Hukuk Genel Kurulu 2014/702 E. , 2016/533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve terkin” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.07.2011 gün ve 2011/90 E., 2011/321 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 12.09.2012 gün ve 2012/9172 E., 2012/16161 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının yasal 15 günlük temyiz süresi içinde verilmeyen temyiz dilekçesinin REDDİNE karar verildikten sonra,
Davacı idare vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede,
Taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla zeminine; üzerinde bulunan yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı düşülerek ve ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumlarına göre değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünün yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında arta kalan bölümde değer azalışının % 15"i geçemeyeceği dikkate alınmadan daha yüksek oranda kabulü ile fazla bedele hükmedilmesi, doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, taşınmazın kamulaştırma sonrası kalan kısmında değer azılışı % 25 oranında hesaplanarak toplam kamulaştırma bedelinin 33.095,18 TL olduğu belirlenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda dosyanın esasının görüşülmesinden önce; bozma sonrasında davalı tarafından taşınmazın son durumuna ilişkin fotoğrafların dosyaya ibraz edilmiş olması ve yerel mahkemece direnme gerekçesinde bu fotoğraflardan bahsedilmesi nedeniyle temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir. Yapılan görüşmelerde, bahse konu fotoğrafların benzerlerinin daha önce de dava dosyasına ibraz edildiği belirtilerek ön sorun bulunmadığına oyçokluğu ile karar verilerek uyuşmazlığın görüşülmesine geçilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünün yüzölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında arta kalan bölümde değer azalışının % 15’mi, yoksa % 25 oranında mı hesaplanmasının gerektiği noktasında toplanmaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinin (f) bendi uyarınca arazilerin değerinin, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirin esas alınarak belirleneceği hükme bağlandıktan sonra; Kanununun 12. maddesinde, taşınmaz malın kısmen kamulaştırılması halinde arta kalan kısımda hasıl olacak değişikliğin taşınmazın değerine etkisi düzenlenmiştir.
Anılan Kanunun 12. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kamulaştırılan taşınmazın bir bölümü kamulaştırma kapsamı dışında kalmış ise, arta kalan bölümde meydana gelmiş olan değer kaybının hesaplanarak, bulunacak miktarın kamulaştırma bedeline eklenmesi ilkesi getirilmiştir.
Bu noktada, dava konusu taşınmaz yönünden arta kalan kısımda değer kaybı belirlenirken, değer kaybının kamulaştırmadan kaynaklandığı hususunun ve her bir taşınmazın ayrı ayrı kamulaştırmadan önceki ve sonraki durumlarının göz önünde tutulması ve kamulaştırmanın menfi etkisinin açıklanması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, arazi niteliğindeki taşınmazın 585,32 m2"lik kısmı kamulaştırılmış olup, geriye kalan 876,92 m2’lik arta kalan bölümünün geometrik durumu ve yüzölçümü gözönünde bulundurulduğunda, kamulaştırma nedeniyle meydana gelen değer azalışının % 15 oranını geçmeyeceğine Kurul çoğunluğunca karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında azınlıkta kalan bir kısım üyeler tarafından, kamulaştırma sonrasında yolun davacıya ait evin çok yakınına geldiği, yolun yakınlığı nedeniyle oluşacak gürültünün taşınmazın öncesine kıyasla değerinde daha fazla azalışa sebebiyet vereceği belirtilmiş ise de, Kurul çoğunluğunca bu görüş yukarıda açıklanan gerekçelerle benimsenmemiştir.
O halde; davaya konu taşınmazın yüzölçümü, geometrik durumu ve ulaşım imkanlarında kısıtlama bulunmaması nedeniyle kamulaştırmadan arta kalan bölümde değer azalışı % 15 oranını geçmeyeceğinden Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 20.04.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.