6. Hukuk Dairesi 2021/1617 E. , 2021/396 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müflis şirketin kullanmış olduğu ticari kredi nedeniyle temerrüde düştüğünü, temerrüt nedeniyle ihtarname gönderilerek hesabın kat edildiğini buna rağmen alacağın müflis tarafından ödenmemiş olması sebebiyle iflas masasına kayıt kabul talebinde bulunduklarını ancak talebin kısmen kabul edildiğini öne sürerek reddedilen tutarın da iflas masasına kayıt ve kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili, alacak yargılamayı gerektirdiğinden başvurunun reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı alacağının temlik veren banka ile müflis şirket arasında imzalanan ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve faiz konusunda TBK’nın 120. maddesinde düzenlenen sınırlamaların dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.646.308,40 TL’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava tarihinden sonra 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 Sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde, "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 88. maddesinin, "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz.
Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmıştır.
Ticari işler bakımından TBK"nın 120/2. maddesinin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerekmektedir. Bir görüşe göre, TBK"nın 88/2 ve 120/2. maddesi ile getirilen sınırlama borçlu tacirler lehine de uygulanabilecek emredici bir düzenlemedir. Maddenin gerekçesinde ayrım yapmadan borçluların korunmasından söz edildiğine göre tacirlerin de aşırı faizlere karşı korunması ihtiyacı vardır. 6098 sayılı TBK"nın 88 ve 120. maddelerindeki hükümlerin uygulanmasında kişi bakımından sınırlama yapılmamıştır. ( Aydoğdu, Murat: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda Faiz ile İlgili Düzenlemeler, DEÜHFD, 2011 s. 95-98) 6098 sayılı TBK"nın 646. maddesine göre "TBK" 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır. 6102 sayılı TTK"nın 1. maddesi kanunun uygulama alanını belirtmektedir. Hükme göre TTK, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu iki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde ticari işlerde de anapara faizi ve temerrüt faizi oranı ile ilgili 6098 sayılı TBK"nın 88 ve 120. maddelerinde düzenlenen sınırlamaların uygulanması gerektiği sonucuna varılmalıdır.
Diğer görüşe göre, 6098 sayılı TBK"nın 88 ve 120. maddelerindeki faizle ilgili sınırlama tacirlerin ticari işleri hakkında uygulanmaz. Zira, aynı tarihte yürürlüğe giren 6102 sayılı TBK"nın 8/1. maddesi hükmüne göre "ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir." 6102 sayılı TTK"nın 8/3. maddesinde tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuştur. Bu nedenle sadece tüketiciler hakkında uygulanacak 4077 sayılı Kanundaki düzenleme ile getirilen sınırlar uygulanır. Başkaca bir istisna getirilmemiştir. (Helvacı, Serap: Tarih Borçlar Kanunu Tasarısının Değerlendirilmesi Sempozyumu, 2. oturum, Legal Hukuk Dergisi, Ekim 2005, say. S. 3841) TTK"nın ticari işler açısından özel hüküm niteliğinde olduğu kabul edilirse faizle ilgili TBK"daki sınırlamalar ticari işlere uygulanmayacaktır. Aynı Kanun"un 9. maddesinde, ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuat olarak 3095 sayılı Yasa hükümlerinin amaçlandığının ve 6102 sayılı TTK"nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK"nın anapara faizi ile ilgili 88. ve temerrüt faizi ile ilgili 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir.
Dairemizin uygulaması Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve (kapatılan) Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11.07.2013 tarih ve 2515 E, 4858 K. sayılı ilamında olduğu gibi 6098 sayılı TBK"nın 88/2. ve 120/2. maddesinde düzenlenen temerrüt faizi ile ilgili sınırlamanın ticari işlerde uygulanamayacağı yönünde olup, mahkemece aksi düşüncelerle karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.