Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3681
Karar No: 2019/5099
Karar Tarihi: 09.09.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3681 Esas 2019/5099 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/3681 E.  ,  2019/5099 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/01/2017 tarih ve 2011/9 E- 2017/72 K. sayılı kararın Davalı ... vekili ve davalı şirket kayyımı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 18/05/2018 tarih ve 2017/1464 E- 2018/640 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi Davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şahsında da müdür ve ortak sıfatının bulunduğunu, davalı müdürün sahte imzalarla alınan kararlarla hem yönetimi hem de şirketin %75 hissesini ele geçirdiğini, anasözleşmenin 10. ve 15. maddelerine aykırı davrandığını, bu kapsamda 02.05.2007 tarihli kararla müdür atandığını, anılan kararda ortaklar ..., ..., ..."nın imzalarının sahte olduğunu, 2007/4 sayılı ve 02.05.2007 tarihli kararda yine anılan kişilerin sahte imzasıyla ... ve ... hisselerini oy çokluğu ile devraldığını, 2007/6 sayılı ve 09.11.2007 tarihli, ..."ın hissesinin..."a devri konusunda alınan kararda ...,..., ... ve..."nın imzalarının sahte olduğunu, 2007/6 sayılı ve 26.11.2007 tarihli kararda ... hissesinin davalı şirket müdürü olan ..."ye devri kararındaki ... imzasının sahte olup kararın ana sözleşmeye aykırı olarak oy çokluğu ile alındığını, kar payı dağıtılmadığını, ortakların bilgilendirilmediğini, gerekli resmi yerlere, bildirimler ve ödemeler yapılmadığını, gelirlerin kayıtlarda yer almadığını ileri sürerek, tedbiren şirkete kayyım atanması,şirket müdürünün azli ile yeni müdür seçilinceye kadar kayyım idaresinin devamına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin sahte imzalarla ortaklar kurulu kararı aldırmasının söz konusu olmadığını şirketin SSK borcunun yapılandırıldığını, vergi borcunun bulunduğunu, ancak müvekkilinin vergi affını beklediğini, davacıların kötüniyetli olduklarını, hisselerini fahiş fiyatla müvekkiline satmak istediklerini bu nedenle davaların ikame edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı şirketçe cevap dilekçesi sunulmamıştır.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, müdürün azli istemli davada husumetin, salt azli istenen müdüre yöneltilmesi gerektiğinden, davalı şirket hakkındaki gerek asıl davanın gerekse birleşen davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi ve birleşen davada davacı asil ... davasından feragat ettiğinden, feragat nedeniyle bu davacı yönünden davanın reddi gerektiği, asıl davadaki davacılar ile birleşen davada davacı..."nın davalı müdür aleyhine açtıkları davaları bakımından esas itibariyle inceleme yapıldığı, davacıların haklı neden olarak davalı müdürün sahte imzalarla kararlar aldığını, defter ve kayıtları usulüne uygun tutmadığını, resmi görevlerin yerine getirmediğini, tek başına şirketi yönettiğini ileri sürdüğü, müdürün limited şirketi temsil ve ilzama yetkili organ olduğu, şirket defter ve kayıtlarını usulüne uygun tutmak ve diğer yasal görevlerini yerine getirmekle yükümlü bulunduğunu,aksi halde, hukuki ve cezai sorumluluklarının söz konusu olduğu, davalı müdürün, gerek soruşturma sırasındaki açıklamalarından ve ceza mahkemesindeki savunmasından, gerekse alınan kararlardaki imzaların davacılara ait olmadığı yönündeki rapor içeriklerinden, bir takım kararların, usulüne uygun bir şekilde defter ve kayıtları tutmakla yükümlü müdürün gözetimi dışında alındığının sabit olduğunu, her ne kadar, davalı müdür bir takım davacıların imzalarının kendisi tarafından atılmadığını savunmuş ve bu nedenle ceza yargılamasında inceleme yapılmakta ise de bu husus, doğrudan mahkeme dosyasının sonucuna etkili görülmediğinden ceza davası sonucunun beklenmediği, davalının müdür sıfatıyla limited şirketin defter ve kayıtlarını muntazam olarak tutmaması ve en önemli kararlarda imzaların kendisinin yokluğunda alınması nedeniyle,davalının müdürlük görevini yerine getirmesi yönündeki ortakların güvenini sarstığı, şahısların önem arz ettiği bu durumun müdürün azli bakımından haklı sebep kabul edildiği, alınan bilirkişi raporunda da şirketin mali durumunun kötü olduğu,şirketin öz varlığını kaybettiğinin ve bu yönüyle de yönetimde yetersizlik meydana geldiğinın ortaya çıktığı, davalı müdürün ortaklar kurulunu gereği gibi toplamadığından alınan kararların sağlıklı olmadığı, belirtilen bu hususların davalı müdürün yönetimde basiretsiz olduğunu gösterdiği gerekçesiyle, şirket yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan, birleşen dosya davacısı ..."nun davasının feragat nedeniyle reddine, esas dosya davacıları ile birleşen dosya davacısı..."nın şirket müdürü olan davalı ..."nin limited şirket müdürlüğünden azli davalarının kabulü ile davalı şahsın müdürlükten azline karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı ... vekili ve davalı şirket kayyumu tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    1-) Dava, limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Şirket ortağı olan davacılar, davalı şirketin ortağı ve müdürü olan davalı ... Eğrice’nin ortaklar kurulu toplantılarını usulüne uygun yapmadığını, bazı ortaklar kurulu toplantılarında ise toplantıya katılmayan ortaklar yerine imzalar atarak karar aldırdığını ileri sürerek, davalının şirket müdürlüğünden azlini istemiştir. Davacıların aynı iddialarla davalı hakkında suç duyurusunda da bulunduğu, yapılan soruşturma sonucunda, davalı hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddiasıyla ceza davası açıldığı ve davanın halen derdest durumda olduğu anlaşılmaktadır. Ceza davasında yapılan imza incelemesiyle, bazı ortaklar kurulu kararların sahte imzalarla alındığı belirlenmiş, ancak imzaların davalı tarafından atılıp atılmadığının saptanamadığı mütala edilmiştir. İlk derece mahkemesince, ceza davasının sonucunun beklenilmesine gerek olmadığı zira sahte olduğu tespit edilen imzaların davalı tarafından atılıp atılmadığının sonucu etkili olmadığı, davalının, müdür sıfatıyla limited şirketin defter ve kayıtlarını muntazam olarak tutmaması ve en önemli kararlarda imzaların kendisinin yokluğunda alınması nedeniyle, müdürlük görevini yerine getirmesi yönündeki ortakların güvenini sarstığı, şahısların önem arz ettiği bu durumun müdürün azli bakımından haklı sebep olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak ortaklar kurulu toplantıların TTK’nın 617. maddesinde düzenlenen çağrı usulüne uygun olarak yapılmaması müdürlükten azil bakımından tek başına haklı ve yeterli bir sebep olarak kabul edilemez. Bu durumda mahkemece, ceza davasının sonucu beklenilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
    2-) Öte yandan, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, şirketin borca batık durumda olduğu ve öz sermayesini dahi yitirdiği, bunun davalı müdürün şirket yönetimindeki basiretsizliğini gösterdiği mütala edilmiştir. Davalı vekili rapora itirazında, şirket mali durumundaki kötülüğün önceki müdürler döneminden kalma geçmiş yıl zararlarından ve ortaklara olan borçlardan kaynaklandığını, şirketten alacağı olan ortağın kendisi olduğunu savunarak, belirttiği hususların araştırılması için ek rapor alınmasını istemiştir. Mahkemece, davacı yanca ileri sürülen ciddi itirazları karşılar nitelikte ek rapor alınmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince, davacı yanca ileri sürülen itirazlar bakımından ek rapor alınarak şirketin mali durumunun hangi sebeple kötü olduğunun tespit edilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Belirtilen gerekçelerle, bölge adliye mahkemesince, eksik incelemeye dayalı olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekirken yazılı gerekçelerle başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... Eğrice vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 09/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi