10. Hukuk Dairesi 2013/4639 E. , 2013/4670 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, davacının davalı ... işyerinde kapıcı olarak 15.02.1998–15.04.2004 ve 15.01.2005–01.04.2008 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 27. maddesine göre; “Ana gayrimenkul, Kat malikleri kurulunca yönetilir ve yönetim tarzı, kanunların emredici hükümleri saklı kalmak
suretiyle, bu kurul tarafından kararlaştırılır.” Aynı yasanın 34. maddesi ise, “Kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (yönetici) kurula da (yönetim kurulu) denir.” hükmünü amirdir. Sözü edilen Yasa"nın 35. maddesinde yöneticinin görevleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu görevler ana gayrimenkulün yönetimi ile ilgili olup, yönetimin gerektiği ortak gider yetkisini içerir. Yönetici Yasadan aldığı temsil yetkisine dayanarak çeşitli sözleşmeler kurabilir. İşte bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda yönetici dava açabileceği gibi, yöneticiye karşı da dava açılabilir.
Somut olayda: davacı, davalı ... Sitesinde kapıcı olarak, 15.02.1998–15.04.2004 ve 15.01.2005–01.04.2008 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemiştir. Mahkemece, davacının, davalı işyerinde kapıcı olarak 15.02.1998–15.04.2004 tarihleri arasında aylık asgari ücret ile kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Dosya kapsamında, davalı işyerine ilişkin Kurum işyeri dosyasında davalı ... Sitesinin ana taşınmazının bir adet dört katlı ve bir adet 3 katlı betonarme binadan oluşan site olduğu, yönetim planının 17.09.1993 tarihinde yapıldığı, 12.05.1999 tarihinde kat mülkiyetinin tesis edildiği, tapu kayıtlarından anlaşıldığı, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 34. maddesinde; ana gayrimenkulün 8 veya daha fazla bağımsız bölümünün bulunması halinde yönetici atanmasının mecburi olduğunun öngörülmesi karşısında yönetim kurulu veya yönetici olup olmadığı net bir şekilde araştırılmadan, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan ilkeler ve düzenlemeler ışığında; öncelikle davalı işyeri olan Koru Sitesinde, site yönetimi oluşturulup oluşturulmadığı, araştırılmalı, yönetim oluşturulmamışsa, HMK 124. m. gözetilerek kat maliklerinin yöntemince davada davalı sıfatıyla taraf olmaları sağlanmalı, taraf teşkili sağlandıktan sonra, kat malikleri karar defteri getirtilmeli; davacı tanıklarının beyanları ile yetinilmeyip, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler, re"sen saptanarak, çalışmaların varlığı, süresi ve kime ait olduğu yönünden bilgi ve görgülerine başvurulmalı; davacı tarafından iddia edilen çalışmanın gerçekliği, hangi hizmetlerin, ne kadar günde, haftada veya ayda ne süre ile icra edildiği hususu tespit edilmeli; böylece, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.