Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/11762 Esas 2013/1570 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, resmi tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, davalıya ait işyerinde 08.10.2008- 10.02.2011 tarihleri arasında pompacı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek ihbar ve kıdem tazminatı ile ödenmeyen işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının iş sözleşmesinin işyerinde müşteri şikayetlerine yol açan ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışları nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/2 maddesi uyarınca haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davacı taleplerinin ilamda belirtilen şekilde kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Dosya içeriğine göre; davalıya ait işyerinde pompacı olarak çalışan davacının iş sözleşmesi işyerinde kadın pazarlamak istemesi sebebiyle müşterilerden gelen şikayetler üzerine işveren tarafından 4857 sayılı Kanun"un 25/2 maddesi gereğince feshedilmiştir. Mahkemece, davalının fesih sebebini kanıtlayamadığı dolayısıyla feshin haksız olduğu sonucuna varılmış ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamıştır. Davacının işyerinde ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranıp davranmadığının belirlenmesi bakımından davalı işveren tarafından tanık olarak bildirilen şikayetçilerin çağrılıp dinlenmeden hüküm kurulması hatalıdır. Sözü edilen tanıklar usule uygun olarak çağrılıp olaya hakkında ayrıntılı beyanları alınmalı, şikayet dilekçelerindeki imzanın kendilerine ait olup olmadığı ve dilekçe içeriği hakkındaki beyanları tespit edilmeli, bundan sonra tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, dava konusu uyuşmazlık yeterli derecede aydınlatılmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.