(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2016/23448 E. , 2018/11399 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ... ve ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar dava dilekçesi ile, davalı vekilinin İzmir 22. İcra Müdürlüğü"nün 2015/3984 esas sayılı dosyası ile haklarında icra takibi başlattığını, ... ve ..."ın taksitli satış sözleşmesinde borçlu ..."ın kefili olduklarını, TKHK"ya göre kefaletin adi kefalet hükmünde olduğunu, bu kefiller hakkında asıl borçlu ile birlikte doğrudan takip yapılamayacağından takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, asıl borçlu yönünden takip tarihine kadar toplam tutarı 2.570,00 TL olan beş taksidin muaccel olduğunu, muacceliyet ihtarnamesi tabliğ edilmediğinden diğer taksitlerin muaccel olmadığını, ödeme emrinin tebliğinden önce davacı ..."in 3.002,00 TL tutarındaki borcu haricen ödediğini, cezai şart ile yüksek faiz oranının haksız şart niteliğinde olduğundan hükümsüz olduğunu belirterek; adi kefalet hükümlerine göre davacılar ... ve ... aleyhindeki takibin iptaline, asıl borçlu olan davacı ... yönünden 9.430,34 TL tutarındaki asıl alacak, 3.025,08 TL cezai şart ve yüksek faiz oranı yönün takip talebinin reddine karar verilmesini ve %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın kabulü ile haklarında yapılan takibin iptaline, davacı asıl borçlu ..."ın açtığı davanın kısmen kabulü ile, bu davacı yönünden 2.768,00 TL asıl alacak ve 72,01 TL işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, kalan tutar ve cezai şart yönünden takibin iptaline, dava yargılamayı gerektirdiğinden inkar (kötüniyet) tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde takipte talep edilen miktardan 2.570,00 TL’lik alacak dışındaki takiplerle ilgili takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
1-Dava borçlu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Davacı asıl borçlu ..., takip tarihine kadar toplam tutarı 2.570,00 TL olan taksitlerin muaccel olduğunu, muacceliyet ihtarı tebliğ edilmediği için diğer taksitlerin muaccel olmadığını, muaccel taksitler için firmaya 3.002,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek, 9.430,34 TL asıl alacak, 3.025,08 TL cezai şart, fahiş olan işlemiş faiz alacağından dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde ".... Davanın kısmen kabulü ile İzmir İcra Müdürlüğü"nün 2015/3984 esas sayılı dosyası ile bu davacı yönünden takibin 2.768,00 TL asıl alacak ve 72,01 TL işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, kalan tutar ve ceza-i şart yönünden takibin iptaline ...." denilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
HMK"nun 26.maddesine göre Hakim, tarfların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Davacı, borçlu olmadığının tespitini talep ettiği halde mahkemece, hüküm fıkrasında davacının borçlu olmadığı, alacak tutarı yönünden karar verilmemiş, davacıların takibin devamı yönünde bir talepleri varmışçasına, borçlu olduğu alacak tutarı yönünden hüküm kurulmak suretiyle HMK.nun 26.maddesi ihlal edilmiştir.
2-HMK.nun 297/2 maddesine göre ".... hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir."
Öte yandan, HGK"nun 08/10/1997 tarih ve 1997/12-517 esas, 1997/776 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ilamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmının yorum yolu ile belirlenmesi olanaklı değildir. O halde, mahkemece, davacı ..."ın talep ettiği borçlu olmadığı alacak miktarının hükümde gösterilmemiş olması infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup, az önce açıklanan yasa maddesine de aykırı olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3-Bozma nedenine göre davacılar ... ve ..."ın sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda bir ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/11/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
(Muaf)
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı kefiller yönünden mahkemece, takibin tümünün iptaline karar verilmiş olup, icra dosyasında takip toplamının 19.135,44 TL olduğu belli olup, HMK. 297. maddeye aykırılıktan söz edilemez.
Davacı, asıl borçlu yönünden ise iptal edilen 2.786,00 TL asıl alacak ve 72,01 TL haricinde kalan (12.100,34 - 2.768,00)=9.332,00 TL asıl alacak (4.010,02-72,01)= 3.938,01 TL işlemiş faiz, 3.025,08 TL cezai şart olmak üzere toplam 16.294,41 TL yönünden takibin iptaline, (davacının borçlu olmadığının tespitine) karar verilmiş olup, bu miktar belirlenebilir nitelikte olduğundan infazda tereddüt yaratmaz. Bu nedenle bu kısım yönünden de HMK. 297.maddeye aykırılıktan söz edilemez.
Davacı asıl borçlu dava dilekçesinde takip tarihi itibariyla muaccel olan 2.570,00 TL asıl alacak ve bu miktarın işlemiş faizine bir itirazının olmadığına, bunlar dışında kalan alacak kalemlerine itiraz etmiş olup, 2.570,00 TL"lik bölümle ilgili esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararının olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.
Mahkemece, verilen karar sadece davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiş olup, davacıların temyizi sadece vekalet ücretine yöneliktir.
Davacı kefiller yönünden, takibin iptali gerekçesi ile 6502 sayılı T.K.H.K.nun 4/6. maddesine dayanmaktadır. Yani asıl borçluya başvurulmadan kefillere takip yapılamayacağı gerekçesiyle davacı kefiller hakkındaki takibin iptaline karar verilmiştir. Davacı asıl borçlu ... yönünden ise aynı yasanın 19.maddesi esas alınarak yani davalı satıcı tarafından ihtar şartı yerine getirilmediğinden muaccel olan taksitler ve faizi dışındaki alacak kalemlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda karar farklı hukuki sebeplere dayanmakta olup, davacılar ... ve ... yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle kararın bu yönünden bozulması gerekmektedir. Ancak, bu husus yeniden yargılama yaptırmayı gerektirmediğinden HMK. 370/2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşlerine katılmıyorum.