21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11933 Karar No: 2018/1940 Karar Tarihi: 01.03.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/11933 Esas 2018/1940 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/11933 E. , 2018/1940 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 21.06.2013-06.12.2014 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R Dava, davacının davalıya ait işyerinde 21.06.2013-06.12.2014 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istek gibi davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı tarafından davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesi ve Kuruma bildirilen çalışmalarının bulunmadığı, nizalı dönemde tam zamanlı başka bir Restoran işyerinden bildirim yapıldığı, davacının evlere paket servisi işi yaptığı ve çalışmalarının davalı işyerinde 24:00 - 06:00 saatleri arasında olduğunu, hizmet cetvelinde gözüken hizmetlerinin ise 15:00-24:00 saatleri arasına ilişkin olduğunu belirttiği, bordro tanıklarının çalışmayı doğruladığı ancak davacının 15 saat aralıksız çalıştığı hususu üzerinde durulmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının nizalı dönemde bildirim yapılan işyeri ve davalı işyerindeki çalışmalarının günde 15 saate ulaştığı, bu kadar uzun süre çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususları değerlendirilmeksizin ve bu çalışma süresinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususları açıklığa kavuşturulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. O halde yapılacak iş; yukarıda açıklanan hususlarda araştırılma yapılarak, çalışma süreleri net olarak ortaya konulup, çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,01.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.