12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1776 Karar No: 2014/4022 Karar Tarihi: 17.02.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/1776 Esas 2014/4022 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/1776 E. , 2014/4022 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 31/10/2013 NUMARASI : 2013/594-2013/750
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımı gerçekleştiğini ileri sürerek icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlu tarafından açılan menfi tespit davası süresince zamanaşımı süresinin işlemeyeceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan olaya çekin ibraz süresinin dolduğu tarih itibariyle yürürlükte olan TTK" nun 726 ve aynı Kanunun 730. maddesi göndermesi ile 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekmektedir. Borçlar Kanunu" nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve T.T.K."nun 730/18. maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesi, zamanaşımının hangi sebeplerle kesileceğini sınırlı bir şekilde açıklamıştır. Bu sebeplerden biri de dava açılmasıdır. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmekte olup, bu davanın kimin tarafından açılacak bir dava olduğu hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının itirazını def"i yolu ile ileri sürmesi halinde, açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını keseceğinin kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay HGK.nun 20.01.1996 tarih ve 1996/12-654 Esas 1996/805 Karar sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiş olup, alacaklı durumundaki davalının itirazını def"i yolu ile ileri sürdüğü menfi tespit davası, zamanaşımını keser ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı işlemez. Somut olayda, borçlu tarafından takibe konu çeki de kapsayacak şekilde 07/10/2009 tarihinde Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasında, dava dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiği ancak alacaklının davaya cevap vermediği gibi yargılama devam ederken borçlunun Asliye Ticaret Mahkemesinden takibin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinde bulunduğu ancak talebin reddedildiği görülmüştür. Buna göre borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında davalı konumundaki alacaklı itirazını def"i yolu ile ileri sürmediğine göre söz konusu dava zamanaşımını kesemez. O halde, mahkemece zamanaşımını kesen veya durduran diğer işlemler incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, menfi tespit davasının açılması ile zamanaşımının kesileceği yanılgısı ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.