Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/266
Karar No: 2022/1844
Karar Tarihi: 23.11.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/266 Esas 2022/1844 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ-
D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/266
KARAR NO : 2022/1844

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I



İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/198 E., 2018/836 K.
DAVACI :
VEKİLİ : .
DAVALI :
VEKİLİ :
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, Ankara 22. İcra Müdürlüğü'nün 2016/22360 E. sayılı dosyasında borçlu aleyhine ilamsız takip yapıldığını, ödeme emri borçluya tebliğ edilse de borçlu vekili tarafından borca itiraz edildiğini, davalının öncelikle yetki itirazında bulunduğunu, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 34. maddesine göre taraflar arasında uyuşmazlık olması halinde Şişli, İstanbul ve Ankara Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, müvekkili ile davalı arasında sözleşme akdedildiğini, dava konusu fuarla ilgili müvekkili tarafından tüm edimlerin yerine getirilmesine rağmen takibe konu faturaların keşide edildiğini, takibe yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazlarını tekrarladıklarını, yetkili yerin müvekkilinin işlem merkezinin bağlı olduğu Anadolu İcra Müdürlüğü ve mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını ve davacının icra takibine dayanak ettiği faturanın müvekkilinin defter ve kayıtlarında mevcut olmadığını, genel işlem koşulu niteliğinde olan bu sözleşmeye dayanılarak müvekkilinden davacının bir talepte bulunamayacağını, fuar tarihi olan 12.09.2016 tarihinde 8 ay önce davacı ile görüşme ve yazışma yapıldığını, görevlisine e-mail yolu ile bildirilerek sözleşmenin fesih edildiğini, bu doğrultuda sözleşmede yer alan ödeme planına uygun şekilde hiçbir ödeme yapılmadığını, davacı tarafından da ödeme talep edilmediğini, sözleşmenin feshedildiğini bilen ve hiç bir ödemenin yapılmasını müvekkilinden talep etmeyen davacının takibe konu faturayı haksız bir şekilde müvekkili şirketten tahsil etmeye çalıştığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince "...Taraflar arasında karşılıklı imzalanan 08.04.2015 tarihli fuar sözleşmesinde kararlaştırılan ve verilen hizmet bedelinin karşılığı olarak düzenlenen faturanın ödenmediği iddiasıyla davacı tarafından davalı aleyhine takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, sözleşmeye göre davalının söz konusu fuara katılımı karşılığında davacı tarafından nakliye dahil 12-16 Eylül 2016 tarihlerinde yapılacak fuarda 25 m2 standın davalıya tahsis edildiği, dava dosyasındaki beyanlara göre davalının söz konusu fuara fiilen katılmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesine uygun olarak davalının 12.09.2016 tarihinde başlayacak fuardan 216 gün önce fuara katılmama iradelerini yazılı olarak davacıya bildirdiği, yine aynı maddede yazılı bildirim olsa bile sözleşme bedelinin %50'si kadar cezai şartın davacı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Hernekadar davalı tarafça sözleşmenin bu hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğu iddia edilmişse de herikisi de tacir olan tarafların sözleşme serbestisi ilkeleri çerçevesinde imzaladıkları sözleşmenin kanunun emredici hükümlerine, ahlaka ve kamu düzenine aykırı bir durumunun söz konusu olmadığı, davalının tacir ve yapılan sözleşmenin de ticari iş amaçlı bir sözleşme olduğu, basiretli davranmak yükümlülüğü nedeniyle kararlaştırılan cezai şartın ve yapılan sözleşmenin "zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden veya deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiğinin" ileri sürülmesinin olanaksız olduğu, bu kapsamda sözleşmenin geçerli olduğu, genel işlem koşulu niteliğinde sayılamayacağı anlaşılmıştır. Davalı taraf sözleşmenin 8. maddesi gereği fuara katılımından en az 120 gün önce (ki davacı 216 gün önce bildirimde bulunmuştur) bildirimde bulunarak fiilen fuara katılmasa da fuar bedelinin %50'sinin davacıya cezai şart olarak ödenmesi gerektiği, bilirkişice yapılan hesaplamaya göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 23.376,60-TL asıl alacaklı olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 22. İcra Müdürlüğü'nün 2016/22360 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 23.376,60-TL asıl alacak olmak üzere devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %20'si oranında olan 4.676,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine..." karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkili tarafından yurtdışında bir fuar organizasyonu düzenlendiği dikkate alındığında, fuar alanının kiralanmasından yerel çalışanlara ödemelerin yapılmasına kadar bir çok kalemde maliyetin müvekkili tarafından karşılandığını ve davalının keyfi olarak fuara katılmamasının bu maliyetleri ortadan kaldırmadığını, sözleşmede yer alan 120 günlük süre ve bu süre içerisinde "haklı bir mazeret" şartı bildirilmesi zorunluluğunun davalı ve yerel mahkeme tarafından göz ardı edildiğini; nitekim sözleşmenin 8. maddesi incelendiğinde, fuar tarihinden 120 gün öncesine kadar ancak "kabul edilebilir mazeretin yazılı olarak bildirilmesi" halinde sözleşme bedelinin %50'sinin cezai şart olarak tahsil edileceğinin, aksi halde tüm sözleşme bedelinin ödenmesi gerektiğinin kararlaştırıldığını;
Basiretli bir tacir gibi davranmakla mükellef davalı için de davaya konu sözleşmenin bağlayıcı olduğunu ve ihtilaf halinde sözleşmenin esas alınacağının açık olduğunu;
Müvekkili tarafından davalının fuar alanındaki standının kurulduğunu ve bu bağlamda müvekkili tarafından sözleşmeye konu tüm edimlerin yerine getirildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacının sözleşme konusu fuara Türkiye'den katılım sağlamaya tek yetkili olduğunu, onun tarafından hazırlanan sözleşmeyi kabul etmeyenlerin fuara katılım olanağının olmadığını, yani davacının bu konuda katılımcılara karşı üstün konumda olduğunu, sözleşmenin, davacı tarafından önceden tek taraflı olarak hazırlanarak matbu hale getirildiğini, TBK' daki tanım ve Yargıtay kararları doğrultusunda sözleşmenin gerek cezai şart ve gerekse tüm hükümler itibariyle geçersiz olduğunu;
TBK'nun 20 ve devamı maddelerinde yer alan genel işlem koşuluna ilişkin tüm hükümlerin kamu düzeninden, emredici ve net olduğunu, taraflar açısından tacir olan ve olmayan ayrımı olmadığını, Yargıtay'ın değişik dairelerinin içtihatlarında bu hükümlerin tacirler arasında da uygulanacağının kabul edildiğini;
Davacının dava konusu cezai şart alacağının varlığının tespiti, sözleşme gereği cezai şart talep edip edemeyeceğinin ve talep edilebilecek ise miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, yani dava konusu alacak likit olmadığından davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmasının hukuka aykırı olduğunu;
Davacının sözleşmenin feshedildiğini bilmesine ve her halükarda, yani cezai şart maddesi geçerli kabul edilse bile en fazla sözleşme bedelinin yarısını cezai şart olarak talep edebileceğini bilmesine rağmen kötü niyetli bir şekilde tamamı üzerinden icra takibi yaptığını, bu nedenle %20 icra inkar tazminatı taleplerinin de olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Sözleşmenin 8. maddesi uyarınca cezai şart olarak sözleşme bedelinin yarısına hükmedilebilmesinin koşulu, fuar katılımcısı davalının organizatör davacıya "kabul edilebilir mazeretini yazılı olarak bildirmek kaydı ile fuar açılış tarihinden 120 gün öncesine kadar" fuara katılmaktan vazgeçmesidir. Ancak tarafların kabulünde olan 12.05.2016 tarihli elektronik posta iletisinde, davalı tarafça fuara katılmaktan vazgeçildiği bildirilmiş ise de herhangi bir mazeret belirtilmemiştir. Davacının bu mesaja yönelik herhangi bir yanıtı ya da ihtarı konusunda yazılı herhangi bir delil de sunulmamıştır. Buna rağmen mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru bulunmamış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulüne karar verilerek HMK 353/1,b,2 uyarınca kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/198 E., 2018/836 K. sayılı dava dosyasında verdiği 08.11.2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:

"Davanın kabulü ile, davalının Ankara 22. İcra Müdürlüğü'nün 2016/22360 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 46.753,20-TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağın %20'si oranında olan 9.350,64-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Karar ve ilam harcı:
Alınması gereken 3.193,71-TL harçtan peşin alınan 798,43-TL harcın düşümü ile kalan 2.395,28-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Yargılama giderleri ve gider avansı:
Davacı tarafça sarf edilen 31,40-TL başvurma harcı ve 798,43-TL peşin harç, 348,60-TL tebligat-posta gideri, 1.548,00-TL talimat masrafı ve 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.226,43-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.Davalı tarafça yapılan masrafın üzerinde bıraklımasına. Gider-delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgili tarafa iadesine.
Vekalet ücreti:
A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
III-Peşin alınan istinaf karar harcının davacıya iadesine; alınması gereken 3.193,71-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 426,14-TL harcın düşümü ile kalan 2.767,57-TL harcın davalıdan alınıp Hazine'ye gelir kaydına.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
23.11.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası'nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 25.11.2022

Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır






Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi