Esas No: 2021/7688
Karar No: 2021/14502
Karar Tarihi: 28.12.2021
Danıştay 6. Daire 2021/7688 Esas 2021/14502 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7688
Karar No : 2021/14502
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL)
… Denizcilik ve Gemi Acenteliği AŞ
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Liman İşletmeleri AŞ
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:.., K:.. sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hatay ili, İskenderun ilçesi, Organize Sanayi Bölgesi kıyı kenar çizgisi önünde yer alan konteyner limanına 37.000 m2 ilave dolgu yapılması amacıyla mevcut Liman Amaçlı İmar Planı'nda değişiklik yapılmasına yönelik 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği teklifinin reddine dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın … tarihli, … sayılı işlemi ile bu işleme karşı yapılan itirazın reddine dair … tarihli, … sayılı işlem ve söz konusu ret işlemlerinin dayanağı (mülga) … Bakanlığı'nın … tarihli, .. ve … tarihli, … sayılı görüşüne ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının özeti : … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:.., K:… sayılı kararında, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporlar da ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, davacı şirket tarafından Liman Alanı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planına ilave olarak işlenmesi istenilen 37.000 m2'lik dolgu alanın davacı şirketin kullandığı iskele ile proje ve alan bütünlüğü sağladığı, plan değişikliği talebinin üst ölçekli planlara uygun olduğu, gemi simülasyonu alanında uzman üniversite hocalarından oluşan bilirkişi heyetince hazırlanan raporda da belirtildiği üzere dolgu alanının seyrüsefer ve deniz güvenliği açısından herhangi bir risk oluşturmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemlerde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
1-Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, davanın süresinde açılmadığı, bilirkişi raporunda liman alanının davacı ya da müdahil şirketten hangisi tarafından kullanılmasının daha uygun olacağı yönünde bir kıyaslama ve değerlendirme yapılmadığı, bilirkişiler tarafından teknik inceleme yapıldığı kamu yararına ilişkin inceleme yapılmadığı, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince keşif ve bilirkişi incelemesi talebinin karşılanmadığı, (mülga) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görüş yazılarında plan değişikliği yapılması yönünden olumsuz görüş bildirildiği, 37.000 m2'lik kısım yönünden plan değişikliğinin seyir emniyeti ve deniz güvenliği yönünden sakıncalı bulunduğu, dava konusu işlemin mevzuata uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.
2-Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından, 655 sayılı Kanun kapsamında çevrenin denizin ve kıyı şeridinin korunması görevinin Bakanlıklarına verildiği, Kıyı Yapı Tesislerinde Planlama ve Uygulama Sürecine İlişkin Tebliği ile Kıyı Tesisi Yapım Taleplerinin Değerlendirilmesine Dair Tebliğ kapsamında işlemlerin tesis edildiği, yapılacak 37.000 m2'lik dolgu alanı ile ilgili yapılan gemi simülasyon senaryosunda %3 kritik risk çıktığı ve çıkan riskin kabul edilemez seviyede olduğu, bu nedenle plan değişikliği talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.
3-Davalı Yanında MüdahilEkmar Denizcilik ve Gemi Acenteliği AŞ tarafından, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince keşif ve bilirkişi incelemesi talebi ve duruşma istemi hakkında değerlendirme yapılmadığı, plan değişikliği yapılan alanın şirketleri lehine kullanım hakkı verilmiş olan alanın önünde yapılacağı, ilave dolgu alanın başka şirketlerin hak alanını etkileyip etkilemediği yönünden araştırma ve değerlendirme yapılması gerekirken bunun yapılmadığı, şirketlerinin plan değişikliği yapılan alanda öncelik hakkının bulunduğu ileri sürülmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Ek dolgu alanının kime tahsis edileceğinin hususunun incelenmesinin bu davanın konusu olmadığı, davanın konusunun teklif imar planının plan tekniğine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararı ile teknik kriterlere uygun olup olmadığı ile deniz alanının doldurulmasının bölgedeki deniz trafiğini olumsuz etkileyip etkilemeyeceği olduğu, bilirkişilerce bu hususların tespit edildiği ve herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı, temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığı, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı yanında müdahilin duruşma istemi yerinde görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 29.10.2021 tarihli ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresi "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının davalı olarak belirlenmesi suretiyle işin gereği görüşüldü;
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava konusu Hatay ili, İskenderun ilçesi, Organize Sanayi Bölgesi kıyı kenar çizgisi önünde yer alan limana ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 19.12.2011 tarihinde onaylanmış, davacı şirket tarafından ilk olarak 2011 yılında plan değişikliği talebinde bulunularak iskelenin uzatılmasına yönelik 4200 m2 büyüklüğünde ki alanın iskeleye eklenmesine ve müdahil şirketin kara yönünde kullanmakta olduğu alanın önünde, deniz yönünde 37000 m2 ilave dolgu alanın plana işlenmesi istenilmiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü'nün 07.06.2013 tarihli, 8503 sayılı yazısı ile ilgili kurum ve kuruluşlardan plan teklifine ilişkin değerlendirmeleri istenilmiş, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün 31.07.2013 tarihli, 30950 sayılı yazısı ile 4200 m2 büyüklüğündeki alanın eklenmesine izin verilmesinin olanaklı olduğu ancak müdahil şirketin kara yönünde kullanmakta olduğu alanın deniz yönünde önündeki alanda öngörülen 37000 m2 ilave dolgu alanına izin verilmesinin olanaklı olmadığı değerlendirilmiş, bunun üzerine davacı şirket tarafından, Maliye Bakanlığı'nın olumsuz görüşüne karşı açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarihli, E: … , K:… sayılı kararıyla "ilave dolgu amaçlı talep edilen söz konusu alanın, davacı şirketin daha önce kullanma izni aldığı alanlar ile proje bütünlüğü sağladığı, söz konusu ilave dolgu alanının daha önce kullanım izni alanlar ile birlikte kullanılmasının zorunlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği" belirtilerek işlemin iptaline karar verilmiş, karara karşı Maliye Bakanlığı ile müdahil şirket tarafından yapılan temyiz başvurularının Danıştay Altıncı Dairesi ve Danıştay Onuncu Dairesi ile müşterek heyetlerince yapılan temyiz incelemesi sonucunda 19.01.2017 tarihli, E:2015/11341, K:2017/286 sayılı karar ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiş ve Danıştay Altıncı Dairesi ve Danıştay Onuncu Dairesinin müşterek heyetlerinin 21/10/2019 tarihli, E:2017/3647, K:2019/9624 sayılı kararıyla karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek, iptale ilişkin mahkeme kararı kesinleşmiştir.
… Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı işleminin yargı kararıyla iptali sonrasında Maliye Bakanlığınca, dolgu alanı olarak kullanılmak üzere gerçekleştirilen kullanma izni ihalesinin yapılmasına karar verilmiştir. … sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliğ düzenlemesi gereği dolgu alanı yapılması için talep edilen 37.000 m2'lik alanın hem davacı … Liman İşletmeleri A.Ş.'ne hem de müdahil … Denizcilik Gemi Acentalığı A.Ş.'ne kullanma izni verilen alanlarla proje bütünlüğü taşıdığından 2886 sayılı Kanunun 5/g maddesi uyarınca yapılan ihaleye davacı ve davalı yanında müdahil şirket davet edilmesi üzerine davacı şirket tarafından ihaleye girilerek dolgu alanın kullanım hakkı alınmış ve İskenderun 1.Noterliğinde …tarihli, … yevmiye numaralı ön izin sözleşmesinin imzalanmıştır. Bu ihale kararına karşı müdahil şirket tarafından açılan dava, … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla, yasal prosedüre uygun olarak 10.03.2016 tarihinde 2886 sayılı Kanunun 51/g maddesi uyarınca yapılan ihalede hukuka aykırık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Danıştay Onüçüncü Dairesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla mahkeme kararı onanmıştır.
Tahsis işlemleri ve ihale işlemlerine ilişkin yapılan yargılamalar sonucunda davacı şirket tarafından plan değişikliği talebinde bulunarak iskelenin uzatılmasına yönelik 4200 m2 büyüklüğünde ki alanın iskeleye eklenmesine ve müdahil şirketin kara yönünde kullanmakta olduğu alanın önünde, deniz yönünde 37000 m2 ilave dolgu alanın plana işlenmesi yönünde yapılan talep, …Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı yazısı ile plan değişikliği önerilerinin ekolojik dengenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi, gemi yanaşma ve seyir güvenliği, diğer dolgu alanlarına zarar verilmeyecek önlemlerin alınması ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanması kaydıyla uygun görüldüğü belirtilerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilmiştir. … Genel Müdürlüğü, … tarihli, … sayılı yazısı ile ilgili kurum ve kuruluşlardan plan değişikliğinin Kıyı Yapı ve Tesislerinde Planlama ve Uygulama Sürecine İlişkin Tebliğ kapsamında değerlendirilmesi istenilmiştir.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürülüğü'nün … tarihli, … sayılı yazısında, … tarihli,… sayılı yazısında geliştirilen görüşlerin geçerli olduğu ifade edilmesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü tarafından 03.05.2017 tarihli, 37518 sayılı yazı ile tekrar değerlendirme yapılması istenilmiş ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı yazısıyla, iskelenin uzatılmasına ilişkin 4200 m2 büyüklüğündeki alanın eklenerek iskelenin uzatılmasının uygun görüldüğü, 37000 m2 ilave dolgu alanının uygun görülmediği belirtilmiştir. Bu yazı üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısı ile dava konusu alana ilişkin plan değişikliği talebinin 4200 m2 büyüklüğündeki bölümünün uygun, 37000 m2 büyüklüğündeki alanın uygun görülmediğinin bildirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Ayrıca davalı müdahil şirketin kullanım alanına yönelik iskele ve dolgu alanına ikinci bir iskele ve dolgu alanı ilave edilmesine ilişkin onaylanan 4.5.2006 tarihli, 1/1000 ölçekli imar planın, davacı şirket tarafından iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 26.2.2008 tarihli, E:2006/3764, K:2008/1183 sayılı kararıyla, 3621 sayılı Yasanın 7. maddesinde öngörülen usul uygulanmaksızın (ilgili belediyece plan hazırlanmaksızın), doğrudan üçüncü kişinin hazırlayarak sunduğu planın Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylandığından dava konusu planda hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan, uyuşmazlığa konu 4.5.2006 tarihinde onanan 1/1000 ölçekli imar planının, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca ilan edilmemesi nedeniyle anılan planda bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu imar planının iptaline karar verilmiştir., Bu karar temyiz incelemesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12.11.2009 tarihli, E:2008/941, K:2009/2162 sayılı kararı ile "iptal kararı üzerine Kıyı Kanununun 7. maddesi uyarınca yeniden hazırlanacak olan imar planının, artık ilgili bölge Sarıseki Belediyesi sınırları dahilinde olduğundan, Sarıseki Belediyesince hazırlanacağı ve Bakanlığın onayından sonra yine bu Belediyece ilan edileceği tartışmasızdır." ifadesine yer verilerek onanmıştır.
Öte yandan dava konusu alana ilişkin Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün … tarihli, … sayılı kararıyla, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği uyarınca ilave dolgu alanı projesi ile ilgili inceleme- değerlendirme yapılarak ÇED gerekli değildir kararı verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun "Doldurma ve kurutma yoluyla arazi kazanma ve bu araziler üzerinde yapılabilecek yapılar" başlıklı 7. maddesinde: "Kamu yararının gerektirdiği hallerde, uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifi, valilik görüşü ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilir. Bakanlık, konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanır. Bu yerler için yapılacak planlar hakkında 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından; 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar, anılan Kanunun 7 nci maddesine göre ve 4737 sayılı Kanun kapsamında kalan alanlardaki planlar ise anılan Kanunun 4/A, 4/C ve 4/Ç maddelerine göre tasdik edilir. Doldurma ve kurutma işlemleri yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yapılır. Bu araziler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, özel mülkiyet konusu olamaz. Bu alanlar üzerinde 6 ncı maddede belirtilen yapılar ile yol, açık otopark, park, yeşil alan ve çocuk bahçeleri gibi teknik ve sosyal altyapı alanları düzenlenebilir." kuralı yer almıştır.
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in "Kıyıda ve Denizde Yapı" başlıklı 13. maddesinde; " Kıyıda onaylı uygulama imar planlarına göre ve çevre kirliliğinin önlenmesine ilişkin tüm önlemler alınmak koşulu ile aşağıdaki yapı ve tesislere yapılabilir: a)Kıyının kamu yararına kullanımına ve kıyıyı korumak amacına yönelik altyapı ve tesisler: İskele, liman, barınak, yanaşma yeri, dolfen, şamandıra, rıhtım, dalgakıran, köprü, menfez, istinat duvarı, fener, çekek yeri, kayıkhane, tuzla, dalyan, tasfiye ve pompaj istasyonları." kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Duruşma" başlığını taşıyan 17. maddesinin 1. fıkrasında; "Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır", 2. fıkrasında "Temyiz ve istinaflarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır" aynı maddenin 3. fıkrasında da; "duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir" hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, doldurma ve kurutma yoluyla arazi elde edilmesi, ekolojik özellikler dikkate alınarak ilgili kuruluşların görüşü alınarak ve ilgili idarece hazırlanan veya uygun bulunan uygulama imar planı kararı ile gerçekleştirilebilir. Arazi kazanımı, sadece kamu yararının gerektirdiği hallerde daha uygun alternatifler bulunmaması veya kıyı alanının yetersizliği nedeniyle iskele, liman gibi faaliyetlerin özelliği gereği kıyıdan başka yerde yapılmaları mümkün olmayan yapı ve tesisler için uygulama imar planı kararı uyarınca yapılabilecek, sahil şeridinin birinci bölümünde de bu yapı ve tesisleri içeren plan kararları getirilebilecektir.
Kıyı kenar çizgisinin deniz tarafı devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlara ilişkin onaylanan planların herhangi bir kurum ya da şirket adına yapılan planlar olmadığı, bu planlara dayalı olarak Maliye Bakanlığınca tahsis işlemlerinin yapılacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı yanında müdahil tarafından dolgu alanının kendi alanı ile proje bütünlüğü oluşturduğu ve kendilerine tahsisi gerektiği ileri sürülmekte ise de, uyuşmazlık konusu alana ilişkin kesinleşen yargı kararlarında talep edilen dolgu alanının davacının taşınmazı ile de proje bütünlüğü taşıdığına hükmedildiği ve Maliye Bakanlığınca yapılan ihaleye, dolgu alanının davacı şirket ve davalı müdahil şirketin kullanım alanlarıyla proje bütünlüğü gösterdiği gerekçesiyle her iki şirketin davet edildiği, kullanım izninin ihaleyi kazanan davacıya verildiği ve kullanım izninin iptal edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi, belgenin dosyada bulunmadığı da dikkate alındığında, davacının iddialarına itibar edilmemiştir.
Öte yandan, davalı yanında müdahil vekili tarafından Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince duruşma yapılmadan karar verildiği iddia edilmiş ise de, davalı müdahilin 25.12.2019 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde duruşma talebinde bulunulmadığı, dosya tekemmül ettikten sonra 16.03.2021 kayıt tarihli dilekçe ile duruşma isteminde bulunulduğu, 2577 sayılı Kanunun 17. maddesinin 3. fıkrasında, duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabileceği yönündeki hüküm dikkate alındığında, dosyanın tekemmül etmesinden sonra duruşma talebinde bulunulması nedeniyle duruşma açılmaması ve bu hususun kararda belirtilmemesi kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idareler ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda belirtilen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 28/12/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.