11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7290 Karar No: 2019/2042 Karar Tarihi: 27.02.2019
213 sayılı yasaya muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7290 Esas 2019/2042 Karar Sayılı İlamı
Özet:
2011 yılına ilişkin defter ve belge ibraz etmeme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz itirazları itiraz merciince incelenerek karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve dosya mahalline iade edilmiştir. 2011 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan beraat, sanık müdafiinin 2010 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yerinde görülmeyen sair temyiz itirazları reddedilmiştir. Ancak, hüküm fıkrasındaki suçların \"sahte fatura düzenlemek ve sahte fatura kullanmak\" olarak gösterilmesi yasaya aykırı olduğu için, hükümler 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK\"nin 321. maddesi uyarınca bozulmuş, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun düzeltilmesi mümkün bulunmuştur. 2010 yılına ilişkin defter ve belge ibraz etmeme suçundan verilen beraat hükmü zincirleme suç oluşturduğu gözetilmeden, yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraat hükmü kurulması yasaya aykırı olduğu için, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri: 213 sayılı yasa, 5560 sayılı Kanun, 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi,
11. Ceza Dairesi 2016/7290 E. , 2019/2042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 213 sayılı yasaya muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
A) Katılan vekilinin, 2011 yılına ilişkin defter ve belge ibraz etmeme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun’la değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyiz değil, itiraz yasa yoluna tabi olduğu ve katılan vekilinin itirazı konusunda itiraz merciince karar verildiği anlaşıldığından, dava dosyasının bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE, B) Katılan vekilinin 2011 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan beraat, sanık müdafiinin 2010 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekilinin beraat, sanık müdafiinin mahkumiyet hükmüne yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 24/07/2013 tarih ve 2013/15440 E. sayılı iddianamesi ile mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak sanık hakkında, “2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura kullanma” suçundan kamu davası açıldığı, kararın gerekçesinde de yüklenen eylemler sahte fatura kullanma olarak belirlendiği halde, hüküm fıkrasında suçların "sahte fatura düzenlemek ve sahte fatura kullanmak" olarak gösterilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasının (1) ve (2) no.lu bentlerinde yer alan “...sahte fatura düzenlemek...” ibaresinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, C- Katılan vekilinin 2010 yılına ilişkin defter ve belge ibraz etmeme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; Sanık hakkında yapılan vergi incelemesi sırasında önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının konusunu oluşturan ve 04.01.2013 tarihinde tebliğ edilen tebligatla 2011 yılına ait defter ve belgelerin ibrazının istendiği, bilahare beraat hükmüne konu 16.01.2013 tarihinde tebliğ edilen tebligatla ise 2010 yılına ait defter ve belgelerin ibrazının istendiği anlaşıldığından; bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen bu suçların zincirleme suç oluşturduğu gözetilmeden, “...defter ve belgelerin bir kez istenebileceği, bu talebe rağmen ibraz edilmemesi halinde ikinci kez istemenin ikinci bir suç oluşturamayacağı...” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.