3. Hukuk Dairesi 2017/5837 E. , 2019/1476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında 2 adet kamyonun kiralanması hususunda anlaştıklarını, tarafından kamyonlar davalının emir ve gözetimi altında bulundurulmasına rağmen hiçbir haklı nedene dayanılmaksızın kamyonların çalıştırılmadığını ve kira bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle kira kaybına uğradığını, bu doğrultuda davalıya ihtar çekildiğini ancak herhangi olumlu bir yanıt alınmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşme bitim tarihine kadar olan ödenmeyen ve mahrum kalınan kira bedellerinin ihtarname tebliğini izleyen 3. günden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kamyonların kiralanmasına dair sözleşme imzalandığını, davacının araçların emir ve gözetimleri altında tutulduğuna ve kira bedellerinin ödenmediğine dair iddiasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, hava şartları nedeniyle belli bir süre araçların çalıştırılamadığını ve davacı tarafça araçların götürüldüğünü, ihtarlarına rağmen araçların kullanımlarına hazır edilmediğini, kusurun davacıda olduğunu araçların çalıştırıldığı sürede bedellerin eksiksiz yatırıldığını, zarara ve artmasına davacının sebep olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın ihtarnamesine verilen cevap dikkate alındığında davalı tarafça sözleşmenin feshine dair bir irade açıklaması olmadığı, araçların çalıştırılmaması halinde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağına dair bir hükmün sözleşmede bulunmadığı ve davacı tarafça araçların çekilmesiyle sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı belirtilerek araçların çalıştırılmadığı iafede edilen tarihlerden itibaren ...plakalı araç için 2, ... plakalı araç için 1 aylık kira bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş ve hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında imzalanan 10/05/2013 başlangıç tarihli sözleşme her ne kadar taraflarca ve mahkemece kiralama sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de sözleşmenin kiralayanın yükümlülüklerini düzenleyen 5. maddesi ile kiracının yükümlülüklerini düzenleyen 2. maddesi dikkate alındığında, kamyonları kullanacak kişilerin de davacı kiraya verenin personeli olduğu, sürücülü araç hizmeti alımına dair bir sözleşme olduğu, bu kapsamda sözleşmenin kiralama sözleşmesi olmayıp hizmet alımına ilişkin bir sözleşme olduğu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 4. Maddesi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olmadığı anlaşılmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, HMK m.114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m.115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler.
HMK"nın 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup, bu hükme göre "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında istisna öngörülerek "Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir." ifadesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK m.5 uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Tüm bu açıklamalar ışığında mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğu ve davalı, tüzel kişi tacir olmakla davacının da tacir olup olmadığı belirlenerek TTK"nın 4. Ve 5. maddeleri de dikkate alındığında uyuşmazlık ticari dava niteliği taşıdığı takdirde asliye ticaret mahkemelerinin, ticari dava niteliği taşımadığı takdirde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş ve bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.