11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2845 Karar No: 2019/2071 Karar Tarihi: 27.02.2019
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2845 Esas 2019/2071 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanarak resmi belge düzenlemesi suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. 5237 sayılı TCK'nin 268. maddesi gereğince failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir. Suçun oluşması halinde fail, aynı Kanun'un 267/1. maddesinde düzenlenen iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır. 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hakların sadece sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiği belirtilerek Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
11. Ceza Dairesi 2017/2845 E. , 2019/2071 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet
1-5237 sayılı TCK’nin 268. maddesinde tanımlanan "başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşması için, failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerekmekte olup, suçun oluşması durumunda fail bu madde yollamasıyla, aynı Kanun"un 267/1. maddesinde düzenlenen iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır. Somut olayda, kolluk tarafından tutulan 28.03.2014 tarihli tutanağa göre; sanığın yanında bulunan diğer iki şahısla beraber esrar maddesi ve esrar yapımına ilişkin malzemelerle yakalandığı ve kardeşi olan ...’nün kimlik bilgilerini verdiği, kolluğun çelişkili beyanlarından şüphelenmesi üzerine sanığın gerçek isminin ... olduğunu tespit ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde hataya düşülerek "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçundan hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 27.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.