19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6557 Karar No: 2017/2486 Karar Tarihi: 28.03.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/6557 Esas 2017/2486 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, ihtiyati haciz sırasında müvekkilinin kefaleti altındaki borcu kabul ettiğini ve sulh sözleşmesini ile temlik sözleşmesini imzalamak zorunda kaldığı için sözleşmelerin iptalini talep etmiştir. Davalı vekili ise teminatın geri ödenmesine müvekkilinin kendi iradesiyle karar verdiğini ve sözleşmelerin davacıların kötü niyetli hareketleri sonucu düzenlendiğini savunmuştur. Mahkeme, davacıların harçları eksik yatırdığı için ihtaratlı şekilde uyarıldığını ancak harçların düzeltilmemesi nedeniyle davalarının açılmamış sayıldığını belirtip tüm temyiz itirazlarını reddetmiş ve kararı onamıştır. Kanun maddeleri olarak Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi ve HMK'nın 150. maddesi kararda yer almıştır.
19. Hukuk Dairesi 2016/6557 E. , 2017/2486 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, müvekkili şirket yetkilisinin ... ... 8. İcra Müdürlüğünün 2013/10829 esas sayılı dosyasında alınan talimat ile ... 25. İcra Müdürlüğünün 2013/240 talimat dosyasında 23/12/2012 tarihinde yapılan ihtiyati haciz sırasında alınan kefaletin kanuni şartları taşımadığını ve haciz baskısı altında yapıldığını, sulh sözleşmesi ve temlik sözleşmesinin okunmadan, müzakere imkanı bulunmadan ve hür iradesi olmaksızın müvekkilinin imzalamak zorunda bırakılması nedeniyle sözleşmelerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, haciz sırasında davacı şirket yetkilisinin kendi hür iradesiyle borcu kabul ederek teminatın iadesine muvafakat ettiğini ve ayrıca şirketin borcuna da icra kefili olduğunu, hacizden sonra şirket yetkilisiyle alacaklı vekilini şirket merkezinde bir araya gelerek borcu yapılandırma ve ödeme adına hiçbir baskı olmadan hür iradesiyle sulh sözleşmesini ve temlik sözleşmesini düzenleyip imzaladıklarını, davacıların tamamen kötü niyetli hareket ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, iptali istenen sulh sözleşmesi sulh ve temlik sözleşmelerinin belli bir değeri ifade ettiği, harçlar yasası uyarınca nispi harca tabi olduğu, bu kapsamda eksik harç belirlenerek davacılar vekiline ihtaratlı şekilde tebliğ edildiği, davacılar vekilinin buna ilişkin ara kararına itirazı da reddedildiği, red kararının 11/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 2 haftalık kesin süresinin 26/08/2014 tarihinde dolduğu, Harçlar Kanunun 30. ve HMK. 150. maddelerine göre dosyasının 26/08/2014 tarihi itibariyle işlemden kaldırılmış sayıldığından davanın, 3 aylık yasal sürede yenilenmemesi nedeniyle 27/11/2014 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına,28/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.