14. Hukuk Dairesi 2019/1479 E. , 2019/7747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14/01/2013, birleştirilen davada 18/02/2013 günlerinde verilen dilekçelerle taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., bir kısım davalılar vekili ve davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin miktar itibariyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava ve birleştirilen 2013/88 Esas sayılı dava dosyası; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların murisi ..."ın 22.07.1966 tarihinde düzenleme şeklinde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu ...,... ve 496 parsel sayılı taşınmazları zilyetliği ile birlikte ... mirasçıları ..., ... ve ..."den satın aldığını, davacıların şifahi olarak davalılara müracaat ederek murislerinden iktisap ettikleri taşınmazları mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında adlarına tescilini talep etmiş iseler de; davalıların kötü niyetli olmalarından dolayı müvekkillerine tapu devirlerini gerçekleştirmediklerini, bu nedenle 26, 166, 25, 165, 162, 163, 172 ve 496 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen 2013/88 Esas sayılı dava dosyasında davacılar vekili 26 parselin ifrazı ile oluşan 303 ve 304 parsel sayılı taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı bulunan tapu kaydının iptali ile davacılar adına mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, davanın 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, satış vaadi sözleşmesinin davalılar ...,..."yi bağlamayacağını, ... ile davalılar arasında velayet ilişkisi bulunmadığını, davalıların annesinin ... olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini dile getirmiştir.
Davalı ...cevabında; daha önce bu konuda dava açıldığını, davalıların dava konusu taşınmaza zilyet olmadıklarını, davanın zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine karar verilmesini dile getirmiştir.
Mahkemece davalılar ..., ... ve ... hakkında açılan davanın reddine, asıl dosya ve birleştirilen Batman 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/88 Esas sayılı dava dosyası yönünden açılmış bulunan davanın kısmen kabulü ile;
1-Batman ili, ... Köyü ... No"lu parselden ifraz olan 303 No"lu parsel açısından davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına kayıtlı tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazdaki 4605/38400 hissenin ..., 2763/38400"er hissenin davacılar ...,... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan hisselerin davalılar adına olan kaydın devamına,
2-Batman ili ... Köyü ... No"lu parselden ifraz olan 304 No"lu parsel açısından davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına kayıtlı tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazdaki 85/400 hissenin ..., 51/400"er hissenin davacılar ...,... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan hisselerin davalılar adına olan kaydın devamına,
3- ... ili, ... Köyü ... No"lu parsel açısından davalılar ..., ..., ..., ..., , ..., ... adlarına kayıtlı tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazdaki 30060/43200 hissenin ..., 1836/43200"er hissenin davacılar ...,... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan hisselerin davalılar adına olan kaydın devamına,
4- ... ili, ... Köyü 166 No"lu parsel açısından davalılar ..., ..., ..., ..., ,..., ... adlarına kayıtlı tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazdaki 85/400 hissenin ..., 51/400"er hissenin davacılar ...,... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan hisselerin davalılar adına olan kaydın devamına,
Diğer parseller hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ..., bir kısım davalılar vekili ve davacılar vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706 ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.
Somut olaya gelince; dava konusu 22.07.1966 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi incelenmekle, kendi adına asaleten ..., ... ve ... adına velayeten satış vaadinde bulunan ..., ... ve ... murisleri ..."den intikalen gelen hak ve hisselerini zilyetlikle birlikte davacıların murisi ..."a devrederek bedelini nakden ve peşinen almışlardır. Ancak dava konusu edilen ve satış vaadine konu 26 parselin ifrazı ile oluşan 303 ve 304 parsel sayılı taşınmazlardan 304 parselin halen tapuda davalılar adına iştirak halinde kayıtlı olduğu sözleşmenin bu haliyle ifa olanağı bulunmadığı gözetilmeksizin 304 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Öte yandan dava konusu edilen ve satış vaadine konu 166 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 314 parsel sayılı taşınmazın güncel tapu kaydı pasif olmakla birlikte pasif kaydına göre davalılar adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından dava konusu taşınmaza ait aktif tapu kaydının temini ile davalılar adına müşterek mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olup olmadığının tespiti ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 314 parsel sayılı taşınmaz yönünden olumlu veya olumsuz herhangi bir karar tesis edilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
Yine dava konusu edilen ve satış vaadine konu 165 parsel sayılı taşınmazın güncel tapu kaydına göre davalı ..."in hissesi kalmadığı, nüfus kaydına göre ..."in 19.03.2019 tarihinde öldüğü anlaşıldığından ..."in mirasçılık belgesinin temini ile ... mirasçılarının hissedar olduğunun anlaşılması halinde tespit edilen güncel hisse miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, eski tarihli tapu kayıtları üzerinden hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınarak ..."in 5760/7200 hissesinin iptali doğru görülmemiştir.
Son olarak dava konusu edilen ve satış vaadine konu 26 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 303 parsel sayılı taşınmazın güncel tapu kaydına göre davalı ..."in hissesinin kalmadığı anlaşıldığından ..."in mirasçılık belgesinin ilgilisinden temini ile tespit edilen mirasçılarına da intikal yapılmadığının anlaşılması halinde davanın ... hissesi yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup hükmün belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..., bir kısım davalılar vekili ve davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.