Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3484
Karar No: 2022/6216
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3484 Esas 2022/6216 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/3484 E.  ,  2022/6216 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

    Davacı vekilince sunulan temyiz dilekçesinde ve davalı vekilince sunulan temyize cevap dilekçesinde temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.05.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davacı adına kimse gelmedi. Davalı adına Avukat Sabahattin Kaan Altın hazır bulunarak duruşmaya katılmıştır.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; personel müdürü olan davacının 01.03.1999 tarihinden 30.10.2005 tarihine kadar ...İlaç San. ve Tic. A.Ş. bünyesinde, 01.11.2005 tarihinden 14.05.2013 tarihine kadar ise aynı şirket topluluğu içindeki davalı şirket bünyesinde çalıştığını, son aylık ücretinin brüt 15.250,00 TL olduğunu, davalı işverenin, ilaç/ecza deposu ve dağıtımı konusunda hizmet verdiğini, ecza depolarının, eczanelerin açık olduğu her gün aynı saatlerde faaliyette bulunduğunu, davalıya ait işyerlerinde de eczanelerin açık olduğu çalışma saatlerine göre kış saati uygulamasında hafta içi 09.00-19.00 saatleri arasında, yaz saati uygulamasında ise 09.00-19.30 saatleri arasında çalışıldığını, Cumartesi günlerinde 09.00-15.30 saatleri arasında her ecza deposunda olduğu gibi tam kadro çalışıldığını, ayrıca Cumartesi günlerinde l5.30 ile 19.00 saatleri arasında, Pazar günleri ise 09.00-17.00 saatleri arasında kısmen çalışıldığını, davacının hafta içi tam ve Cumartesi günleri 15.30-19.00 saatleri arasında çalıştığını, davalı işverenin fazla çalışma yapılmasına rağmen ücretini ödemediği hususunun Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından 03.04.2012 tarihinde yapılan teftiş ile tespit edildiğini ve davalı işverene 07.12.2012 tarihinde idari para cezası verildiğini, davacının çalıştığı süre boyunca toplam 136 günlük yıllık ücretli izin hakkı bulunmasına rağmen yıllık ücretli izin haklarının ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ve yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, yönetici konumunda çalışan davacının çalışma sürelerini kendisinin belirlediğini, davacının çalıştığı bölgede emir ve talimat alacağı herhangi bir üst amir ya da yöneticisi bulunmadığını, davacının görevinin kendi gözetim ve idaresindeki çalışanları denetlemek olduğunu, istediğinde günün her saatinde işten çıkabildiğini, davacının, davalı şirketi diğer gerçek/tüzel kişiler karşısında temsil etme, personel alımı ve işten çıkarılması, personele ödenecek ücretlerin belirlenmesi gibi yetkilerle işletmenin bölümünü tek başına ve tam yetkili sevk ve idare ettiğini, davacının ücretlerini tahsil ederken hiçbir itirazı kayıt koymadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesince, yılık izin ve fazla mesai alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının personel müdürü ve işveren vekili olduğunu, bir amiri olmadan çalışan davacının fazla çalışma talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, iddianın genişletilmesine, değiştirilmesine ve buna ilişkin belge sunulmasına muvafakat etmediklerini, işverence davacıya fazla çalışma yapması gerektiğine dair açık bir talimat verilmediğini, ücret bordrolarını ihtirazı kayıt ileri sürmeden imzalayan davacının fazla çalışma alacağı bulunmadığını, fazla çalışma alacağı iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, davacının yapmış olduğu fazla çalışmaların karşılığı olan ücretin eksiksiz ödendiğini, davacının herhangi itiraz ileri sürmeden bordrolarını imzaladığını, davacının ücretinin 15.237,50 TL olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmışsa da son ücretinin 10.284,60 TL olduğunu, davacının iş teftiş raporunda yer alan görev tanımlamalarına girmediğini ve bu sebeple söz konusu raporun huzurdaki davada delil olarak kullanılamayacağını, davacının hiç izin kullanmamış olduğu varsayılarak yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 19.11.2020 tarihli ve 2018 /984 Esas, 2020/1947 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde görülerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.


    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.


    2. Dairemizin 08.04.2021 tarihli ve 2021/948 Esas 2021/7859 Karar sayılı ilâmı ile özetle; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davacı tanıklarının husumetli olmaları ve davacının dahi talebini aşan şekilde beyanda bulunmaları, davacının sunduğu iş teftiş raporunda idari personelin haftanın 5 günü çalıştığının ve fazla çalışma yapmadığının kabul edilmesi, davacının yaptığı iş, aldığı ücret ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının haftanın 5 günü 09.00-19.00 saatleri arasında bir saat ara dinlenme ile çalıştığı ve haftalık 45 saati aşan çalışması olduğunu yöntemince ispatlayamadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyulmuş ve davacı tanıklarının husumetli olmaları, davacının dahi talebini aşan şekilde beyanda bulunmaları, davacının sunduğu iş teftiş raporunda idari personelin haftanın 5 günü çalıştığının ve fazla çalışma yapmadığının kabul edilmesi, davacının yaptığı iş, aldığı ücret ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında fazla çalışma iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma talebinin reddine karar verilmiş, bozma konusu olmayan diğer hususlarda ise bozma öncesinde olduğu gibi hüküm kurulmuştur.


    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacı gibi idari personel olarak çalışan beyaz yakalı çok sayıda işçinin fazla çalışma alacağı hesaplanarak hüküm altına alındığı halde, davacının fazla çalışmasının olmadığı yönünde karar verilmesinin hukuk güvenliği ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırı olduğunu, davacı tanıklarının davalıya karşı açtığı davaların sonuçlandığını ve bu nedenle husumetli olduklarının kabul edilemeyeceğini, bozma ilamında işaret edilen iş teftiş kurulu raporunun gerçek durumu yansıtmadığını ileri sürerek temyiz talebinde bulunmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma alacağının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.


    2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulî kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulî kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usulî kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı).

    3. Değerlendirme
    Bir üst başlıkta yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmı doğrultusunda hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bozma kapsamı dışında kalan hususlarda karşı taraf lehine usulî kazanılmış hak oluşacağından, bozma kapsamı dışındaki hususlara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince bozma gerekleri yerine getirilerek verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından hükmün onanması gerekmiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    Davalı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

    17.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi