Hukuk Genel Kurulu 2014/604 E. , 2016/565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki "aile başkanının sorumluluğu kapsamında tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 7.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.07.2012 gün ve E: 2011/418, K: 2012/621 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 05.02.2013 gün ve E:2012/23712, K:2013/1599 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 369.maddesine dayalı olarak aile başkanının sorumluluğu kapsamında tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuş; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme kararı ve ekleri temyiz incelemesi için gönderilmiş ise de yapılan incelemede; eldeki davada, 12.10.1996 doğumlu ...’in dava tarihi (04.05.2011) itibariyle reşit olmaması nedeniyle kanuni temsilcisi (velisi) olan anne ve babasının küçük çocukları adına velayeten verilen vekaletname uyarınca vekil aracılığıyla dava açtıkları, ancak küçük ...’in 12.10.2014 tarihinde ergin (reşit) olduğunun anlaşılması karşısında, küçüğün reşit olduktan sonra kendi adına asaleten verilmiş bir vekaletname aslına veya onaylı örneğine tüm aramalara rağmen dosya içerisinde rastlanamamıştır.
Bu nedenledir ki, Hukuk Genel Kurulundaki görüşmede, işin esası incelemeden önce dava açıldıktan sonra reşit olduğu anlaşılan ...’in kendi adına verilmiş bir vekaletname aslı veya onaylı örneğinin ibrazı için dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesi gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak ele alınıp tartışılmıştır.
Bilindiği üzere, çocuk dava sırasında ergin (reşit) hale gelirse, kanuni mümessilin temsil görevi sona erer ve davaya (ergin olan) çocuk devam eder. Vekil ile müvekkili arasındaki vekalet ilişkisi güvene dayalıdır. Kural olarak, vekaletten azil veya istifa her zaman olanaklıdır. Çocuk, ergin (reşit) olduktan sonra davasını bizzat kendisi takip edebileceği gibi kendi adına düzenlenecek vekaletname ile daha önce görevlendirilen avukatı ya da bir başka avukatı vekil olarak ataması da olanaklıdır.
Öyleyse, mahkemece yapılacak iş; dava açıldıktan sonra reşit olduğu anlaşılan ...’in kendi adına verilmiş bir vekaletname aslı veya onaylı örneğini Av. ... Av. ... ve Av. ... tarafından dosyaya sunulmalarına olanak verilip, belirtilen eksikliğin tamamlanmasından sonra Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılmak üzere, dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.04.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Somut olayda, dava tarihi itibariyle reşit olmayan çocuklara velayeten verilen vekaletnamelerin yargılama sırasında çocukların 18 yaşını doldurmaları nedeniyle sona erip ermediği ve reşit olan taraflarca vekillere verilmiş vekaletname aslı veya örneği veyahut icazet belgesinin tamamlanması için dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesi gerekip gerekmediği ön sorun olarak tartışılmış ve çoğunlukça geri çevirme kararı verilmiştir.
Çoğunluk görüşüne şu gerekçelerle katılamıyorum. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun benzer konularda verdiği emsal kararlarda da açıkça belirtildiği gibi; "Çocuk dava sırasında ergin (reşit) hale gelirse, kanuni mümessilin temsil görevi sona erer ve davaya (ergin olan) çocuk devam eder. Rüştün gerçekleşmesinden sonra kanuni mümessilin yaptığı işlemler, çocuk onay (icazet) vermezse geçersizdir. Eğer kanuni mümessil, çocuk ergin (reşit) olmadan davayı takip için vekil tayin etmişse, rüşt ile birlikte vekilin görevi sona ermez. Zira, kanuni mümessilin atadığı vekil, zaten çocuk adına (çocuğu temsilen) seçilmiştir. (Ejder Yılmaz, Çocuk Hakları Açısından Çocuğun Davada Temsilinin ve İradesinin Önemi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C:11, Özel Sayı, s.829; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü C II, İstanbul 2001, s.1336, 1337).
Şu hale göre, reşit olmayan çocuğu temsilen düzenlenen vekaletname ile verilen vekalet görevi çocuğun ergin (reşit) olmasıyla sona ermeyeceği gibi, çocuğun ergin (reşit) olmasından sonra yapılan işlemler ancak onun icazeti olmadığı durumda geçersiz hale geleceğinden, somut olayda da küçüğün ergin (reşit) olduktan sonra kendisi adına yapılan işlemlere icazet etmediği yönünde bir irade bildirimi olmadığı gibi, vekalet ilişkisinin sona erme hallerinin düzenlendiği (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 396 ve 397.maddeleri) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 512 ve 513.maddesindeki vekaletten azil, istifa durumları veya ölüm, iflas veya ehliyetin kaybı halleri de bulunmadığına göre, ergin (reşit) olan çocuk ile vekili arasındaki ilişkinin devam ettiğinin kabulü gerekir.
Kaldı ki, kendisi ergin (reşit) olduktan sonra yapılan işlemlere icazeti olmadığını bildirmemiş olan küçüğün sonraki işlemler için, kendi adına düzenlenecek vekaletname ile aynı avukatı ya da bir başka avukatı vekil olarak ataması da olanaklıdır.
Açıklanan nedenlerle, ön sorunun reddi ile işin esasının incelenmesine karar verilmelidir." (Yarg....12.02.2014 tarih, 2013/21-586 E., 2014/95 K.; Yarg....23.03.2013 tarih, 2012/21-1121 E., 2013/386 K.; Yarg....04.04.2012 tarih, 2012/21-73 E., 2012/285 K.; Yarg....14.10.2009 tarih, 2009/2-385., 2009/429 K.sayılı kararları).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, somut olayda ön sorun bulunmadığını ve işin esasına girilmesi gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılamıyorum.
...
19.H.D.Başkanı