15. Hukuk Dairesi 2015/3697 E. , 2016/1677 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeni ile iş sahibi tarafından reddedilen mallara ilişkin ödenen 69.808,80 TL, ihale konusu mallar teslim edilse idi kazanılacak olan kara karşılık 21.228,20 TL, yatırılan kesin teminat bedeli olarak 4.629,00 TL, karar pulu vergisi olarak 381,90 TL, sözleşme bedeli vergisi olarak 636,50 TL, hamallara ödenen 1.500,00 TL forklift ücreti olarak 1.200,00 TL, ihaleye giriş masrafı olarak 3,000,00 TL, ihale dosyası çoğaltma bedeli olarak 300,00 TL olmak üzere toplam 102.684,40 TL"nin davalılardan tahsili talep edilmiş, davalı ... tarafından husumet itirazında bulunulmuş ve davanın reddi talep edilmiştir. Diğer davalı ... tarafından ise akdi ilişki kabul edildiği halde işsahibi ile yapılan sözleşmenin müvekkilini bağlamayacağı, müvekkilinin sadece sipariş formu ile sorumlu olduğu, tespitte ayıp çıkmadığını, ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını iddia ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ..."nin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Diğer davalı ..."nin temyiz itirazlarına gelince; sözleşmeler hukukunun en temel ilkelerinden birisi olan sözleşmelerin nispiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatları ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacılık sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu değer üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise davanın o kişi veya kişilere karşı açılması gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının önemli özelliği, def"i niteliğinde olmayıp itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile bu hususun mahkemece re"sen nazara alınmasıdır. Dairemizin 12.06.2014 tarih, 2013/ Esas ve 2014/ Karar sayılı ilamında da bu hususlar açıkca vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; elektronik posta yazışmaları şeklinde teklifin kabulü biçiminde oluşan sözleşme ilişkisi davacı ile davalılardan ... arasında kurulmuştur. Davalı ..."den fiyat teklifi alınmış ise de sipariş verildiği ve sözleşme ilişkisinin kurulduğu kanıtlanamadığından davalılardan ..."ın akdi ilişkisi bulunmadığından, davacıya karşı bir sorumluluğundan söz edilemez. Hâl böyle olunca, davacının davalı ..."ye yönelen davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."nin temyiz itirazının reddine, 2. bent uyarınca davalı ..."nin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz eden davalı ... yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."ye verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.578,47 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...den alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.