13. Hukuk Dairesi 2016/22819 E. , 2018/11402 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... Aydınlıda bulunan B1-5 Blok 41 nolu daireyi 2008 yılında davalıdan satın aldığını, o günden bu yana binada tamamlanmayan eksiklikler bulunduğunu, davalıya defalarca müracaat etmelerine rağmen sonuç alınamadığını, binada bir çok eksikliğin ve ayıpların mevcut olduğunu beyanla binanın şartlarına uygun hale getirilmesine ve mağduriyetinin giderilmesine karar verilmesini talep etmiş, 06/05/2014 tarihli duruşmada gizli ayıplar dolayısıyla belirlenen 8.036,00 TL tazminat değerinin tarafına ödenmesini talep etmiştir.
Davalı ..., husumet itirazında bulunduğunu, dava konusu taşınmazın idare ile yüklenici ortaklık olan ... Termomekanik San. AŞ-... İş Ortaklığı arasında yapılan anahtar teslimi inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici ortaklık tarafından imal edilerek alıcılara teslim edildiğini, imalattan kaynaklanan tüm sorumluluğun yüklenici ortaklığa ait olup, ihbarını istediğini, dava dilekçesinde ayıplı olduğu iddia edilen hususların teslim anında görülebilecek nitelikte olup davacı tarafından yasal süresi içinde idareye ayıp ihbarında bulunmadığını, tüm imalatların inşaat sözleşmesi ve onaylı projelere uygun olarak yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 8.036,00 TL değer kaybının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacı tarafından satın alınan daire içindeki ve blok ile site ortak alanlardaki gizli ayıplar dolayısıyla belirlenen tazminat değerinin tarafına ödenmesini talebine ilişkin olup; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, gizli ayıpların davalı tarafından giderilmediği takdirde davacının 8.036,00 TL tazminat talep edebileceği yönünde görüş bildirilmiş davacı da ıslah dilekçesiyle bu bedeli talep etmiş ve bu bedele hükmedilmiştir. Ancak bilirkişi raporunda gizli ayıplar yönünden kalemler belirtilmeden rapor tanzim edilmiş olup bu yönüyle rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Gizli ayıplı imalatlar açısından satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde; doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır.
Bu itibarla, konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek gizli ayıplarla ilgili taleplerin tek tek izahı yapılarak ve nisbi metod da uygulanmak suretiyle denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.