15. Ceza Dairesi 2017/12942 E. , 2020/1238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık hakkında;
1)Sanık ... hakkında,TCK"nın 158/1-f-son, 62/1, 52/2-4, 53/1. maddesi uyarınca mahkumiyet
2)Sanık ... ... hakkında, nitelikli dolandırıcılık ile özel belgede sahtecilik suçlarında beraat
Sanık ... ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraatine, sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili, sanık ... müdafisi ve vekalet ücretine hasren sanık ... müdafisi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların ...r isimli kişinin kimliğini kullanan ve gerçek kimliği tesbit edilemeyen 3. bir kişi ile birlikte onun adına araç kredisi almak için katılan ... ... şubesine başvuruda bulundukları;başvurunun bankaca kabul edilip 15.000 TL araç kredisi tahsis edilip ödendiği,her iki sanığın banka ile yapılan kredi sözleşmesinin müteselsil kefil olarak imzaladıkları,bu suretle sanıkların adına kredi alınan ...r"in gerçek ...r isimli kişi olmadığını bilerek tesbit edilemeyen bu kişi ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek üzerilerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık ... ... hakkında özel belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen “özel belgede sahtecilik” suçunun cezasının miktarı ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 22/11/2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2-Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık savunması, katılan beyanı ve dosya kapsamından; sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığa yüklenen eylemin 158/1-j bendinde öngörülen banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek TCK"nın 158/1-f maddesi gereğince nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulması ve sanık hakkında hüküm kurulurken temel ceza olarak ‘1500’ gün adli para cezası belirlendikten sonra TCK’nın 62/1 maddesi uygulanması sırasında ‘12500’ gün adli para cezası olarak yazılması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış olup, 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafisinin atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
3- Sanık ... ... hakkından nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık savunması, katılan beyanı ve dosya kapsamından; sanığın savunmasının aksine her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddine;ancak;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık ... ... lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmına "sanık ... ...’nın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 2.400 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanık ... ...’ya verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.