Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/263
Karar No: 2016/535
Karar Tarihi: 20.04.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/263 Esas 2016/535 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/263 E.  ,  2016/535 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “kooperatif genel kurul kararının iptali” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince mükerrer açılan ve birleşen davaların açılmamış sayılmasına, diğer davaların kısmen kabulü ile genel kurul kararının 3., 4. ve 5. maddelerinin iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen 04.06.2010 gün ve 2008/269 E. - 2010/334 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10.07.2012 gün ve 2012/3104 E. 2012/4767 K. sayılı kararı ile;
    (... Davacılar vekili asıl ve birleşen davalarda, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı kooperatifin 05.06.2005 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan tüm kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, yönetim kurulunun vekalet ilişkisine müdahale ederek ortakların temsilen oy kullanmalarını engellediğini, gündemin 3. maddesi ile gündemde olmayan ve usulüne uygun şekilde gündeme alınmayan önerge ile kooperatifin önceki yönetim aleyhine açtığı davadan feragatine karar verildiğini, gündemde olmadığı halde ve nisaba uyulmadan gündemin 5. maddesiyle bazı peşin ödemeli ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılarak ek ödeme yükümlülüğü getirildiğini, yönetim ve denetim kurulunun ibrasına, bütçenin kabulüne, aidat alınmasına ilişkin kararlarında usulsüz olduğunu ileri sürerek, anılan genel kurulda alınan tüm kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, yönetim kurulunca ortak sayılı bin kişinin üzerinde olan kooperatifte sahte vekaletle oy kullanılamaması için önlem alındığını, genel kurulun 5. maddesiyle alınan kararın ek ödeme yükümlülüğü niteliğinde olmadığından özel nisap aranmayacağını, anılan kişilerin kooperatif genel kurulunun yanıltılarak ortaklığa alındıklarını, imar planına göre 50 m2 dükkan yapılabilecek yere fiilen 125 m2 lik dükkanların yapıldığını, kooperatifçe açılan davadan feragatin oybirliği ile alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacılar ... ve ...’ın 21.06.2005 tarihinde genel kurulun iptalini istemelerine rağmen aynı konuda birleşen dava ile yeniden 15.06.2005 tarihinde de dava açtıklarından sonradan açılan davanın derdestlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, gündemde olmadığı ve usulüne uygun şekilde gündeme alınmadığı halde eski yöneticiler hakkında açılan davadan feragate ilişkin karara aleyhine dava açılan kişilerin katılması nedeniyle kararın iptali gerektiği, gündemin 4. maddesinde yer alan anasözleşme değişikliğinin toplantıya katılımları usulsüz şekilde engellenen 56 kişinin katılması halinde yeterli nisapla alınmadığı, gündemin 5. maddesiyle asgari alım fiyatı belirlenmeden yönetim kuruluna taşınmaz alım yetkisi verilmesi ile 28 adet dükkan sahibi ortağın elde ettikleri rant nedeniyle kooperatife 90.000 TL ödeme yapmamalarına ilişkin kararda kazanılmış hakların gözetilmemesi, belirlenen miktarın ne şekilde hesaplandığının anlaşılmaması nedeniyle yasa ve anasözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle davacılar ... ve ...’ın mükerrer açtıkları ve birleşen davalarının açılmamış sayılmasına, diğer davaların kısmen kabulü ile 05.06.2005 tarihli genel kurulun 3. maddesindeki açılmış davadan feragate ilişkin kısmı ile gündemin 4 ve 5. maddelerinin iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, genel kurulun 3. maddesinin, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/987 Esas sayılı dosyasındaki davadan feragate ilişkin kısmının, toplantıya katılmaması gereken kişilerin katılması nedeniyle iptaline karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 50/2. maddesi hükmü uyarınca, ortaklardan hiçbiri kendisi veya karı ve kocası yahut usul ve füru ile kooperatif arasındaki şahsi işe veya davaya dair olan görüşmelere katılamaz ve oy kullanamaz. Diğer yandan, toplantıya katılan ortakların genel kurul kararının iptalini isteyebilmeleri için alınan karara muhalif kalarak muhalefetlerini toplantı tutanağına yazdırmaları gerekir. İptali istenen karar genel kurula katılan ortaklarca oy birliği ile alındığından davacılardan ... dışındaki davacıların bu maddenin iptalini istemeleri mümkün değildir. O halde, oylamaya katılmaması gereken kişilerin katılarak oy kullanmasının alınan kararın nisabına etkisi bulunup bulunmadığı üzerinde durularak ve her bir davacının istemi ayrı ayrı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak 3. maddenin anılan kısmının iptaline karar verilmesi doğru değildir.
    3- İptaline karar verilen genel kurulun 5. maddesinde, “..381 ada 1 parsel sayılı parselde yer alan küçük çarşı grubunu teşkil eden 28 adet dükkan sahibi ortaklarımızın kooperatif ortakları aleyhine elde ettikleri rant kadar 90.000,00 TL kooperatife ödeme yapmalarına karar verilmesine… “ karar verilmiştir. Mahkemece, anılan karar, bu durumdaki ortakların kimler olduğunun belirtilmemesi, kazanılmış haklara zarar verilmesi ve hesaplamanın dayanağının belirtilmemesi gerekçesiyle iptal edilmiştir. Davalı vekili, anılan parselde dükkan sahibi olan ortakların ortaklığa alınmasına ilişkin 14.08.1994 tarihli genel kurulda dükkanların 75 er m2 olarak inşa edileceğinin belirtilmesine karşılık, fiilen 125 er m2 dükkan yapıldığını savunmuştur. Genel kurul kooperatifin en yetkili organı olup hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararları alabileceği gibi önceden alınan ve uygulanan kararları değişen koşullara göre kazanılmış haklara zarar vermemek koşuluyla değiştirebilir. Somut olayda alınan kararda, 381 ada 1 parseldeki ortakların kazanılmış haklarının ihlal edildiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Genel kurulunca alınan karar uyarınca 75 er m2 olarak inşa edilmesi gereken dükkanlar daha büyük olarak inşa edilmiş ise, bu yerlere sahip olan ortakların diğer ortaklar ve kooperatif aleyhine nedensiz şekilde zenginleştikleri kabul edilmelidir. O halde mahkemece, gerekirse konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde keşif yapılmak suretiyle dükkanların genel kurul kararında belirlenenden daha büyük yapılıp yapılmadığı ve bu parselde dükkan sahibi olan kişilerin kooperatif aleyhine zenginleşip zenginleşmedikleri üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 1086 sayılı HUMK"nun 2494 sayılı Kanun ile değişik 438/II. fıkrası ile değişik hükmü gereğince davalı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kooperatif genel kurul kararı iptali istemine ilişkindir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30 uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429 uncu maddesi).
    Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda yerel mahkemece karar başlığı kısmı ile “gereği düşünüldü” ibaresi arasındaki kısımda, bozma sonrası yapılan 17.06.2013 günlü duruşmada davalı vekilinin beyanında geçen aynı mahkemenin 2009/345 esas sayılı dosyasına atfen, bozma kararının başka bir dosyaya ilişkin bulunduğu ve verilen önceki kararın dosya kapsamına uygun olduğu belirtilerek ve önceki karar metni aynen tekrar edilerek direnme olarak adlandırdığı kararı verilmiştir.
    Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmeyen bir hususun değerlendirildiği yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 23. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 20.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi