Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2991
Karar No: 2022/6041
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2991 Esas 2022/6041 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı eş, malik olmayan davalı eşin açık rızası olmadan aile konutu niteliğindeki taşınmazı ipotek ettirdiğini iddia ederek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davalı banka tarafından sunulan muvafakatnamenin davacıya ait olduğunun anlaşılması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davalı banka tarafından savunmasının dayanağı olan muvafakat belgesi süresinde sunulmamıştır. Bu nedenle, karar usul ve kanuna aykırı bulunarak bozulmuştur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesi, eşlerden birinin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili hakları kısıtlar. Bu hukuki sınırlama emredicidir ve eşlerin anlaşmasıyla ortadan kaldırılamaz. Taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ve ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davalı, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde cevap dilekçesi vererek savunmasının dayanağı olan bütün vakıaları ve her bir vakıayı hangi delillerle ispat edeceğini göstermelidir. Aksi halde, dava dilekçesinde ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmi
2. Hukuk Dairesi         2022/2991 E.  ,  2022/6041 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir .İlk derece mahkemesince, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nce düzenlenen rapora göre, davalı banka tarafından sunulan eş muvafakatnamesindeki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, buna göre davacının ipoteğe rızasının olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafından, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir.
    Somut olayda, davacı ipotek tesis edilirken açık rızasının alınmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı banka ise, süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde, davacının, dava konusu ipoteğe ilişkin muvafakatnamesinin bulunduğunu savunmuştur.Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir (6100 s. HMK. m. 190/1). Hukuki dinlenilme hakkının unsurunu oluşturan "açıklama ve ispat hakkı" Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörülen süre ve şekilde kullanılabilir. Yapılan incelemede; davalı bankanın, cevap dilekçesini verme süresi içinde (HMK.md.127) cevap dilekçesi vererek savunmasının dayanağı olan delilleri (HMK.md.129/1-e) açıklamadığı anlaşılmaktadır. Buna göre ; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ispat hakkı kendisinde bulunan davalı banka tarafından, süresi içinde sunulmayan muvafakatname dikkate alınarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple, bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy çokluğuyla karar verildi. 20.06.2022 (Pzt.)

    KARŞI OY

    Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi tarafından da istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    HMK'nın 127-128-129 maddeleri gereğince davalı, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde cevap dilekçesi vererek savunmasının dayanağı olan bütün vakıaları ve her bir vakıayı hangi delillerle ispat edeceğini göstermelidir. Aksi halde, dava dilekçesinde ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiş sayılır. Aynı Kanun'un 145. maddesine göre de bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa hakim o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir.
    HMK'nın bu hükümlerine göre, davalı dava dilekçesine süresinde cevap vermediği takdirde burada mevcut olan kanuni varsayım gereği bu durumda davalı, davacının ileri sürdüğü vakıaların tümünü inkar etmiş sayılır. Vakıaların inkar edilmiş sayılması davalının cevap dilekçesi vererek dava dilekçesinde yazılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını söylemesi ile eşdeğerdedir (Prof. Dr. Cem Ali Budak-Prof. Dr. Varol Karaaslan Medeni Usul Hukuku İstanbul, 2021 sh. 206). Cevap dilekçesi vermemek, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını söylemesi ile eşdeğerde olup inkar anlamına geldiğinden davalı taraf ön inceleme ve tahkikat aşamasında sadece inkar çerçevesinde savunma yapabilir ve bu yönde ispat faaliyetinde bulunarak delil gösterebilir (Pekcanıtez-Medeni Usul Hukuku, cilt.2 sh.1206 ve burada atıfta bulunulan yazarlar).
    Somut davada, davacı eş kendisinin muvafakatı alınmadan davalı eşi tarafından aile konutunun diğer davalı banka lehine ipotek edildiğini iddia etmiştir. Bu iddiaya göre davacının dayandığı tek vakıa ipotek tesis edilirken muvafakatin alınmamış olmasıdır. Davalı ise dava dilekçesinin tebliğinden sonra süreyi geçirerek ancak, ön inceleme duruşmasından önce cevap layihası sunmuş ve ekinde davacının imzaladığı muvafakat belgesini sunmuştur. Davalının cevap layihasının süresinde olmadığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu nedenle savunması, inkar sadedinde değerlendirilecektir. Davacının muvafakat bulunmadığına yönelik iddiasına karşı inkar sadedinde yapılacak savunma, muvafakatın bulunduğuna yöneliktir. Bu nedenle, inkar sadedinde ön inceleme duruşmasından önce davacının ileri sürdüğü vakıanın gerçek olmadığına dair beyanda bulunularak ve buna dair muvafakat belgesinin sunulmuş olduğu göz önüne alındığında davacının temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği görüşünde olduğumdan karara katılamıyorum.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi