Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2373 Esas 2019/1888 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2373
Karar No: 2019/1888
Karar Tarihi: 19.03.2019

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2373 Esas 2019/1888 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, 16. Ceza Dairesi'de görülen bir davada sanıkların silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılandığını belirtiyor. Sanıkların örgütsel konumları ve faaliyetleri dikkate alındığında alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşılarak ceza tayini gerekirken, alt sınırdan hüküm kurulduğunu belirten mahkeme, bu durumun aleyhe temyiz sebebi yapılmadığını ifade ediyor. Sanık ... adına kayıtlı olan GSM hattını kullandığı bylock iletişim sistemi tespit edildiği için, sanığın bylock kullanıcısı olduğunda bir isabetsizlik bulunmadığına hükmeden mahkeme, sanık ...’in yargılanma sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, eksiksiz olarak sergilendiği ve vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığına karar verdi. Ayrıca, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığına hükmeden mahkeme, temyiz davasının esastan reddedilmesi kararı verdi. Kararda, 5271 sayılı CMK'nın 101/3. maddesi gereğince tutuklanmasına karar verilen sanıklardan ...’in, duruşmalara müdafiinin katılmamasının sonuçlarını bilebilecek durumda olduğu, savunma hakkının kısıtlanmadığı ve hükmün bozulmasına gerek görülmediği ifade ediliyor. Kararın temyiz
16. Ceza Dairesi         2018/2373 E.  ,  2019/1888 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    27.07.2016 ve öncesi, Sanık ... 15.08.2016 ve öncesi, Sanıklar ..., ... ve ... 01.09.2016 ve öncesi, Sanık ... 12.10.2016 ve öncesi
    Hüküm : İstinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi
    sanık ...

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanık ...’in duruşmalı inceleme isteminin CMK"nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanıklardan ...’in hükmü yasal süresinden sonra temyiz ettiği anlaşılmakla sanık müdafiinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Dosya içeriği ve sonradan ibraz edilen delillere göre; sanıkların örgütsel konumları ve faaliyetleri nazara alındığında alt sınırdan makul düzeyde uzaklaşılarak ceza tayini gerekirken alt sınırdan hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanıklardan ... adına kayıtlı olan... ile biten GSM hattındaki bylock iletişim sisteminin sanık tarafından kullanıldığının gerek tespit değerlendirme tutanağı içeriği gerekse sanığın aşamalardaki sözlü ve yazılı beyanlarındaki tevil yollu ikrarı ile ilk derece mahkemesince de bu kabule varılması karşısında; sanığın bylock kullanıcısı olduğuna ilişkin kabulde bir isabetsizlik bulunmadığından, sanık adına kayıtlı olan... ile biten GSM hattının bylock tespit değerlendirme tutanağının getirtilmemesi sonuca etkili görülmemiştir.
    5271 sayılı CMK"nın 101/3. maddesi gereğince tutuklanması istenen ve bizzat kendisi tarafından seçtiği bir müdafii bulunmayan, baro tarafından atanan müdafiiyi de kabul etmeyen, duruşmalara müdafii katılmamasının sonuçlarını bilebilecek durumda olan sanıklardan ...’in, çelişmeli yargılamanın ve silahların eşitliği ilkesi doğrultusunda savunmada zafiyete düşmediği gibi; bir hakkı kullanmaktan vazgeçtiğini açıkça ifade eden sanığın CMK 289/1-a-e maddeleri kapsamında savunma hakkının kısıtlanmadığı anlaşılmakla, ayrıca temyiz sebebi yapılmayan bu uygulama nedeniyle hükmün bozulmasına gerek görülmemiştir.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.