BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/389 Esas 2021/321 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/389
Karar No: 2021/321
Karar Tarihi: 16.03.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/389 Esas 2021/321 Karar Sayılı İlamı

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ


ESAS NO : 2018/389 Esas
KARAR NO : 2021/321


DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait bulunan kuaför işletmesinin tadilat ve mimari dekorasyonunun yapılması amacı ile davalı taraf ile müvekkili arasında karşılıklı mutabakat neticesinde 13/12/2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, işbu sözleşmeye göre tadilat ve dekorasyon işine 18/12/2017 tarihinde başlanması ve eksiksiz bir şekilde 30 iş günü içerisinde tesliminin kararlaştırıldığını, müvekkilince 80.000 TL bir kısım iş bedelinin ödendiğini, ayrıca herbiri 5.800,00 TL. bedelli üç adet senet alındığını, ancak taahhüt edilen işlerin süresinde ve sözleşmeye uygun yapılmadığını, sadece 20.000 TL bedelli iş yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu iş nedeniyle ödenen nakdi bedellerin iadesine yönelik 1.000,00 TL' nin, müvekkilinden haksız yere alınan 30/01/2018 vade tarihli 5.800 TL bedelli, 30/02/2018 vade tarihli 5.800,00 TL bedelli ve 30/03/2018 vade tarihli ve 5.800,00 TL bedelli üç adet senetin iadesi ile borçlu olmadıklarının tespitine, ayrıca icra takibine konu edilme ihtimaline binaen teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine, sözleşme kapsamında belirlenen teslim tarihinden itibaren davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle müvekkilinin yoksun kaldığı kâra ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL mahrum kalınan kar ve 2.000,00 TL cezai şartın ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından yükümlenilen işlerin eksik ve ayıplı yapıldığı iddia edildiğini ve Küçükçekmece ...... Sulh Hukuk mahkemesinin ...... D.iş sayılı dosyasından tanzim edilen raporu delil olarak sunduklarını ancak taraflarınca işbu raporu süresi içinde itiraz ettiklerini, davaya konu senetlerin sözleşmede açıkça belirtildiğini, 13/12/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşme bedelinin 150.000,00 TL olduğunu, 20.000,00 TL'nin peşin olarak ödeneceğini, 60.000,00 TL'nin 15/12/2017 tarihinde müvekkilinin banka hesabına ödeneceğini, kalan bedel için de senet düzenleneceğinin belirtildiğni, taraflar arasında akdedilen 13/12/2017 tarihli sözleşmenin TTk 18/3 maddesine aykırı olarak sonlandırıldığından küçükçekmece ...... Sulh Hukuk Mahkemesinin d.iş sayılı dosyasından tanzim denilen delil tespiti raporuna taraflarınca itiraz edildiğinden alınan raporun huzurdaki davada delil niteliği bulunmadığını, cezai şart ve mahrum kalınan kârın aynı anda talep edilemeyeceğinden davaya konu iş yerine 133.445,61 TL tutarında iş yapılarak sadece 80.000,00 TL ödeme yapıldığından davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 05/02/2019 tarihli duruşmasında Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak yapılması kararlaştırılan işlerin yapılıp yapılmadığı, yapılan ve yapılmayan işlerin bedelinin tespiti, ayıplı iş varsa niteliği, neden kaynaklandığı ve giderim bedelinin tespiti, davacının davalıya ödediği toplam tutarın tespiti, sonuç olarak davacının bakiye borcunun olup olmadığı, ödediği tutarlar ve verilmiş senetler nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, kâr kaybı ve cezai şart istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 20/06/2019 tarihli raporda; davacının 01/03/2019 tarihli inceleme ile ilgili beyanlarına ilişkin verilen dilekçesinde dosyanın mevcut haliyle incelenerek rapor tanzim edilmesini talep etmelerinden dolayı davacı tarafı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davalının cevap dilekçesinde yasal düzenlemeler ve yüksek mahkeme içtihatları gereğince davacı tarafından müvekkiline ait ticari defterler delil olarak dayandırılmadığından müvekkiline ait ticari defterlerin ibraz edilmemesinden sonuç doğurmayacağının kabulününü gerektiğini talep ettiğinden davalı taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunun her iki tarafında kabulünde olduğu, 13/12/2017 tarihli dava konusu sözleşmede 30 iş günü teslim süresini aşan her bir iş günü için 1.600,00 TL gecikme cezası ödeneceğinin kararlaştırıldığı, dosya kapsamında davacının 01/03/2019 tarihli inceleme ile ilgili beyanlarına ilişkin verilen dilekçesinde dosyanın mevcut haliyle incelenerek rapor tanzim edilmesini talep etmelerinden dolayı davacı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmadığından dosyanın mevcut haliyle kar kaybı hesabının hesaplanamayacağı, davacı tarafça davalıya 20.000,00 TL + 59.700,00 olmak üzere toplam 79.700,00 TL tutarında ödemenin yapıldığı, davacının dava tarihinden itibaren %9,75 reeskont avans faizi talep edebileceği, netice olarak davacı tarafça 79.700,00 TL ödeme yapıldığı, asıl alacak tutarı üzerinden tüm işin toplam değerinin mahsubu neticesinde 54.700,00 TL olarak hesaplandığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 08/10/2019 tarihli duruşmasında Davacı vekilinin bilirkişi raporunda cezai şarta ilişkin itirazlarının değerlendirilmesi ve cezai şart tutarının tespiti bakımından dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 02/01/2020 havale tarihli ek raporda; cezai şart miktarının 54.400,00 TL olarak hesaplandığı görülmüştür.
Davacı vekili tarafından 03/01/2020 tarihinde ıslah dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından 21/01/2020 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesine karşı cevaplarının sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 07/07/2020 tarihli duruşmasında davalı vekilinin kök rapora yönelik itiraz dilekçesinin bulunmasına rağmen bilirkişilerce değerlendirilmediği anlaşılmakla dosya bilirkişi kuruluna günsüz olarak tevdi edilerek bu hususta ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen22/12/2020 tarihli 2. Ek raporda; davacı vekili tarafından kök ve ek raporların tarihlerinden sonra davalı vekili tarafından itirazda bulunulduğu, ek raporda sanki her iş günü çalışılabildiği düşünülerek hesaplama yapılmışsa da gecikmeden sorumlu olan tarafın müvekkili olmadığını ve davacı tarafından temerrüt yükümleri uyulmadığından cezai şarta hükmedilemeyeceği hususunun irdelenmesinde dosya münderecatında belirtilen bu itiraza istinaden dosyaya sunulan mevcut veya yeni bir bilgi ve belge sunulmadan gündeme getirilmiş olduğundan ek raporda ele alınan bu hesaplamanın geçerliliğinin sürdüğü, davalı cezai şart ödemesi ile ilgili itirazlarının irdelenmesinde takdiri mahkememize ait olmak üzere taraflar arasında düzenlenen yazılı sözleşmede 30 iş günü teslim süresi olduğu için ayrıca temerüde düşürülmesi için ihtarname gönderilmesine gerek olmadığı, tespit ile alacak isteminin aynı davada hüküm altına alınmasının mümkün olmadığından davacının borçlu olmadığına ilişkin tespit talebinin reddine karar verilmesi gerektiği hususunda takdirin mahkememize ait olduğu, cezai şarta ek olarak kar kaybına ilişkin talebin sözleşmenin yorumuna bağlı olduğu, bu nedenle kar kaybı talep edip edilemeyeceği durumunun uzmanlık alanları dışında olduğundan bu konuda değerlendirme yapılamadığı, kök rapor, ek rapor ve 2. Ek rapor ile görüşlerinin sübut bulduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu, Küçükçekmece ...... Sulh Hukuk Mahkemesinin ...... D. İş sayılı dosyası, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı tazminat, alacak, cezai şart ve menfi tespit isteminden ibarettir.
