Esas No: 2022/4190
Karar No: 2022/6268
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4190 Esas 2022/6268 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliği içinde davalı-karşı davacı kadının kusuru belirlendiği ve tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat talepleri reddedildi. Ancak yapılan incelemede, davacı-karşı davalı erkeğin müşterek konutun kilidini değiştirip, kadına anahtar vermeyerek evden çıkmasına engel olduğu, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu sabit olduğu ve bu nedenle ağır kusurlu olduğu belirlendi. Bu nedenle, kadının taleplerinin reddedilmesi hatalı bulundu ve kusurlar yeniden değerlendirildi. Sonuç olarak, kadın lehine maddi ve manevi tazminat talebi kabul edildi. Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi, kadın yararına boşanmaya neden olan olaylarda, ekonomik ve sosyal durumlar, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerine hükmedilmesini öngörmektedir. (27.06.2022 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi, Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı davası, 2022/4190 E. 2022/6268 K.)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, maddî-manevî tazminat talebinin reddi, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ve ziynet alacağı talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının, evlilik birliği içerisinde eşine kahvaltı hazırlamaması, erkeğin ailesine soğuk davranması, eşiyle beraber tatil planı yaptıkları halde evden ayrılması ve eşinin akrabalarının olduğu sohbet grubuna veda mesajı yazarak bu durumu erkeğe haber vermemesi nedeniyle ağır, davacı-karşı davalı erkeğin ise haftanın 2-3 günü eve geç gelmesi nedeniyle az kusurlu olduğundan bahisle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin müşterek konutun kilidini iki defa değiştirdiği, ilk kilit değiştirme amacının güvenlik nedeniyle olduğu ancak ikinci kilit değiştirme vakıasından sonra kadına anahtar yollanmadığı ve kadının müşterek konuta giremediği dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı-karşı davalı erkeğin, dava dışı P. ile güven sarsıcı olacak şekildeki mesaj kayıtlarının, kadın tarafından hukuka aykırı şekilde elde edildiği iddia edilmişse de; dosya içeriğine kazandırılan ve hukuka uygun şekilde elde edilen HTS kayıtlarına göre, davacı-karşı davalı erkeğin, bir şirket adına kayıtlı olan ancak şirket çalışanı P. tarafından da kullanılan telefon numarası ile sık olacak şekilde konuşmalarının bulunduğu da dikkate alındığında erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu sabittir. İlk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadına, erkeğin ailesi ve akrabalarının olduğu sohbet grubundan veda mesajı yazarak ayrılması ve bu durumu erkeğe açıklamaması kusuru yüklenmiş ise de; bu vakıanın evlilik birliğini temelinden sarsılmasına neden olacak bir davranış olmadığı dikkate alındığında kadına kusur olarak yüklenmesi hatalıdır. Hal böyle iken, haftanın 2-3 günü eve geç gelen, güven sarsıcı davranışlarda bulunan ve müşterek konutun kilidini değiştiren erkeğin ağır, eşine kahvaltı hazırlamayan, eşinin ailesine soğuk davranan ve tatil planı yaptıkları halde evden ayrılan kadının ise az kusurlu olduğu gözetilmeden hatalı değerlendirme sonucu kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Davalı-karşı davacı kadın boşanma sonucu eşinin maddi desteğinden yoksun kalacaktır. Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı,
hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer itirazların yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddi ile hükmün ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.27.06.2022 (Pzt.)