Esas No: 2022/1540
Karar No: 2022/6011
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1540 Esas 2022/6011 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1540 E. , 2022/6011 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : SENDİKA YÖNETİM KURULU KARARINA İTİRAZ İSTEMLİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen Sendika Yönetim Kurulu kararının iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı asıl ile karşı taraf adına vekili Avukat Yavuz Tunca geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi. Dairemizin 21.12.2021 tarihli ve 2021/12468 Esas, 2021/16751 Karar sayılı kararıyla dosyadaki eksikliklerin tamamlanması için dosya Mahkemesine geri çevrilmiş olmakla incelenmesine gerek görülen belgeler mahallinden getirtildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde; davalı Sendikanın ... şubesinin 13.10.2018 tarihli 4. Olağan Genel Kurulunda şube başkan vekilliği görevine seçildiğini, aynı şubenin 19.10.2018 tarihli ve 1 sayılı kararı ile 15.11.2018 tarihi itibarıyla aylıksız izne ayrılması yönünde oybirliği ile karar alındığını, davalı Sendika Genel Yönetim Kurulunun 10.04.2019 tarihli ve 645 sayılı kararı ile 15.04.2019 tarihi itibarıyla aylıksız izninin sonlandırılmasına karar verildiğini, söz konusu kararın ... İl Sağlık Müdürlüğünce 19.04.2019 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini, davalı Sendika tarafından kendisine tebligat yapılmadığını, ... şubesinin üye sayısının aylıksız izninin iptal edildiği 10.04.2019 tarihinde, aylıksız izin kararının alındığı 15.11.2018 tarihindeki üye sayısından fazla olduğunu, Sendika Ana Tüzüğü'nde birinci ve ikinci profesyonellik için sendika şubelerinin kaç üyesi olması gerektiğine dair bir hükmün olmadığını ileri sürerek davalı Sendikanın 10.04.2019 tarihli ve 645 sayılı kararının iptali ile profesyonel sendikacılık (aylıksız izin) görevinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2020 tarihli ve 2019/171 Esas, 2020/409 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı tarafın mevzuata aykırılık iddialarının doğru olmadığı, müvekkili Sendikanın dava konusu işleminin hukuka, Yargıtay içtihatlarına ve mevzuata uygun olduğunu, dava konusu yapılan işlemin Sendika Ana Tüzüğü'nün uygulanmasından ibaret olduğunu, davacının bağlı olduğu şubenin maddi imkânlarının birden fazla yöneticinin aylıksız izne ayrılması için yeterli olmadığını belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli ve 2020/4009 Esas, 2021/89 Karar sayılı kararıyla;
“... Sendika Tüzüğünde, iptali istenen kararda bahsi geçen “ikinci profesyonellik için üye sayılarının yeterliliğine ilişkin” hususta düzenleme bulunmadığı gibi, davalı sendika tarafından bu yönde alınmış objektif kriterleri içeren bir karar da sunulmadığı görülmektedir. Dosya kapsamından, davacının başkan vekilliğini yaptığı şube üye sayısının 2353 olduğu ve davalı sendika ... şube başkanının aylıksız izne ayrılmasına karar verildiği tespit edilmiş olup davalı yanca davacının bağlı olduğu şubenin maddi imkânlarının birden fazla yöneticinin aylıksız izne ayrılması için yeterli olmadığı savunulmakta ise de, Sendika Tüzüğünün 40/5. maddesi hükmüne göre Genel Merkez Yönetim Kurulunun “gerekli gördüğü haller” kavramındaki gerekliliğin somut olarak ortaya konması gerektiği ve bu kapsamda da davalının maddi durumuna ilişkin yeterli delil ortaya koymadığı anlaşılmaktadır.
Sendika Tüzüğünün 40. maddesinin 5. Fıkrasında; “Şube Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla aylıksız izne ayrılacaklar, Şube YK kararı ve Genel YK onayı ile belirlenir. Genel YK; üye sayılarına göre aylıksız izne ayrılacak olanların sayısını belirler, ilgili mevzuatta belirtilen dışındaki ödemeleri için karar alabilir, gerekli gördüğü hallerde karar almak suretiyle aylıksız izni sonlandırabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Şu halde; iptali istenen kararın davalı sendika genel merkez yönetim kurulu tarafından verilmesinde usule aykırı bir yön saptanmamıştır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında davalı sendika Genel Merkez Yönetim Kurulu kararının iptali istenen kısmı, davalı yanca dayanılan Sendika Tüzüğü düzenlemelerine uygun olmadığından, ilk derece mahkemesi kararı isabetli bulunmuştur. ...” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 17.06.2021 tarihli ve 2021/4384 Esas, 2021/10450 Karar sayılı ilâmıyla
“...
Sendika Tüzüğünün 40 ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre de 'Şube Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla aylıksız izne ayrılacaklar, Şube Yönetim Kurulu karan ve Genel Yönetim Kurulu onayı ile belirlenir. Genel Yönetim Kurulu; üye sayılarına göre aylıksız izne ayrılacak olanların sayısını belirler, ilgili mevzuatta belirtilen dışındaki ödemeleri için karar alabilir, gerekli gördüğü hallerde karar almak suretiyle aylıksız izni sonlandırabilir.' şeklindedir.
Belirtilen düzenlemelere göre şube yönetim kurulu üyesi seçilenlerden aylıksız izne ayrılacaklar, şube yönetim kurulu kararı ve genel yönetim kurulu onayı ile belirlenecek ise de, genel yönetim kurulu gerekli gördüğü hallerde karar almak suretiyle aylıksız izni sonlandırabilecektir. Belirtilen tüzük hükmüne göre genel yönetim kurulu bu yetkisini kullanırken şubelerin üye sayılarına göre objektif bir uygulama gerçekleştirmelidir.
Somut uyuşmazlıkta davacının 13/10/2018 tarihli şube olağan genel kurulunda yönetim kurulu üyesi seçildiği, şube yönetim kurulunun 19/10/2018 tarihli kararı ve genel yönetim kurulu onayı ile aylıksız izne ayrılmasına karar verildiği, daha sonra dava konusu 10/04/2019 tarih ve 645 sayılı genel yönetim kurulu kararı ile davacının profesyonel statüsünün sona erdirildiği görülmektedir.
Davalı sendika vekili, ikinci bir ücretli yönetici kadrosu bakımından ilgili şubenin gelirinin düşük olduğunu savunmuş ve buna dair mali kayıtlar ibraz etmiştir.
Diğer taraftan dava konusu genel yönetim kurulu karar tarihi itibariyle sendikanın bütün şubelerinin üye sayıları ile her şubedeki profesyonel yönetici sayılarını gösterir kayıtlar incelendiğinde; iki profesyonel yöneticiye sahip olan sadece iki şube bulunduğu, bu şubelerden ... 2 nolu şubeye bağlı üye sayısının 5.243, ... şubesine bağlı üye sayısının ise 9.070 olduğu; şubeye bağlı üye sayısının 6.082 olduğu ..., 6.895 olduğu ... ve 5.889 olduğu ... gibi şubelerde de ikinci profesyonel yöneticinin bulunmadığı; davacının yöneticisi olduğu şubenin üye sayısının ise 2.353 olduğu görülmektedir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre, genel yönetim kurulu tarafından şube üye sayıları gözetilerek objektif nitelikte bir uygulama icra edildiği, ikinci profesyonel yönetici kadrosu için davacının yöneticisi olduğu ... şubesi bakımından objektif uygulamaya aykırı nitelikte bir karar alınmadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
...” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde; aylıksız iznin kaldırılmasını gerektirir sendika içi demokrasiye uygun zaruret içerir gerekçelerin ortada olmadığını, ekonomik ve mali dengelerin bozulduğu yönünde somut bilgi ve belgenin de dosyada olmadığını, kararın keyfi olduğunun açıkça belli olduğunu, Genel Merkez Yönetim Kurulu kararının fiili ve hukuki duruma uygun düşmediğini, kararda mali açıdan bir gerekçe ortaya konulmadığını, şube kararı ve Genel Kurul onayı ile aylıksız izne ayrılan şahsının bu haklarının sadece Genel Yönetim Kurulu kararı ile elinden alınmasının usulsüz olduğunu, Tüzük değişikliğinin yapıldığı tarihte Genel Yönetim Kurulunun böyle bir yetkisinin bulunmadığını ve dilekçede ifade edilen diğer gerekçeler ile davanın kabulü ile kararın iptali gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, profesyonel sendika yöneticiliğinin sona erdirilmesine dair Sendika Yönetim Kurulu kararının iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 18 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesine göre “Sendika veya konfederasyonu ilk genel kurula kadar sevk ve idare edecek yönetim kurulu üyeleri, genel kurulda yönetim kuruluna seçilenler ile sendika şube yönetim kurulu üyeleri seçildikleri tarihten itibaren durumlarını en geç otuz gün içinde kurumlarına yazılı olarak bildirirler. Söz konusu yöneticiler sendika tüzüğünde belirtilen hükümlere göre, ayrıca yazılı talepte bulunmaları halinde bu görevleri süresince aylıksız izine ayrılırlar. Talepte bulunmayanlar ise kurumlarındaki görevlerine devam ederler.”
2. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı kararından dönmesi mümkündür.
3. Değerlendirme
1. Dairemizin 17.06.2021 tarihli ilâmı ile davanın reddi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı tesis edilmiş ise de dava konusu Sendika Yönetim Kurulu karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunmayan Sendika Tüzüğü hükmü dikkate alındığından, kararda maddi hatanın söz konusu olduğu ve bozmadan dönülmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
3. Bu çerçevede temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
4. Sendika ile sendika yöneticileri arasındaki ilişkinin kural olarak vekâlet ilişkisi olduğu kabul edilmelidir. Ücret, vekâlet sözleşmesinin zorunlu unsuru değildir. Buradan hareketle sendikalarda profesyonel sendika yöneticisi ve amatör sendika yöneticisi olmak üzere iki tip yöneticinin söz konusu olduğunu söylemek gerekir. Sendika yöneticilerine verilecek ücretler ile sağlanacak diğer menfaatleri belirleme yetkisi ise münhasıran genel kuruldadır.
5. Profesyonel sendika yöneticiliği, idare hukukunda yer alan statüler gibi değildir. Profesyonel sendika yöneticiliği kadrosunun açık olması, sendika yöneticisinin kendiliğinden o kadroya atanmış sayılacağı sonucunu doğurmaz. Sendika yöneticisinin de profesyonel sendika yöneticiliğini talep etmesi gerekir. Bir başka ifadeyle profesyonel sendika yöneticiliği, sendika yöneticisinin tercihine bağlı bir pozisyondur.
6. Yöneticinin, özellikle sendikanın sağlayacağı maddi menfaatlerle, çalışması durumunda elde edeceği menfaatleri ve profesyonel yöneticilik nedeniyle üzerine aldığı risk gibi hususları birlikte değerlendirmesi neticesinde amatör sendika yöneticiliğini tercih etmesi mümkündür. Bunun sonucu olarak sendika yöneticisinin talebi yoksa profesyonel sendika yöneticiliği kadrosu açık olsa bile sendikanın yöneticinin profesyonel sendika yöneticisi olarak değerlendirme yükümlülüğünden söz edilemez.
7. Somut uyuşmazlıkta 13.10.2018 tarihli Şube Olağan Genel Kurulunda davacının Yönetim Kurulu üyesi seçildiği, Şube Yönetim Kurulunun 19.10.2018 tarihli kararı ve Genel Yönetim Kurulu onayı ile davacının aylıksız izne ayrılmasına karar verildiği, daha sonra dava konusu 10.04.2019 tarihli ve 645 sayılı Genel Yönetim Kurulu kararı ile davacının profesyonel statüsünün sona erdirildiği görülmektedir.
8. Dava konusu Sendika Yönetim Kurulu karar tarihi itibariıyla yürürlükte bulunan Sendika Tüzüğü'nün 40 ıncı maddesinin beşinci fıkrası “Şube Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla aylıksız izne ayrılacaklar, Şube Yönetim Kurulu karan ve Genel Yönetim Kurulu onayı ile belirlenir” şeklindedir.
9. Sendika Tüzüğü'nde, daha önce aylıksız izne ayrılan yöneticilerin profesyonel statüsünün ne şekilde sona erdirileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
10. Bu itibarla yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince Şube Yönetim Kurulu karan ve Genel Yönetim Kurulu onayı ile aylıksız iznin kaldırılması kararının verilmesi gerektiği açıktır.
11. Somut olayda Şube Yönetim Kurulu kararı olmaksızın sadece Genel Yönetim Kurulunca davacının aylıksız izni sona erdirildiğinden davanın kabulüne karar verilmelidir.
12. Son olarak belirtmek gerekir ki Sendika Yönetim Kurulunun 10.04.2019 tarihli ve 645 sayılı kararı ile birden fazla konu hakkında karar verildiğinden, hüküm kurulurken Sendika Yönetim Kurulunun 10.04.2019 tarihli ve 645 sayılı kararının davacının aylıksız izninin sonlandırılması ile ilgili kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği de gözetilmelidir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.