Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/232 Esas 2019/1415 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/232
Karar No: 2019/1415
Karar Tarihi: 21.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/232 Esas 2019/1415 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/232 E.  ,  2019/1415 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davaya konu su aboneliği bulunan işyerini 2011 ve 2012 tarihlerinde dava dışı üçüncü kişiye kiraya verdiğini, ancak su aboneliği kendi adına olduğundan davalı kurum tarafından aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra dosyalarına konu su borçlarının kiracılar tarafından kullanıldığını, mevcut borcun oluşmaması için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ileri sürerek; ... 32. İcra Müdürlüğünün Esas: 2013/13980, ... 18. İcra Müdürlüğünün Esas: 2013/14438, 2013/14391 ve 2014/14178 sayılı icra dosyalarından dolayı borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davacının abonelik sözleşmesi devam ettiğinden borçtan sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacının su abonesi olduğunu, taşınmazı dava dışı üçüncü kişilere kiraya verdiğini ancak icra dosyalarındaki takip tarihleri ile alacağın doğum tarihleri nazara alındığında su bedellerinden kiracının sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, fiili kullanıcısı olmamasına rağmen abonelik sözleşmesini iptal ettirmeyen abonenin su bedelinden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Su abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden davacı abone, kullanılan miktar bakımından dağıtım yapan kuruma karşı sözleşme gereği sorumludur. Hemen belirtmek gerekir ki, burada kullanımın normal ya da kaçak kullanım olmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
    Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen davacı abonenin sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece; aboneliği iptal ettirilmedikçe fiili kullanıcının kullandığı su bedelinden abonenin de kullananla birlikte müteselsilen sorumlu olacağı kabul edilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle; hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.