16. Hukuk Dairesi 2020/1658 E. , 2021/3761 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece, uygulama kadastrosuna itiraz davalarında husumetin, itiraz eden kişiye ait taşınmazların eksik olarak hesap edilmelerine neden olan taşınmaz maliklerinin tümüne yöneltilmesi gerektiği, davacının husumet yönelttiği Kadastro Müdürlüğü işlemi yapan idare olup davada husumet ehliyetinin bulunmadığı kabul edilerek ve ön inceleme duruşması yapılmadan re"sen oturum açılarak karar verildiği ancak mahkemenin kabulünde isabet bulunmadığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 27. maddesi gereğince kural olarak, her davada duruşma yapılmasının zorunlu olduğu, acele ve geçici nitelikteki işlerde, ancak kanunda belirlenen hallerde duruşma yapılmadan karar verilebilmesi mümkün ise de, uygulama kadastrosuna itiraz davalarında husumetten ret kararının kanunda belirlenen duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olmadığı, öte yandan davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiği, ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabileceği, bu hususun aydınlığa kavuşturulabilmesi için de öncelikle mahallinde keşif ve uygulama yapılarak davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan azalmanın hangi nedenden kaynaklandığının uzman fen bilirkişi raporuyla yöntemince saptanması gerektiği belirtilerek, Mahkemece öncelikle yukarıda değinildiği üzere taraflar usulünce davet edilerek kanunda öngörülen ön inceleme de yapılmak suretiyle tarafların iddia ve savunmalarının sorulup saptanması, soruşturma aşamasına geçildiğinde yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişinin katılımıyla mahallinde keşif yapılması, yapılacak keşifte, davacıya ait taşınmazın sınırlarının yerel bilirkişi kurulu ve tanık sözleri ile belirlenmesi, fen bilirkişisinden davacıya ait taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan eksilmelerin nereden kaynaklandığını açıklayan, ilgili yönetmelik gereği davacıya ait taşınmazın sınırlarının zeminde ne şekilde bulunduğunu irdeleyen, tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastrosu paftasını ayrı renklerle çakıştırmalı şekilde gösteren ayrıntılı rapor alınması, ulaşılacak sonuca göre; davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmenin hesaplama yönteminden kaynaklandığının anlaşılması halinde, Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek dava açılması yeterli görülerek davanın esastan reddine karar verilmesi, davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmenin, komşu taşınmazlardan kaynaklandığının belirlenmesi halinde ise komşu parsellerin maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacıya imkan verilmesi, yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu 384 ada 35 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.