerine ilişkin hükümde faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olarak dava ve ıslah tarihi olmak üzere ayrı ayrı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; zamanaşımına uğramış tüm taleplerin reddi gerektiğini, davacı tarafın sözleşmeyi haklı sebeple feshetmediğini, davacının kamyon şoförü olduğunu davalıya göndermiş olduğu ihtarnamede kendisinin belirttiğini, bu sebeple dava dilekçesinde belirtmiş olduğu tır şoförü olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bilirkişinin dosyada mevcut emsal ücretleri ele alırken Uluslararası Tır ve Ağır Vasıta Şoförleri Yardımlaşma Derneğinin esaslarını incelediğini ve oradaki aylık net ücretin emsal olarak alındığını, uluslararası tır ve ağır vasıta şoförü ile 10 tekerlekli kamyon şoförünün aynı ücreti alamayacağını, yürürlükte bulunan mevzuat çerçevesinde davacının fazla çalışma yapmasının hukuken mümkün olmadığını, işçinin çalıştığı saatlerle ilgili yanlış tespitlerin hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine de yansıtılması sebebiyle bu hesaplamaların da tamamen yanlış olduğunu, davacının herhangi bir yıllık izin alacağının da bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1.Davacı vekilinin istinaf sebepleri bakımından; Mahkemece, davacı vekilinin 04.02.2020 tarihli ıslah dilekçesinde belirtilen talep sonuçlarına 1/3 oranında indirim uygulanarak fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretlerine hükmedilmiş ise de davacı vekilince, hükme esas alınan 31.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlara %30 indirim uygulanmak suretiyle belirlenen miktarlar için ıslah talebinde bulunduğu nazara alındığında, Mahkemece mükerrer indirim uygulamak suretiyle hatalı karar verildiği, buna göre bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücretlerine 1/3 indirim uygulanıp ıslah dilekçesinde yer alan talep ile bağlı kalınarak bu alacaklara hükmedilmesi gerektiği, yine Mahkemece, hükmedilen fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücretlerine, dava ve ıslah tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi yönünde karar verilmiş ise de dava dilekçesinde açıkça bu alacaklar için belirsiz alacak davası ifadesinin kullanıldığı dikkate alındığında, bu alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılarak alacaklardan yapılan indirim ve faizin başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
2. Davalı vekilinin istinaf sebepleri bakımından; davalı vekili süresi içerisinde cevap dilekçesi vermediğinden zamanaşımı def'in (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07/10/2021 tarihli ve 2018/148 Esas, 2021/1183 Karar sayılı içtihadı dikkate alınarak) ve yıllık izin kullanım belgelerinin dikkate alınmasının mümkün olmadığı, tanık beyanlarına ve tanıklık dönemlerine göre davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacaklısı olduğu, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacaklısı olduğu anlaşılan davacının bu alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini feshetmekte haklı olduğu, davacı tanıkları ve emsal ücret araştırması ile davacının ücretinin 3.500,00 TL net olduğu, bu hâliyle İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerle temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip etmediği, aylık ücretinin miktarı, yaptığı iş, dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesaplanması ve süresinde sunulmayan yıllık izin belgelerinin dikkate alınıp alınmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi ile 46, 54, 57 ve 59 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki (5), (6) ve (7) numaralı bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4857 sayılı Kanun'un 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi hâinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
3. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
4. Somut olayda, davacı çalışma dönemi boyunca kullanmadığı yıllık ücretli izin hakkı bulunduğunu belirtmiştir. Mahkemece davalı cevap dilekçesi ve delillerini süresinde sunmadığından ve davacının muvafakati olmadığından davalı tarafça sunulan yıllık izin belgelerini dikkate alınmadan tüm çalışma dönemi bakımından 70 gün yıllık ücretli izin alacağı hesaplanıp hüküm altına alınmıştır.
5. Davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan imzalı yıllık izin dilekçeleri ödeme belgesi mahiyetinde kabul edilmelidir. Ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gereklidir.
6. Cevap dilekçesi ekinde sunulan belgelerin fotokopi olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple öncelikle söz konusu belgelerin aslı getirtilmeli ve davacıdan izin dilekçeleri altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulmalı, imza inkârı hâlinde imza incelemesi ile dilekçeler altındaki imzaların davacıya ait olup olmadığı belirlenmelidir. Yapılacak inceleme sonucunda imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması hâlinde kullanıldığı belirlenen izinlerin alacaktan düşülmesi gerekmektedir.
7. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalı işyerinde on beş günde bir hafta tatili yaptığı kabul edilerek hafta tatili kullanmadan çalıştığı haftalarda hem haftanın 7 günü üzerinden fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmış hem de aynı hafta için hafta tatili ücreti hesaplanmıştır. Oysa hafta tatillerinde çalıştığı haftalarda 6 gün üzerinden fazla çalışma alacağı hesaplanarak yapılan bu hesaplamaya 7. gün için 7,5 saati aşan çalışmanın eklenerek sonuca gidilmesi gerekirken bu hususa dikkat edilmeden mükerrer tahsile sebebiyet verecek şekilde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.