Hukuk Genel Kurulu 2014/2166 E. , 2016/575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kocaeli 3. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.02.2012 gün ve 2010/559 E., 2012/52 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 25.03.2014 gün ve 2012/16368 E., 2014/9903 K. sayılı ilamı ile;
(…A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 09.12.2004 tarihinde Arslanbey Belediye Başkanlığı"nda çalışmağa başladığını, belediyelerin birleşmesi ve Arslabey Belediyesi"nin kapatılması ile 30.03.2009 tarihinde davalı ..."nda çalışmağa devam ettiğini, 05.01.2010 tarihinde emeklilik nedeniyle işten ayrıldığını, Hizmet-İş Sendikası"nın üyesi olduğunu, davalı ... ile Hizmet-İş Sendikası arasında 23.02.2009 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin 33 ve 34. maddeleri gereğince davacının alması gereken günlük yevmiyenin 54,00 TL olduğunu, davalı ..."nın 02.03.2009 tarihli meclis kararı ile toplu iş sözlemesinin 33. maddesini tek taraflı olarak metinden çıkartmak suretiyle sözleşmenin diğer maddelerini oy birliği ile kabul ettiğini, alınan bu karar nedeniyle davacının emeklilik tarihindeki günlük ücretinin 48,26 TL olarak belirlendiğini ve bu ücrete göre kıdem tazminatı, ikramiye, ücret ve diğer sosyal haklarının hesaplanıp ödendiğini, yapılan ödemenin eksik olduğunu ileri sürerek, kıdem tazminatı, sosyal yardım, ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, 5747 Sayılı Yasa ile Arslanbey Belediyesinin tüzel kişiliği kaldırılarak Kartepe Belediyesinin bünyesine katıldığını, aynı kanunun geçici 2/5 maddesine göre tüzel kişiligi sona erdirilen ve faaliyetlerini ilk genel mahalli idare seçimlerine kadar devam ettirecek olan belediyelerin yapacakları TİS"in katıldığı belediye meclisinin onayı ile mümkün olabileceği, bu sebeple Arslanbey Belediyesi ile Hizmet İş Sendikası arasında 23.02.2009 tarihinde hazırlanan TİS"i Kartepe Belediye meclisinin onaylama yetkisinin olduğnu, buna göre 23.02.2009 tarihinde hazırlanan TİS Kartepe belediye meclisinin 02.03.2009 tarihli ve 62 Sayılı kararı ile taban ücret düzenleyen 33. Maddenin iptal edildiğini, günlük yevmiyeyi 48,26 TL olarak onayladığını, bu durumda Kartepe Belediyesinin Arslanbey Belediyesinin yapmış olduğu TİS"i onaylamadıkça bu sözleşmesinin yürürlüğünden bahsedilmesinin mümkün olmayacağını, davacının Kartepe Belediyesinden herhangi bir alacak talebininin mümkün olmadığını, tüm işçi alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini, Kartepe belediyesinin 10 beldenin katılımıyla oluşan bir belde olduğunu, belediye işçileri arasında eşitsizliği önlemek amacıyla hukuka uygun olarak yetki dahilinde geçerli bir karar alandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı ..."ye devredilen Arslanbey Belediyesi tarafından yapılan toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılan taban ücret ve zam oranlarının davalı tarafından tek taraflı olarak değiştirilerek işçinin yevmiyesinde düşüşe gidilemeyeceği, davacının fark sosyal yardım, ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı davalı ... Belediyesi ile birleşen Arslanbey Belediyesinde çalışırken üyesi olduğu sendika ile 23.2.2009 tarihinde imzalanan toplu iş sözlemenin taban ücret ile zamlara ilişkin 33. ve 34. maddelerinin davalı tarafından tek taraflı olarak değiştirilmesi nedeniyle işçilik alacağı bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalı ise davacının daha önce çalıştığı Arslanbey Belediyesinin tüzel kişiliğinin 5747 Sayılı Kanun ile sona erdirilerek kendilerine devredildiği, bu kanunun Geçici 2/5 maddesi uyarınca yapılan toplu iş sözleşmesinin geçerli olabilmesi için devredilen belediye meclisinin onayı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davacının daha önce çalıştığı Arslanbey Belediyesinin 5747 Sayılı Kanunun gereğince davalı ... Belediyesi"ne devredildiği sabittir. 5747 Sayılı Kanunun Geçici 2/5 maddesi uyarınca bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak olan toplu iş sözleşmesinin devronulacak belediyenin belediye meclisi tarafından onaylanması gerekmektedir. Davacının daha önce çalıştığı Arslanbey Belediyesi ile Hizmet-İş Sendikası arasında 23.02.2009 tarihinde yapılan toplu iş sözleşmenin yürülüğe girebilmesi için davalı ... Meclisince onaylanması gerekmektedir. Davalı ... Meclisi yapılan toplu iş sözleşmesinin taban ücret ile zam oranlarına ilişkin maddelerini onaylamayarak işçiye yapılacak olan zam oranını kendisi belirlemiştir. Davalı ... tarafından yapılan bu işlem 5747 Sayılı Kanuna uygundur. Davacı ile aynı konumda bulunan bazı işçiler tarafından Kocaeli 6. İŞ Mahkemesinde açılan davalarda davacının toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin maddelerinin belediye meclisince değiştirilmesi nedeniyle fark işçilik alacakları bulunmadığı belirtilerek reddedilmiş olup bu kararlar Dairemizce onanmıştır (Dairemizin 11.03.2014 gün ve 2013/11966 E. 2014/7811 K.). Mahkemece davacının fark ücret, sosyal yardım, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının reddi gerekirken kabulü isabetsizdir...)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, 5747 sayılı Kanunun Geçici 2/5. maddesinde yer alan tüzel kişiliği ilk genel mahalli idareler seçimlerine kadar devam edecek belediyelerin yapacakları toplu iş sözleşmesinin, katıldığı belediyenin onayına tabi olduğuna ilişkin düzenlemenin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının çalışma ve sözleşme hürriyetini düzenleyen 48. maddesine, toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkını düzenleyen 53. maddelerine aykırı olduğu iddiası ön sorun olarak tartışılmış olup, Anayasaya aykırılık iddiasının ciddi bulunmadığı Kurul çoğunluğunca kabul edilerek ön sorun aşılmıştır.
İşin esasın gelince; uyuşmazlık, 5747 sayılı Yasa"nın geçici 2/5. maddesi uyarınca davalı ... Meclisince davacının üyesi olduğu sendika ile Arslanbey Belediyesi arasında imzalanmış toplu iş sözleşmesinin ücrete yönelik hükümlerini iptal edip kendince yeni düzenlemeler getirmesinin Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olup olmadığı varılacak sonuca göre davacının fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye ve fark sosyal hak alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 04.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
5747 sayılı Kanunun olayda uygulanan Geçici 2’nci maddesinin (5.) bendinde yer alan hüküm; Anayasa’nın 2’nci,“kanun önünde eşitliğe” ilişkin 10’ncu ve “Toplu iş sözleşmesi hakkına” ilişkin 53’ncü maddesine aykırıdır. Şöyle ki;
Davacının çalıştığı toplu iş sözleşmesinin kapsamında olan işyeri, Aslanbey Belediyesi’nin 5747 sayılı Kanun gereğince tüzel kişiliğini 29. Mart. 2009 tarihinde yapılan mahalli idareler seçiminde kaybetmesiyle, Kartepe Belediyesine devredilmiştir.
Davacı, tüzel kişiliği sona eren belediyeye tabi olarak çalışmaya devam ediyor olsa idi, bu belediye ile davacının üye olduğu Hizmet-İş Sendikası arasında 23.2.2009 tarihinde aktedilen toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre 1.1.2009 tarihinden geçerli olmak üzere günlük ücreti 45.-TL. + 9.-TL.= 54.- TL. olacaktı.
5747 sayılı Kanunun Geçici 2’nci maddesinin (5.) bendi; “tüzel kişiliği ilk genel mahalli idareler seçimlerine kadar devam edecek olan belediyelerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapacakları toplu iş sözleşmesini…… …katıldığı belediyenin onayına tabi” tutmuştur. Bu hükme dayanarak işyerini ilk mahalli idareler genel seçimi sonunda devralacak olan Belediye’de “tüzel kişiliği aynı tarihte sona erecek olan belediyenin yaptığı toplu iş sözleşmesinin taban ve tavan ücrete ilişkin 33’ncü maddesi ile taban ücrete seyyanen verilen zamma" ilişkin 34’ncü maddesini iptal edip, kendisi tek taraflı olarak yeni bir ücret (48.26 lira) belirlemiş ve davacıya işçilik haklarını tek taraflı olarak belirlediği bu ücret üzerinden ödemiştir.
Bu kanun kapsamında bulunmayan Belediyelerde, aynı iş kolunda çalışan ve aynı sendikaya işçiler, toplu iş sözleşmesinden yararlandıkları halde, aynı hukuki durumda bulunan fiilen aynı işi yapan davacı, 5747 sayılı Kanuna dayanılarak tesis edilmiş işlem sebebiyle bu haktan yararlanamaz duruma düşmüştür. Başka bir ifade ile 5747 sayılı Kanunun anılan hükmü, eşitlik ilkesini bozmuştur. Bu durum; Anayasa’nın 2. ve 10’ncu maddesine açıkça aykırıdır.
Öte yandan; 5747 sayılı Kanunun, tüzel kişiliği sona erecek olan belediyenin, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapmış olduğu toplu iş sözleşmesini, işyerini ilk mahalli idareler seçimleri sonucunda devralacak olan Belediye’nin onayına tabi tutan düzenlemesi Anayasa’nın 53’ncü maddesinde güvence alınan toplu iş sözleşmesi hakkına, kanunla getirilen sınırlama niteliğinde olup, hakkın özüne dokunmaktadır. Anayasanın 53’ncü maddesinde, bu yönde bir sınırlama sebebi getirilmemiştir. 13’ncü maddede yer alan genel sınırlama sebepleri bakımından ise; hakkın özüne dokunamaz. Bu itibarla, 5747 sayılı Kanunun anılan düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı olduğu düşünülmektedir. Anayasa Mahkemesine bu hükmün belediyeler bakımından iptali için itiraz yoluyla başvuruda bulunulması gerektiği düşüncesiydeyim.