Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1086
Karar No: 2016/542
Karar Tarihi: 20.04.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1086 Esas 2016/542 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1086 E.  ,  2016/542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “ayıplı malın iadesi ile ödenen bedel ve onarım bedelinin tahsili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3.Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.09.2010 gün ve 2009/621 E. 2010/746 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 05.12.2011 gün ve 2011/2178 E. 2011/18007 K. sayılı ilamıyla;
    (…Davacı, davalı taraftan satın aldığı araçta imalat hatası bulunduğunu ve bu nedenle meydana gelen arızanın onarımı için kendisinden 3365,84 YTL alındığını ileri sürerek, araç bedeli olan 25.250,00"YTL ile tamir bedeli olan 3.365.84 YTL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacının 27.5.2005 tarihli fatura ile davalı taraftan satın aldığı araçta triger kayışının koptuğu ve bu nedenle meydana gelen arızanın 3365,84 YTL bedelle onarıldığı, dosyadaki delillerden anlaşılmış olup, araca ilişkin kullanma kılavuzunda triger kayışı için belirtilen garanti süresi sona ermeden bu kayış kopmuştur. Meydana gelen bu arızanın imalat hatasından kaynaklandığı ve gizli ayıp olduğu, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile sabittir. Ancak davacı tercih hakkını onarım yönünde kullandığı için, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK "nun 13/3 maddesi ile Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına dair Yönetmeliğin 14. maddesindeki bedel iadesi şartları oluşmamıştır. Davacı ancak onarım bedeli olan 3.365.84 YTL"nin tahsilini isteyebilir. Mahkemece araç bedelinin de tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...)
    gerekçesiyle davalılar yararına bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, ayıplı malın iadesi ile ödenen bedel ve onarım bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
    Mahkeme, onarım hakkının kullanılmış olması için garanti müddeti içinde onarımın servis tarafından bedelsiz olarak yapılmasının esas olduğu, davalıların dava konusu arızanın garanti süresi geçtiği ileri sürülerek bedelsiz onarımı kabul etmedikleri, davacının onarımı bedel ödeyerek yaptırdığı, bedel ödeyerek giderilen bu arızanın bozma ilamında belirtildiği gibi onarım hakkını kullanmak olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararını davalılar vekilleri temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle tercih hakkını onarım yönünde kullanan davacı tüketicinin daha sonra aracın iadesi ile araç için ödediği bedeli isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Öncelikle, konu ile ilgili yasal düzenlenmelerin incelenmesi gerekir:
    4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik "Ayıplı Mal" başlıklı 4. maddesi;
    “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.
    Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.
    İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı...ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
    Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz.”
    Hükmünü taşımaktadır.
    Aynı Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik "Garanti Belgesi" başlıklı 13. maddesi;
    "İmalatçı veya ithalatçılar ithal ettikleri veya ürettikleri sanayi mallan için Bakanlıkça onaylı garanti belgesi düzenlemek zorundadır. Mala ilişkin faturanın tarih ve sayısını içeren garanti belgesinin tekemmül ettirilerek tüketiciye verilmesi sorumluluğu satıcı, bayi veya acenteye aittir.
    Garanti süresi malın teslim tarihinden itibaren başlar ve asgari iki yıldır. Ancak, özelliği nedeniyle bazı malların garanti şartları, Bakanlıkça başka bir ölçü birimi ile belirlenebilir.
    Satıcı; garanti belgesi kapsamındaki malların, garanti süresi içerisinde arızalanması halinde malı işçilik masrafı, değiştirilen parça bedeli ya da başka herhangi bir ad altında hiçbir ücret talep etmeksizin tamir ile yükümlüdür.
    Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, 4 üncü maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.”
    Şeklindedir.
    Diğer taraftan 14.06.2003 gün ve 25138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Ücretsiz Tamir Yükümlülüğü” başlıklı 13. maddesine göre;
    “Satıcı, malın; garanti süresi içinde, gerek malzeme ve işçilik gerekse montaj hatalarından dolayı arızalanması halinde işçilik masrafı, değiştirilen parça bedeli ya da başka herhangi bir ad altında hiçbir ücret talep etmeksizin tamirini yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür.
    Arızalarda kullanım hatasının bulunup bulunmadığı servis istasyonları, servis istasyonunun mevcut olmaması halinde sırasıyla; bu malın satıcısı, bayii, acentesi, temsilciliği, ithalatçısı veya imalatçı-üreticisinden birisi tarafından düzenlenen raporla belirlenir.
    Tüketiciler, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen rapora ilişkin olarak bilirkişi tarafından tespit yapılması talebiyle ilgili tüketici sorunları hakem heyetine başvurabilir.”
