Esas No: 2022/4340
Karar No: 2022/5853
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4340 Esas 2022/5853 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İlk Derece Mahkemesi tarafından kısmen kabul edilen alacak davasının istinaf başvurusu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esasen reddedilmiştir. Daha sonra yapılan duruşma ile alınan karar sonucunda, kıdem tazminatı ile ilgili talebin reddedildiği, izin alacağının hesaplanmasında prim miktarının da dikkate alınması gerektiği ve fazla çalışma alacağı hesabında icap nöbetinde geçen sürenin de eklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacı vekili, kararın düzeltilmesini talep etmiş ancak Yargıtay, karar düzeltme kanun yolunun iş mahkemeleri kararları için düzenlenmediğini belirterek talebi reddetmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun \"Hükmün tashihi\" kenar başlıklı 304 üncü maddesi
- 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7 nci maddesi, üçüncü fıkrası
- 6100 sayılı Kanun'un kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 22. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve davalı tarafın duruşmalı inceleme talep etmesi üzerine 18.01.2022 tarihinde yapılan duruşmalı temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 18.01.2022 tarihli ve 2021/12188 Esas, 2022/529 Karar sayılı kararı ile tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek istifa dilekçesinin 12.11.2014 tarihli olduğu ve davacı tarafından imzalandığı, dilekçede haklı fesih sebebine dayanılmadığı, iş sözleşmesinin feshinden iki yıldan fazla süre sonra açılan davada istifa dilekçesinin haklı feshe tahvili için gerekli olan makul sürenin geçtiği, davacı tanıklarının feshe dair bilgilerinin olmadığı, davalı tanıklarının ise davacının, başka bir yerde işe girmek için istifa ettiğini belirttikleri, imzaladığı belgenin yasal sonuçlarını bilebilecek durumda olan davacının irade fesadı hâlinin de söz konusu olmadığı anlaşıldığından kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiği; izin alacağının hesabına esas ücret belirlenirken prim miktarının da temel ücrete eklenmesi gerektiği; fazla çalışma alacağı yönünden ise alacağın hesabında icap nöbetinde geçen sürenin 1/8'inin de çalışma süresine eklenmesi gerektiği; ayrıca prim (hak ediş) üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla), garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise %150 zamlı ücretten (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği yönündeki gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili maddi hatanın düzeltilmesi talepli dilekçesinde; müvekkilinden istifa dilekçesinin alacakların ödeneceği vaadiyle hileli şekilde alındığını; ancak ödeme yapılmadığını, 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme şartlarını tamamladığı gibi ödenmeyen içilik alacağı da bulunduğundan kıdem tazminatının reddinin hatalı olduğunu, şua izninin reddinin de hatalı olduğunu, fazla çalışma hesabı eksik olmakla birlikte bu husustaki bozma gerekçesinin yetersiz olduğunu; zira fazla çalışma alacağı hesaplanırken 21.01.2010 tarihinden önceki dönem için haftada 27,5 saati, sonraki dönemde ise haftada 35 saati geçen çalışmalar için hesap yapılması ve icap nöbetlerinin de eksiksiz olarak eklenmesi gerektiğini; ayrıca fazla çalışmadan yapılan takdiri indirimin fazla olduğunu belirterek Daire kararının kaldırılmasını ve dilekçede belirtilen sebeplerden bozma yapılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilince kararın maddi hataya dayandığı gerekçesi ile ortadan kaldırılması istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) "Hükmün tashihi" kenar başlıklı 304 üncü maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir :
" (1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. ... "
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (7036 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince 6100 sayılı Kanun'un kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır.
6100 sayılı Kanun’da ise karar düzeltme kanun yolu düzenlemesine yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine göre, Dairemizce temyiz incelemesi sonucunda verilen kararda maddi hata saptanamadığı gibi, maddi hataya dayandığı ileri sürülen hususun hukuki takdire ilişkin olduğu ve 7036 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca iş mahkemelerinin kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme istenemeyeceği de dikkate alınarak davacı vekilinin dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talepli dilekçesinin REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.