Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/438
Karar No: 2016/577
Karar Tarihi: 04.05.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/438 Esas 2016/577 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/438 E.  ,  2016/577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.07.2010 gün ve 2008/165 E., 2010/153 K. sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalılardan Ankara Un San. Tic. A.Ş. vekililleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18.12.2012 gün ve 2011/378 E., 2012/21095 K. sayılı ilamı ile;    
    (...Davacı vekili, müvekkilinin özellikle un emtiasında tanınmış ‘SİNANGİL UNLARI-ÇİFT KOÇ’ ibareli markanın sahibi olduğunu, anılan markasının serilerinin bulunduğunu, davalı ...ye ait ‘TEK LEYLEK’, ‘ÇİFT LEYLEK’ ve ‘ÜÇ LEYLEK’ markalarla müvekkili adına tescilli ‘SİNANGİL UNLARI ÇİFT KOÇ’, ‘SİNANGİL UNLARI TEK YILDIZ’ ile türev markaları ‘TEK KOÇ’, ‘ÇİFT KOÇ’, ‘TEK YILDIZ’ ve ‘ÇİFT YILDIZ’ ibareli markalarına tecavüz ettiği ve haksız rekabette bulunduğu iddiasıyla davalılar aleyhine açtığı tespit ve hükümsüzlük davasının İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde halen derdest olduğunu, anılan davada müvekkilinin ‘SİNANGİL UNLARI ÇİFT KOÇ’ markasıyla satışa sunduğu 1 ve 4 kg’lik paket unlarla davalı ...nin ‘ÇİFT LEYLEK’ ibareli markasıyla satışa sunduğu 1 ve 4 kg’lik paket unların karışıklığa neden olduğu, kullanımının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz teşkil ettiğine dair ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bundan sonra davalı ...nin basit renk değişimi ile eylemine devam etmesi sonrasında anılan davalı hakkında ürün ambalajı vasıtasıyla müvekkilinin tescilli markasına vaki tecavüzün tespiti ve önlenmesine dair açılan davanın kabulüne karar verildiğini, temyiz aşamasında olan kararın henüz kesinleşmediğini, bu davalının bu kere ambalajındaki fonu değiştirdiğini, müvekkilinin ‘ÇİFT KOÇ’ ibaresine iltibas yaratacak şekilde ‘ÇİFT LEYLEK’ kullanımına devam ettiğini, markaya tecavüzünü sürdürdüğünü, zararının doğduğunu ileri sürerek, 75.000 TL maddi tazminatın davalı ...den, 60.000 TL maddi tazminatın ise, diğer davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili, müvekkili markasıyla davacı markasının hiçbir şekilde benzemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Diğer davalı vekili, dava dilekçesinde müvekkili hakkında bir iddiada bulunulmadığını, bir ara diğer davalıdan alınan malları pazarladığını, kendisine ikinci davada bir ihbar yapılmadığını, daha sonra ticari ilişkinin kesildiğini, müvekkiline husumet yöneltilmesinin yerinde olmadığını bildirerek, davanın reddine savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunmalar, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının süresinden sonra zamanaşımı def’inde bulunduğu, davacının bunu kabul etmediği, ıslahın dilekçedeki belirtilen bir istem veya savunmanın değiştirilmesine yönelik bir usul işlemi olduğu, savunmada yer almayan zamanaşımı def’inin ıslah dilekçesiyle savunmaya dahil edilemeyeceği, bu nedenle zamanaşımı def’inin kabul edilmediği, davacı ile davalı ...arasında görülen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti davasında tarafların markaları arasında benzerlik bulunmamakla beraber davalı ...nin tescilli markasının alt kısmında tescil kapsamında olmayan renk, ambalaj ve dizaynla davacının markasıyla çağrışım yapma çabasının bulunduğu ve benzer ambalaj kullanıldığı gerekçesiyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun kabul edildiği, artık tecavüzün bulunduğunun tartışılmayacağı, bu davalı bakımından tecavüzün gerçekleştiği, diğer davalının anılan davaya taraf olmadığı, eldeki davanın açıldığı tarihe kadar marka hakkına tecavüz ettiğine dair bir iddianın yer almadığı, bir delil tespiti sunulmadığı, 18.06.1999 tarihli tedbir kararından sonra hakkında bir iddia ileri sürülmediği, bu tedbire konu eylemlerin taraflar arasında görülen ilk davanın konusunu teşkil ettiği, tek delilin davalı Düzey firmasının dava dışı Migros A.Ş’ye 1 kğ’lık ‘ÇİFT LEYLEK’ markalı un satımı olduğu, bu davalının davacı ile Ankara Un A.Ş. arasında cereyan eden ikinci davaya konu ambalajı taşıyan ürünleri satın aldığının kanıtlanmadığı, ilk davada tedbir kararından sonra davalı ...nin markasını kullanarak ambalaj değiştirdiği, bu durumun davacı markasına tecavüz oluşturduğunu davalı Düzey A.Ş’nin bilemeyeceği, alıcı olduğundan ambalajın taklit olduğunu bilmesi halinde sorumluluğunun bulunacağı, mağazalara ürün tedarik eden bu davalının taklit ürün tercih etmesinde bir yararının olmadığı, ikinci davada da kendisine husumet yöneltilmediği, davacı tarafından bir uyarı yapılmadığı, davacı zararının belirlendiği gerekçesiyle davalı Düzey A.Ş. hakkındaki davanın husumetten reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kabulüne, 75.000 TL alacağın bu davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ...Ş. vekili ile davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Davalı ...Ş. vekili, cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def’inde bulunmuş, ıslah ile zamanaşımı def’inin ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle bu savunma dikkate alınmamıştır. 6100 sayılı HMK’nın 176 ve devamı (Mülga HUMK’nın 83 ve devamı) maddelerinde düzenlenen ıslah, yargılamadaki taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmesidir. Medeni yargılamada cevap dilekçesi sunulması da bir usulü işlem olarak düzenlenmiştir. Davalı, sunduğu cevap dilekçesinin içeriğini, başka bir anlatımla savunmalarını ıslah ederek tamamen veya kısmen değiştirebilir. Özellikle de süresinde bildirmediği zamanaşımı def"ini ıslah suretiyle ileri sürebilir.
    Bu durum karşısında, davalı ...Ş.’nin cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def’inde bulunduğu, ıslah ile zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin mümkün olduğu dikkate alınıp, zamanaşımı def’iyle ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zamanaşımı def’inin incelenmemesi doğru görülmemiş, kararın davalı ...Ş. yararına bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı ...Ş. vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    3-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir...)  
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.  
     

     

    HUKUK GENEL KURULU KARARI  
     
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:  
    Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece, “davalının süresinden sonra zamanaşımı definde bulunduğu, zamanaşımı definin cevap süresi içinde bildirilmesi gerektiği, süresinden sonra ileri sürülmesi halinde kabul edilmesinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olduğu, eldeki davada ise davacının muvafakatinin bulunmadığı, ıslahın bir istem veya savunmanın değiştirilmesine yönelik bir usul işlemi olduğu, savunmada yer almayan zamanaşımının, ıslah dilekçesi ile savunmaya dâhil edilmesinin HUMK hükümleri gereğince mümkün olmadığı, bu nedenle zamanaşımı definin kabul edilmediği, işin esası yönünden ise; İstanbul 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2004/646 esas sayılı dosyası ile davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğunun kabul edildiği, kesinleşen kararın tarafları bağlayıcı olduğu, eldeki davada artık tecavüzün bulunup bulunmadığı tartışmasına girilmesine gerek kalmadığı, dolayısıyla da davalı ...Ş. yönünden tecavüzün gerçekleştiğinin kesinleştiği, diğer davalı Düzey A.Ş"nin söz konusu davada taraf olmadığı, bu dava tarihine kadar marka haklarına tecavüz ettiğine dair her hangi bir iddianın da söz konusu olmadığı gerekçesiyle davalı ...Ş. yönünden davanın kabulü ile 75.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline, davalı Düzey A.Ş. yönünden ise davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekili ve davalı ...Ş. vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.  
    Yerel mahkemece, zamanaşımı definin ıslahla ileri sürülmesi üzerine 28/01/2010 günlü oturumun 5 nolu ara kararıyla hem usulden, hem de esastan defi savunmasının reddine karar verildiği, dolayısıyla da daire kararında belirtildiğinin aksine davanın süre bakımından zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunun esastan incelendiği ve ara kararla reddedildiği, aynı hususun nihai kararda tartışılması zorunluluğu bulunmadığı, usulü redde ilişkin ara kararı gerekçesinin nihai kararın gerekçesinde tekrarlanmasının davacı lehine oluşan usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldırmayacağı, marka haklarına tecavüzün 556 sayılı KHK"nın 61/A maddesi gereğince aynı zamanda suçta oluşturduğu, BK"nın 60.maddesine göre haksız fiil aynı zamanda suç oluşturuyorsa ve ceza zamanaşımı daha uzun ise ceza zamanaşımının uygulanacağının kabul edildiği, marka haklarına tecavüz nedeniyle fiil için öngörülen ceza miktarına göre Ceza Kanunu’nun öngördüğü ceza zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, davanın ceza zamanaşımının dolmasından önce açıldığı, mahkemenin 28/01/2010 tarihli ara kararındaki "zamanaşımı definin reddine ilişkin kararının dosya içeriğine uygun olduğu gerekçesi ile ilk kararda direnilmiştir.
    Direnme hükmü, davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.  
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.  
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi).  
    Başka bir anlatımla; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 gün ve E:2012/9-1892, K:2013/881; 26.03.2014 gün ve E:2013/18-632, K:2014/394; 19.11.2014 gün ve E:2013/13-1206, K:2014/931 sayılı ilamları).  
    Somut olayda ise; Özel Dairece, ıslah ile zamanaşımı def’inin ileri sürülmesinin mümkün olduğu dikkate alınıp, davalının zamanaşımı def’iyle ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gereğine işaretle kararın bozulması üzerine, Yerel Mahkemece; davalının zamanaşımı def’i değerlendirilerek somut olayda ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, bu sürenin ise dolmadığı gerekçesi ile "direnme" olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmaktadır.  
    Mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.  
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.  
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.  
    S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı ... San. Tic. A.Ş. vekilinin yeni hükme yönelik  temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi