23. Hukuk Dairesi 2016/1848 E. , 2017/1449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı ... vekili avukat ... ile asıl ve birleşen davada davacı şirket vekili avukat ..."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, taraflar arasında 25.06.2008 tarihli, davalının..., ..., ...,... ve ..."da bulunan iş yerlerinde güvenlik hizmetinin sağlanması amacıyla sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 01.07.2008-12.07.2010 tarihleri arasını kapsadığını, davalı tarafından müvekkilinden haksız yere 5510 sayılı Yasa"nın 81/1-ı maddesi gereğince % 5"lik kesinti yapıldığını ileri sürerek, asıl davada..."da ki iş yerinden kaynaklanan 21.925,23 TL"nin, birleşen 2014/170 E. sayılı dosyada davalının İzmir"de ki iş yerinden kaynaklanan 26.159,33 TL"nin, birleşen 2014/171 E. sayılı dosyada davalının ..."da ki iş yerinden kaynaklanan 9.032,80 TL"nin, birleşen 2014/173 E. sayılı dosyada davalının Antalya"da ki iş yerinden kaynaklanan 10.556,29 TL"nin, birleşen 2014/520 E. sayılı dosyada davalının ..."da ki iş yerinden kaynaklanan 175.390,06 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, kesintilerin sözleşmenin 14. maddesi gereğince yapıldığını, tarafların imzaladığı sözleşmeye davacı firmanın herhangi bir itirazının olmadığını, bu hususta müvekkil şirkete ihtarname göndermediğini, müvekkilini temerrüte düşürmediğini, müvekkil şirketin yapmış olduğu kesintinin sözleşmenin vermiş olduğu yetkiye dayandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı, sözleşmenin "fiyat farkı" başlığı altındaki hüküm gereğince bu kesintileri yapmakta haklı olduğunu savunmuş ise de, yapılan kesintinin davalı tarafından davacıya ödenmiş bir miktar olmadığı, hazinenin davacıya sağladığı bir indirimin söz konusu olduğu, kesintilerin sözleşmedeki fiyat farkı maddesiyle ilgisinin bulunmadığı, sözleşme bedeline ek bir talep de olmadığı, kesintilerin yapıldığı tarihler itibariyle faiz talebinde bulunulmuş ise de, davacının davadan önce davalıyı temerrüte düşürdüğünü ispat edemediği, bu nedenle dava tarihinden itibaren ve tarafların tacir olmaları da gözetildiğinde avans faizi isteyebileceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.