22. Hukuk Dairesi 2012/11025 E. , 2013/1366 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti ile ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dava, davacının ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı, ikramiye, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı cevabında iş sözleşmesini davacının feshettiğini bir alacağı bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece hafta tatili ve ikramiye alacağına ilişkin taleplerin reddine, diğer alacak isteklerinin ise kabulüne karar verilmiştir
Karar davacı ve davalı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir
2-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir,
Somut olayda davacının işyerinde bekçi olarak çalıştığı, davalı ve davacı tanık anlatımlarına göre işyerinde üç bekçi ile çalışma devam ederken birinin şoförlüğe geçmesi ile iki kişi kaldıkları bu dönemden sonra oniki saat çalışılıp oniki saat saat dinlenildiğinin bildirildiği görülmüştür. Tanık anlatımlarına, yapılan işin niteliğine ve işyerinde iki onbir bekçi kaldığı dönemden sonrası için hafta tatillerinde çalışma olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda öncelikle işyerinde hangi tarihten itibaren iki bekçi görev yaptığı belirlendikten sonra bu dönem için davacının hafta tatili alacağının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.01.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi
KARŞI OY
Somut olayda davalıya ait işyerinde bekçi olarak çalışan davacı işçi, işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ikramiye, fazla mesai ve diğer bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini, işyerinde ikramiye uygulamasının bulunmadığını, diğer işçilik alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği, hafta tatilinde çalıştığını ve işyerinde ikramiye uygulamasının bulunduğunu kanıtlayamadığı gerekçesi ile kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının kabulüne karar verilmiş, hafta tatili ve ikramiye alacağının ise reddine karar verilmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine ve tanık anlatımlarına göre işyerinde yılda birer maaş tutarında iki ikramiye uygulamasının bulunduğu, ancak 2008 yılında işveren tarafından tek taraflı olarak kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ikramiye uygulamasının dört yıl önce kaldırıldığı belirtilerek ikramiye alacağı hesaplanmamıştır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 22. maddesinde, “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre, işverence değişiklik önerisinin işçiye kanuni usule uyularak iletilmesi ve işçinin de kanundaki süre ve şekil çerçevesinde kabul beyanı ile hukuki geçerlilik kazanır.
Somut olayda ikramiye uygulamasının kaldırılmasına yönelik davacının yazılı bir kabulü bulunmadığına göre işverenin tek taraflı uygulaması davacı işçiyi bağlamaz. Bu nedenle davacının ikramiye alacağının hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirdi. Mahkeme kararının bu yönden de bozulması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılamıyorum. 31.01.2013