    Aynı Yönetmeliğin “Diğer Yükümlülükler” başlıklı 14.maddesine göre;
    “Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen malın;
    a) Tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, belirlenen garanti süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içerisinde; aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının altıdan fazla olması unsurlarının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması,
    b) Tamiri için gereken azami sürenin aşılması,
    c) Firmanın servis istasyonunun, servis istasyonunun mevcut olmaması halinde sırasıyla satıcısı, bayii, acentesi, temsilciliği, ithalatçısı veya imalatçı-üreticisinden birisinin düzenleyeceği raporla arızanın tamirinin mümkün bulunmadığının belirlenmesi,
    durumlarında, tüketici malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir.”
    Ayıp kavramı ile satılan malda ortaya çıkan ve alıcının o maldan tümüyle ya da gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler ve aksaklıklar gibi özürler ifade edilmek istenir (Murat Aydoğdu, Tüketici Hukuku Dersleri, Ankara 2015, s. 120).
    4077 sayılı Kanunun 4. maddesinde de ayıplı mal; ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar olarak tanımlanmıştır.
    Belirtilen anlamda tüketiciye satılan malın ayıplı olması halinde ise 4077 sayılı Kanunun yine 4. maddesinin 2. fıkrasında tanınan “bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme” şeklinde yer alan bu dört seçimlik haktan dilediğini kullanabilir. Ayrıca tüketici bu dört seçimlik hakkından biriyle birlikte tazminat da isteyebilir. Sözkonusu seçimlik haklardan satıcı, bayii, acente, imalatçı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.
    Tüketici kural olarak seçimlik haklardan dilediğini kullanabilir, fakat aynı anda birden çok seçeneği kullanması mümkün olmayıp bunlardan birini tercih etmelidir. Tüketici bu seçimlik haklardan birini kullandıktan sonra artık buradan cayarak öteki seçimlik hakları kullanmaya yönelemez (Murat Aydoğdu, a.g.e. s. 174).
    Tüketicinin; malın ayıplı olması halinde malın ücretsiz değiştirilmesi, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi haklarından birini kullanabilmesi için ücretsiz onarım hakkını kullanmaması gerekir. Ücretsiz onarım hakkını kullanan tüketici, daha sonra bu hakkından vazgeçerek malın ücretsiz değiştirilmesi, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimini talep edemez.
    Somut olayda, 01.09.2009 tarihinde aracın triger kayışının kopması nedeniyle araç yetkili servise götürülmüş, yetkili servis tarafından garanti süresinin geçtiğinin belirtilmesi üzerine davacı tarafından ücret ödenmek suretiyle onarım gerçekleştirilmiş, müşteri memnuniyeti çerçevesinde 4.903,20 TL onarım bedelinin 3.365.84 TL’si davacı tarafından yetkili servise ödenmiştir. Ücret ödenerek onarım yaptırıldıktan sonra davacı tarafından üretici firmaya gönderilen 23.09.2009 tarihli ihtarname ile; “...gizli ayıplı aracın bedelsiz onarılması yönünde yapmış olduğu başvurunun kısmen kabul edilerek 3.365,84 TL ödemek zorunda kalındığı, ayrıca aracın rayiç piyasa değerinde 2.500 TL bir azalma meydana geldiği belirterek onarım bedeli (3.365,84 TL) ile değer kaybı (2.500 TL) toplamı 5.865,84 TL’nin tarafına ödenmesi, aksi halde tüketiciye tanınan seçimlik hakların kullanılacağı belirtilmiştir.
    Bu durumda garanti süresinin geçtiğinden bahisle ücretsiz onarım talebi kabul edilmeyen ve bunun üzerine ücret ödeyerek aracın onarımını yaptıran davacı tüketicinin 23.09.2009 tarihli ihtarname ile 3.365,84 TL onarım bedeli ile birlikte aracın rayiç piyasa değerinde 2.500 TL bir azalma meydana geldiğini belirterek onarım bedeli ile değer kaybı toplamı 5.865,84 TL’nin tarafına ödenmesini istemesi nedeniyle ücretsiz onarım hakkını kullandığının kabulü gerekir. Anlatılan şekilde ücretsiz onarım hakkını kullanan davacı tüketici, ücretsiz onarım hakkını kullandıktan sonra seçimlik hakkını değiştirerek ödediği araç bedelinin iadesi isteminde bulunamaz. Sadece ödediği onarım bedelinin tahsilini isteyebileceğinden yerel mahkemece, davacının ödediği 3.365,84 TL onarım bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile araç bedelinin iadesine ilişkin talebin de kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
    Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından; onarım hakkının kullanılmış olması için garanti süresi içinde onarımın yetkili servis tarafından bedelsiz olarak yapılması gerektiği, davalıların garanti kapsamında ücretsiz onarım yapmayı reddettiği arızayı davacının bedel ödeyerek yaptırmış olması nedeniyle onarım hakkını kullanmış olarak kabul edilemeyeceği belirtilerek yerel mahkeme direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararma uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, 20.04.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi