14. Hukuk Dairesi 2019/336 E. , 2019/7780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/07/2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/01/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, öncesinde ihdasen Hazine adına tescil edilen ... (121) parselin içinde bulunduğu alanda Seyhan Belediyesince yapılan... No"lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilmesinden sonra bilahare Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, kadastral parselin ihyası ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ile dahili davalı, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yerolmadığına, eski hale ihya isteğinin kısmen kabulüne dair verilen ilk karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.11.2012 tarihli ve 2011/11339 Esas, 2013/13445 Karar sayılı ilamı ile “...Mahkemece imar parseli hakkında imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması, öte yandan; ihyasına karar verilen 1093 (121) sayılı kök parselin bir kısmı imar planında park alanında kalsa dahi, imar işleminin idari yargıda iptal edilmesiyle, bu işlemin kapsadığı tüm uygulamaların iptal edilmiş sayılacağı gözetilmeksizin taşınmazın kısmen terkinine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, yargılama masraflarının tamamının iptale konu idari işlemi yapan ve böylece dava açılmasına sebebiyet veren kabul kapsamına alınan belediyelere yüklenmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve taşınmazın değeri üzerinden nipsi karar ilam harcının hüküm altına alınması gerekirken maktu harca hükmedilmesi de isabetsizdir..” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Davacı vekili, davalı ... vekili ve dahili davalı ... vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulması üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 27.12.2012 tarihli ve 2012/5613 Esas, 2012/15978 Karar sayılı ilamı ile “…..Hemen belirtmek gerekir ki; taşınmazın değeri üzerinden nispi karar ilam harcının hüküm altına alınması gerektiği hususuna değinen kısım dışında Dairenin anılan bozma kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan; kamusal bir uygulama olan ve kişilerin iradesi dışında gerçekleştirilen imar işlemine karşı açılan davalarda kabul kararı verilmesi halinde imar parsel maliklerine yargılama gideri ile bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinin yüklenemeyeceği de tartışmasızdır.
Diğer taraftan, davanın açılmasına davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile Seyhan Belediyesi"nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek Seyhan Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği Çukurova Belediyesinin sorumlu olduğu, bu durumda yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı Adana ... ile Çukurova Belediye Başkanlığının sorumlu tutulmuş olmasında da bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; dava kabul edildiği halde, ihyasına karar verilen taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, yargılama giderlerinin bir bölümünün davacı Hazine üzerinde bırakılmış olması da isabetsizdir.
Öte yandan; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile davacı yararına takdir edilecek avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de yerinde değildir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, “Davalı ... hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde Seyhan Belediyesinden bölünerek Çukurova Belediyesi kurulmuş olduğundan davalı ... hakkında karar verilmesine ve hüküm kurulmasına yer olmadığına; diğer davalılar hakkında tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne, Harita kadastro mühendisince düzenlenen 01.04.2010 günlü tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokiler ve fotoğraflarında gösterilip açıklandığı üzere dava konusu ...,... Köyü 1093 parsel numaralı kadastro parselinde; imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline, eski hale ihya ile ihdas parselin davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” dair verilen hükmün taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 23.05.2014 tarihli ve 2014/3757 Esas, 2014/6840 Karar sayılı ilamı ile “…..Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tamamen yerine getirilmemiştir. Hemen belirtilmelidir ki; bozma kararına uyulmuş olmakla, orada belirtilen hususların yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Anılan bu husus, usulü kazanılmış hakkın bir sonucudur. Oysa, bozma ilamında “imar parseli hakkında ihyasına karar verilen taşınmazın bulunduğu bölümler yönünden imarla oluşan sicil kaydının iptaline ve teknik bilirkişinin krokisinde (B) harfi ile gösterilen 4.218,30 merekarelik kısımla birlikte kadastral parselin ihyasına ve Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği açıkça vurgulanmasına rağmen, mahkemece kurulan hükümde, hangi imar parselinin ne kadarlık kısmının tapu kaydının iptaline hükmedildiği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklanmadığı gibi, bilirkişinin krokisinde (B) harfi ile gösterilen ve park alanında kaldığı bildirilen 4.218,30 merekarelik bölüm de net bir biçimde belirtilmemiştir. Böylesi bir hükmün infaza elverişli olduğu da söylenemez. Bilindiği üzere; hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak kapsamda olması gerektiği 1086 sayılı Yasa"nın 388. maddesinde olduğu gibi 6100 sayılı Yasa"nın 297. maddesinde de yer almaktadır. O halde, çekişmeli imar parselinin ihyası talep edilen ihdas parseli üzerinde kalan kısmı açıkça yazılarak bu kısmın tapu kaydının iptali ile yine ihdas parseli sınırları içinde olup da iptal edilen en son uygulama ile park alanında kalan kısım da belirtilerek bu bölümle birlikte 1093 sayılı parselin ihyası ve Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı Adana ... vekili ve dahili davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekili, davalı Adana ... vekili ve dahili davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz istemleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Somut olayda her ne kadar mahkemece sicil kayıtlarının illiyetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davalı ... belediyesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de dava konusu ihyası talep edilen ... sayılı kök parselin alanına isabet eden 5476 ada 4 sayılı imar parselinin 7,7 m2"sinin sicil kayıtlarının iptali yönünde hüküm kurulması gerekirken infazında tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı Adana ... vekili ve dahili davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekili, davalı Adana ... vekili ve dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun ikinci bendinin 2., 3. ve 4. paragrafında yer alan ...,...,... 1093 (121) kadastro parsel sayılı 4226 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerinde imar parselinin ihyasına,
Karar verilen taşınmazın bulunduğu yerlerden imarla oluşan sicil kaydının iptaline ve düzenleme öncesi kadastral parsele (kök parsel) dönüştürülmek sureti ile davacı ... adına tesciline,
... ili, ... ilçesi, ... köyü 1093 (121) kadastro parselinin fen bilirkişisi ..."ın 01/04/2010 tarihli raporunda B ile gösterilen 4.218,30 m2"lik kısmının ... alanında kalan kısmının düzenleme öncesi kadastral parsele (kök parsel) dönüştürülmek sureti ile davacı ... adına tesciline," kısımlarının hükümden çıkarılarak yerine ...,... Köyünde kain fen bilirkişisi ..."ın 01/04/2010 tarihli raporunda A harfi ile gösterilen 5476 ada 4 sayılı imar parselinin 7,7 m2’lik kısmı ile B harfi ile gösterilen 4.218,30 m2"lik park alanında kalan kısmın sicil kayıtlarının iptali ile imar öncesi kadastral hak ve duruma dönülerek 4226 metrekarelik ...Köyü 1063(121) sayılı kadastral parselinin ihyası ile hazine adına tapuya tesciline" cümlesinin eklenmesine, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 14.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.