10. Hukuk Dairesi 2012/2736 E. , 2013/4509 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, mahkemenin, dava tarihindeki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davada, anılan iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince değerlendirme yapmasında bir isabetsizlik yok ise de; Hukuk Genel Kurulu’nun 07.05.2008 tarih 2008/10-363 Esas, 2008/366 Karar sayılı kararında da belirtildiği şekilde, gelirlerde meydana gelen artışın ayrı bir olgu niteliğinde bulunduğu, önceki rücu davasında ilk peşin sermaye değerli gelirle birlikte artışlara da hükmedilmesinin, ilk davada hüküm altına alınmayan kusur farkı nedeniyle kesin hüküm engeli oluşturmayacağı, ilk rücu davasında hükmolunan gelir artışlarının, kusur farkından kaynaklanan eldeki davada hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilmesine olanak bulunmadığı gözetilerek, sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımların ilk peşin sermaye değerinin bakiye kusuruna isabet eden kısmı hesaplanarak, ilk davada hüküm altına alınmayan bölümünün kabulünün gerekeceği unutulmamalıdır.
Hal böyle olunca, davacı Kurum’un rücu alacağı, sosyal yardım zammı dahil ilk peşin değerli geliri oluşturan 8844,07 TL. ile tedavi giderini oluşturan 233,92 TL.’nin, anılan Yasa’nın 26. maddesine göre, davalının %80 kusuruna isabet eden 7262,39 TL. ile sınırlı olup, davacı Kurum lehine bakiye %50 kusur karşılığı gelirler yönünden 4422,03 TL.’ye, masraflar yönünden 116,95 TL.ye hüküm kurulması gerekirken, ilk rücu davasında hükmolunan gelir artışlarının, kusur farkından kaynaklanan eldeki davada hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilerek, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek yerine, “1-Davanın KABULÜ İLE; 4422,03 TL gelirin onay tarihi olan 21/04/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 116,95 TL ödeme ve masrafın, ödeme ve sarf tarihi olan 09/04/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, 2. bentteki “35,46 TL” rakamlarının silinerek yerine “14,00 TL. başvuru harcı ile 269,61 TL.” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, 3. bentteki “kabul ve red oranına göre takdiren 94,05 TL"sinin” rakam ve sözcüklerinin silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına, 4. bentteki “71,64” rakamlarının silinerek yerine, “544,68” rakamlarının yazılmasına, 5. bendin silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.