Hukuk Genel Kurulu 2014/1061 E. , 2016/530 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.09.2012 gün ve 2011/193 E., 2012/183 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 11.09.2013 gün ve 2013/11864 E., 2013/13990 K. sayılı ilamı ile;
(…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız ihtiyati ve fiili haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı şirket ile uzun süredir ticari ilişkilerinin bulunduğunu, davalı şirketin 5 adet bononun ödenmediğinden bahisle yetkisiz Kadıköy Ticaret Mahkemesine başvurarak gerçek dışı ifade ve beyanlarla mahkemeyi yanıltarak ihtiyati haciz talep ettiğini, ihtiyati haciz kararına vaki yetki itirazlarının anılan mahkemece kabul gördüğünü ve verilen ihtiyati haciz kararının yetki yönünden reddedildiğini, ancak daha önce davacı şirketin işyerinde borcun bir kısmının ödenmesine rağmen tamamı üzerinden haciz işlemi yapıldığını, davacının faaliyet alanı için zaruri olan ve meslek sanatının icrası için mecburi olan aletlerin haczedildiğini, haczedilen makinaların değerinin borcun çok üstünde olduğunu beyan ederek maddi ve manevi zararının tazminini istemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının maddi zararı ile ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan kusur dahi aranmaksızın davalının maddi zarardan sorumlu olacağı; davalının basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek ödenmiş bonolar hakkında ihtiyati haciz kararı alarak fiilen uygulatması şeklindeki eyleminde hukuka aykırılık ve kusur unsurunun da gerçekleştiği; davacı şirketin kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde bulunduğu; davacının müterafik kusurunun bulunmadığı şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kural olarak haksız haciz uygulaması nedeniyle aleyhine haciz uygulanan kişi manevi tazminat isteminde bulunabilir. Dosya kapsamından fiili haciz tarihinde borcun tamamının ödenmediği, davacının bakiye borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, haciz tutanağında tespit edildiği üzere davacının da kabulündedir. Şu duruma göre, davalı şirketin davacı aleyhine yetkisiz mahkemeden ihtiyati haciz talep etmesi ve alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca fiili haciz uygulanması kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez. Somut olayın özellikleri gözetilerek manevi tazminata yönelik istemin tümden reddi gerekirken yanılgıya dayalı gerekçe ile bu kalem istemin bir bölümünün kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 20.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.