21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11937 Karar No: 2018/1929 Karar Tarihi: 01.03.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/11937 Esas 2018/1929 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/11937 E. , 2018/1929 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.06.1991-15.07.1991 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, talep edilen dönemde davalı işyerinin Yasa kapsamında olmadığı, davalı adına vergi kaydı olmadığı ve dönem bordrosunun olmadığı,işe giriş bildirgesindeki işyeri numarasına göre SGK kapsamında olmayan ve vergi kapsamında olmayan işyerinden davacının hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespit edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Dosya içeriğinden; davalı tarafından davacı adına düzenlenen 01.06.1991tarihli işe giriş bildirgesinin 13.06.1991 tarihinde Kuruma verildiği, Kuruma bildirilen çalışmalarının olmadığı, işyeri oto servis işyeri olup Yasa kapsamında olmadığı ve davalı işveren adına kayıtlı vergi kaydının bulunmadığı, aynı dönem çalıştıklarını iddia eden tanıkların dinlendiği ancak beyanlarından onların da sigortalılıklarının yapılmadığının anlaşıldığı ve başkaca araştırma yapılmaksızın yazılı gerekçelerle hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş, davalı işyerinin olup olmadığı hususları zabıta vasıtasıyla araştırılmalı ve dinlenen tanıkların hizmet cetvelleri alınarak davalı işyerinden bildirim yapılıp yapılmadığı ve adlarına işe giriş bildirgesi verilip verilmediği hususları araştırılmalı ve giderek uyuşmazlık konusu dönemde iş yerine komşu olarak kayıtlı iş yerlerini Kurumdan sorarak komşu iş yeri tanıklarını tespit edip iş yerine komşu veya yakın işyerlerinden belirlenen çalışanların ve işyeri sahiplerinin beyanlarına başvurarak çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.