10. Hukuk Dairesi 2013/1024 E. , 2013/4768 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Davacı, 27.12.1977 tarihinden itibaren 5.000 günlük yurt dışı süresine ilişkin borçlanma talebinin kabulünü, borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sayılması gerektiğini ve sigorta başlangıcının da 27.12.1977 olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda; 15.08.2012-22.08.2012 tarihleri arası 4/1-a kapsamında sigortalı olan ve 28.06.1999 tarihi itibarıyla izinle çıkarak Türk Vatandaşlığını kaybeden 03.03.1952 doğumlu davacının, 17.08.2012 günlü yurt dışı borçlanma başvurusu, talep tarihinde Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesiyle reddi üzerine, iş bu dava açılmıştır.
Davacı, Almanya’da geçen 27.12.1977 tarihinden itibaren 5.000 günlük yurt dışı süresine ilişkin borçlanma talebinin kabulünü, borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sayılması gerektiğini ve Alman rant sigortasına giriş olan 27.12.1977 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkemece, borçlanma talebinin reddine ilişkin Kurum işleminin iptaline, davacının Türk Vatandaşlığını kaybettiği 28.06.1999 tarihine kadarki çalışma sürelerini 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilirken; henüz bir borçlanmanın yapılmamış olması nedeniyle, sigorta başlangıcına dair davacı isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
1-17.08.2012 günlü borçlanma başvurusuyla,Almanya’da geçen çalışma süresi,işsizlik süresi ve ev kadınlığı süresinin borçlanmaya konu yapılmış olması ve iş bu dava ile 27.12.1977 tarihinden itibaren 5.000 gün ile sınırlı olmak üzere borçlanma isteminin kabulünün dava edilmiş olması karşısında; taleple bağlılık ilkesi gereği 27.12.1977-28.06.1999 tarihleri arası sigortalılık süresi, işsizlik ve ev kadınlığı sürelerine ilişkin olarak ve 5.000 günle sınırlı şekilde tespit hükmü kurulması gerekirken, sadece çalışma sürelerine ilişkin olarak ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar tesis hatalıdır.
2-Davacının, ... sigortasına giriş tarihi olan 27.12.1977 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak tespit edilmesi istemine gelince;
Mahkemece, anılan davacı istemi, henüz yapılmış bir borçlanmanın bulunmaması, borçlanma yapıldıktan sonra ve ihtilaf halinde bu yönde bir değerlendirme yapılması gerekeceğinden bahisle red edilmiş ise de; benzer davalardaki konuya ilişkin Kurum yaklaşımı ile, anılan hususun davaya konu yapılmış olması karşısında, işin esasına girilerek yapılacak inceleme ve değerlendirme sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Bu inceleme ve değerlendirme yapılırken;
Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dahil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerinin saklı bulunduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de haiz bulunmaktadır.
10.04.1965 tarihli resmi gazetede yayımlanarak 01.11.1965 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları(aylıkları)” başlıklı beşinci bölümde düzenlenen konuya ilişkin Ek Sözleşmenin 29’uncu maddesi “Türk Sosyal Sigorta Mercii için aşağıdaki hususlar geçerlidir:
(4) Bir kimsenin ... sigortasına girişinden önce bir ... nt sigortasına girmiş bulunması halinde, ... Sigortasına girişi, Türk Sigortasına giriş olarak kabul edilir. ..” hükmünü öngörmüştür.
Anılan Uluslararası sözleşme hükmü ile, sözleşme hükmünün düzenlendiği bölüm birlikte değerlendirildiğinde; bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, sözleşme hükmü kapsamında, malüllük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edilmesi gerekecektir.
Somut olayda, dava dosyası içerisinde yer alan 09.05.2012 günlü Alman sigorta kurumuna ait sigorta hesabında, rant sigortasına giriş tarihi olarak isteme konu yapılan 26.12.1977 tarihini de içeren 26.12.1977-28.02.1978 tarihleri arası dönemde “... (hamilelik/analık koruması)” - 01.03.1978-31.03.1978 tarihleri arası dönemde ise “... ...(çocuk eğitimi zorunlu sigorta prim süresi)” olarak sürelerin dönüşümlü şekilde kayıtlı bulunması karşısında; anılan sigorta hesabındaki kayıtlı sürelerin, yukarıda bahsedilen Uluslararası Ek Sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malüllük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından Alman rant sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığı usulünce araştırılmalıdır. Yapılacak araştırma neticesi, rant sigortası kapsamında bulunmadığının anlaşılması halinde, ... Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sigorta başlangıcına dair yukarıdaki sözleşme hükmünün uygulanmasını gerektirecek nitelikteki rant sigortasına giriş tarihi açıkça belirlenmelidır.
Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sigorta başlangıcına dair sözleşme hükmünün uygulanmasını gerektirecek nitelikte rant sigortasına giriş tarihi belirlendikten sonra; davacı tarafa yöntemine uygun şekilde verilecek mehille, belirlenen Alman Rant sigortasına giriş tarihini de içerecek şekilde ve borçlanma talep tarihinde ki şartlar çerçevesinde yurt dışı borçlanması, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında öngörülen sigortalılık niteliğinde olmak üzere, usulünce sağlanmalı ve borçlanmanın varlığı halinde, sigorta başlangıcına ilişkin davacı istemi hakkında karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.