Dava konusu, davacı ile davalı arasında davacının iş yerinin tamir ve tadilat işlemlerinin yapılması için 13.12.2017 tarihinde eser sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının eksik ifada bulunduğu iddiasından kaynaklı dava olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, dava açılmadan önce Küçükçekmece ..... Sulh Hukuk Mahkemesinin.......D. İş sayılı dosyasında delil tespiti talebinde bulunmuş olup, ilgili mahkeme tarafından talep kabul edilmiş ve yapılan işlerin toplam bedelinin 20.000,00 TL olduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı taraf beyanlarından ve sözleşme içeriğinden anlaşılmaktadır. Taraflar sözleşmenin varlığını kabul etmektedirler.
Davacı taraf, yapmış olduğu ödeme miktarı kadar sözleşmeye uygun tadilat yapılmadığını; davalı taraf ise, 133.445,61 TL tutarında iş yapılmış olmasına rağmen davacı tarafça 80.000,00 TL ödeme yapıldığını iddia etmektedir.
Sözleşmeye uygun, işin tamamlanması asıl olandır. İşin tamamlandığını ispat yükü davalı üzerindedir. Hükme esas alınan 20.06.2019 havale tarihli ve yine değişik iş dosyasındaki bilirkişi raporlarının incelenmesinden anlaşıldığı üzere, davalının bir takım işleri eksik yaptığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedeli 25.000,00 TL' dir. Dosya içerisindeki taraf beyanları, tahsilat makbuzu ve havale dekontu içeriğinden anlaşıldığı üzere davacının davalıya 79.700,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Bu haliyle davacının (79.700,00 - 25.000,00 =) 54.700,00 TL' lik fazla ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Sözleşme kapsamında ödenmesi gereken miktar bu kadardır.
Taraflar arasındaki sözleşmeye esas düzenlenen ve tarafların kabulünde olan, dava konusu yapılan 30/01/2018 vade tarihli 5.800,00 TL bedelli, 30/02/2018 vade tarihli 5.800,00 TL bedelli ve 30/03/2018 vade tarihli 5.800,00 TL bedelli 3 adet senet yönünden, davalı taraf sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmediğinden ve yerine getirdiği miktar da mahsup edildiğinden, bu senetler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay ...... Hukuk Dairesinin 04.12.2019 Tarih ve ...... E. - ...... K . sayılı ilamı " Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer'i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i nitelikte olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder. Borçlu borca aykırı davrandığında cezai şart muaccel hale geldiğinden artık fer’i değil, asli (bağımsız) bir alacak niteliğini kazanır. Cezai şart, sağlararası hukuki işlemlerde ve özellikle sonuçlarını hayatta doğuran sözleşmelerde kararlaştırılır. (Bkz.Tunçomağ Kenan; Türk Borçlar Hukuku I.Cilt Genel Hükümler İstanbul 1976 Sh.853 vd., Eren Fikret; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 5.Bası, Cilt 2 Sh.1169-1171; Kılıçoğlu M.Ahmet; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 4.Bası Sh.575-577; Reisoğlu Safa; Borçlar Hukuku Genel Hükümler 12. Bası Sh. 362.)
818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur.
TBK' nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.”
Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. Buna öğretide “taleplerin birleşmesi” veya “toplanması” denmektedir. TBK, “borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi” hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun, ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu iki olasılık dışında kalacak eksik ifa hallerinde TBK'nun 179/II. md. değil, 179/I. md. hükmü uygulanacaktır. Zira, Kanun, 179. maddenin ikinci fıkrasında bütün eksik ifa hallerini değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğunu kabul etmiştir. TBK'nun 179/II. md. hükmü emredici yapıda olmayıp düzenleyici nitelikte olduğundan taraflar, yukarıda belirtilen iki hal dışında kalan eksik ifalarla, bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğini kararlaştırabilirler. (Bkz. Tunçomağ Kenan; age sh. 875 vd.; Eren Fikret age sh. 1173 vd. ; Kılıçoğlu M. Ahmet age sh. 579 vd.; Günay Cevdet İlhan, Cezai Şart Ankara 2002 sh. 83 vd.; Uygur Turgut; Açıklamalı – İçtihatlı Borçlar Kanunu Genel Hükümler, İkinci Cilt 1990 sh. 740)
TBK.'nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
TBK’nun 179/II. Maddesinde öngörülen hüküm, emredici nitelikte olmadığından taraflar, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince aralarında farklı bir düzenleme yapabilirler. Örneğin, sözleşmenin feshi halinde hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti ödeneceğini kararlaştırabilirler. Ancak sözleşmenin feshi halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu hallerde, Yargıtay HGK'nun 20.01.2013 T. .... E. ...... K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir." şeklindedir.
Davalının 30 iş günü teslim süresini aştığı, bu aşmanın sebebinin davacıdan ya da başka bir sebepten kaynaklandığını herhangi bir delille ispat edemediği, sözleşme kapsamında bir iş günü gecikme cezasının 1.600,00 TL olduğu, 34 iş günü gecikme sebebiyle 54.400,00 TL cezai şarttan davalının sorumlu olduğu, cezai şart miktarının fahiş olmadığı ve davalının mahvına sebebiyet verecek düzeyde olmadığına kanaat getirilerek, davalının sorumluluğuna karar verilmiştir. Cezai şartın yanında sözleşmede açıkça kar mahrumiyetine ilişkin herhangi bir madde olmaması sebebiyle yoksun kalınan kara ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kısa karar da ıslah tarihi 27.01.2020 olmasına rağmen, maddi hataya dayalı olarak 27.01.2021 olarak belirtildiğinden, gerekçeli hükümde düzeltilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-54.700,00 TL alacağın (1.000,00 TL'sini dava tarihinden itibaren bakiye kısmına 27/01/2020 ıslah tarihinden itibaren) yıllara göre değişen ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-54.400,00 TL ceza inşaat alacağının (2.000,00 TL'sini dava tarihinden itibaren bakiye kısmına 27/01/2020 ıslah tarihinden itibaren) yıllara göre değişen ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Dava konusu yapılan 30/01/2018 vade tarihli 5.800,00 TL bedelli, 30/02/2018 vade tarihli 5.800,00 TL bedelli ve 30/03/2018 vade tarihli 5.800,00 TL bedelli 3 adet senet yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine,
-Davacının yoksun kalınan kâra ilişkin talebinin reddine,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 8.641,21 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 365,46 TL peşin harç ile ıslah ile yatırılan 1.811,92 TL olmak üzere toplam 2.177,38 TL' nin mahsubu ile bakiye 6.463,83 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
- Davacı tarafça sarf edilen toplam 2.218,48 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
- Delil tespiti dosyasındaki dava açılırken yatırılan 80,80 TL ve keşif için alınan 338,80 TL olmak üzere 419,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından asıl davada sarf edilen toplam 1.607,00 TL yargılama gideri ve delil tespiti dosyasında sarf edilen (90,00 TL taşıt, 3 tebligat gideri 42,00 TL ve 1.050,00 TL bilirkişi ücreti) 1.182,00 TL olmak üzere toplam 2.789,00 TL yargılama giderinden kısmen kabul-red oranları ve takdiren %99' u olan 2.761,11 TL' sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
- Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarı karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Asıl davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 15.967,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
- Delil tespiti dosyası dikkate alınarak, delil tespiti dosyası asıl davanın eki olduğundan ve yargılama giderleri resen mahkememizce dikkate alınması gerektiğinden, tespit karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 485,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.'nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacının ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2021

Katip ...
¸e-imza


Hakim ...
¸e-imza




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.