Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5467
Karar No: 2016/1592
Karar Tarihi: 10.03.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5467 Esas 2016/1592 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asıl dava bakiye iş bedelinin tahsili, davalı birleşen dosya davacısı iş sahibi kooperatif tarafından temyiz edilmiştir. Davalı yüklenici tarafından açılan davalara kabul, iş sahibi tarafından açılan davaya ret kararı verilmiştir. Temyiz eden iş sahibinin itirazlarından sadece bir kısmı kabul edilmemiştir. Asıl dava yönünden, yüklenicinin kesin hesap alacağı olarak belirlenen 532,30 TL yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın tümden kabulüne karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte olan 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yasal faiz oranlarını belirleyen hükümleri dikkate alınmadan, yıllık %84 oranında sözleşmede kararlaştırılan akdi faiz yürütülmüştür. Bu nedenle, kararın davalı birleşen dosya davacısı iş sahibi lehine bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise, Türk Borçlar Kanunu'nun 120. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu'nun 7. maddeleridir.
15. Hukuk Dairesi         2015/5467 E.  ,  2016/1592 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Vek. Av. ...

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -

    Yüklenici tarafından açılan asıl dava bakiye iş bedelinin tahsili, yüklenici tarafından açılan ... sayılı dava sözleşme dışı işler bedelinin tahsili, iş sahibi tarafından açılan ... sayılı dava ise fazla ödemenin istirdadı istemlerine ilişkin olup, mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda yüklenici tarafından açılan davaların kabulüne, iş sahibi tarafından açılan davanın reddine dair verilen karar, davalı-birleşen davanın davacısı iş sahibi kooperatif tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı- birleşen davada davacı iş sahibinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Asıl davada davacı yüklenici vekili, davalı Kooperatif ile müvekkili arasında 25/08/1994 tarihinde akdedilen sözleşme ile “Belli bir aşamaya kadar yapılmış ve yarım bırakılmış olan Kooperatif inşaatlarının tamamlanması işinin” üstlenildiğini, inşaatların tamamlandığını, yapılan imalâtların hakedişlere bağlanıp bu hakedişlerin bir kısmının tam, bir kısmının eksik olarak iş sahibi kooperatif tarafından ödendiğini, inşaatların tamamlanması üzerine hiç ödenmeyen ve eksik ödenen hakedişler bedeli ile faizleri toplamı 162.986,68 TL"nin ödenmesi için davalı kooperatife 23.08.1999 tarihinde ihtar çektiklerini, davalı Kooperatifin ihtara olumsuz yanıt vererek, talep edilen bedeli ödemediği gibi toplam bedele de itiraz ettiğini belirterek bilirkişilerce belirlenecek alacak miktarından fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL alacağın 15.08.1999 tarihinden itibaren %84 sözleşme faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 28.01.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de; bilirkişi raporlarına göre; kesin hesap alacağı 532,30 TL, 16 nolu hakedişten eksik ödenen 18.765,50 TL ve 15 nolu hakedişten eksik ödenen 19.444,65 TL olmak üzere toplam 38.742,45 TL’nin 15.08.1999 tarihinden itibaren %84 sözleşme faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece asıl davada ıslah da dikkate alınarak 38.752,45 TL"ye karar verilmiştir.
    ...
    Asıl davada hüküm altına alınan 38.742,45 TL bedel, 30.03.2012, 19.12.2012 ve 02.05.2013 tarihli bilirkişi kurulu asıl ve ek raporlarına dayanmaktadır. Sözü edilen raporların içeriğinden anlaşılacağı üzere, 30.06.1998 tarihli 15 nolu hakkediş raporu 40.029,85 TL üzerinden, 30.07.1998 tarihli ve 16 nolu hakkediş raporu ise 36.574,34 TL üzerinden düzenlenmiştir. Her iki hakediş raporunun 1998 yılı birim fiyatlarıyla düzenlenerek kooperatif emanet komisyonu, kontrol mühendisi ve yüklenici tarafından imzalanmak suretiyle....’na gönderildiği, Bakanlıkça yapılan incelemede 1997 yılı ödeneğinin doldurulmadığı görülerek 15 nolu hakedişin 20.585,20 TL’ye, 16 nolu hakedişin ise 17.804,84 TL’ye düşürüldüğü anlaşılmaktadır. 1997 yılı sonu itibariyle sözleşme birim fiyatlarıyla yapılan işler toplamı 16.437,95 TL’ye ulaşması gerekirken her iki hakedişte bu miktara ulaşılamadığından bu miktara ulaşıncaya kadar 1997 yılı birim fiyatları, dolduktan sonra ise 1998 yılı birim fiyatları uygulanmak suretiyle hakedişlerde düzeltme yapılmıştır. Sözleşme ile kararlaştırılan ödenek dilimleri yüklenici tarafından doldurulamadığından ...arafından her iki hakediş üzerinde yapılan düzeltmeler, sözleşme hükümlerine uygun olduğu halde ödenek kullanmama cezası adı altında 16 nolu hakedişten 18.765,50 TL, 15 nolu hakedişten ise 19.444,65 TL yüklenicinin alacaklı olduğu kabul edilerek toplam 38.210,15 TL’nin de tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda asıl dava yönünden, 30.03.2012 tarihli ek raporda yüklenicinin kesin hesap alacağı olarak belirlenen 532,30 TL yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3-Mahkemece asıl davada hüküm altına alınan miktara 15.08.1999 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Dava, 12.11.2004 tarihinde açılmış, dava tarihinden önce yüklenici tarafından iş sahibine keşide edilen 23.08.1999 tarihli ihtarname ile miktar da belirtilmek suretiyle kesin hesaptan kalan alacağın ödenmesi talep edilmiştir. Bu ihtarnamenin davalı iş sahibine tebliğ edildiği tarih dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu ihtarnamenin davalı iş sahibine tebliğ edildiği tarih araştırılmak ve ihtarnamede tanınan bir aylık süre de nazara alınmak suretiyle belirlenecek temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dayanağı açıklanmadan alacağa 15.08.1999 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
    Bunun yanısıra karar tarihinde yürürlükte bulunan 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu"nun 7. maddesinde Türk Borçlar Kanunu"nun temerrüt faizine ilişkin 120"nci maddesinin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı öngörülmüştür. Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddesinde "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir. Okundu.
    ...

    AD
    ./..





    ...
    Maddenin açık ifadesinden anlaşılacağı üzere, taraflarca, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda temerrüt faizi uygulanması kararlaştırılabilir. Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. Dava konusu alacağa uygulanması gereken azami faiz oranı TBK"nın 120/2. maddesi uyarınca, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan anılan yasal düzenlemeler değerlendirilmeden, hüküm altına alınan alacağa yıllık %84 oranında sözleşmede kararlaştırılan akdi faiz yürütülmüş olması da doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bent uyarınca hükmün davalı birleşen dosya davacısı iş sahibi lehine BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya/davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    ...




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi