5. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10945 Karar No: 2017/25209 Karar Tarihi: 16.11.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/10945 Esas 2017/25209 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2016/10945 E. , 2017/25209 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usulden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece 6100 sayılı HMK"nun 114/1-i ve 115/2 maddeleri uyarınca kesin hüküm sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... / Malıköy mahallesi 1206 ada 1 ve 116 parsel sayılı taşınmazların Organize Sanayi Bölgesi içinde kalması sebebiyle Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğünün 21/10/2011 tarihli 2556 sayılı kamu yararı kararı uyarınca kamulaştırılmasına karar verildiği, mahkemece daha önce aynı taşınmaz için aynı kamu yararı kararına dayanılarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca açılan davada, feragat nedeniyle davanın reddine dair verilen karar kesinleştiğinden ve davadan feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan bahisle davanın 6100 sayılı HMK"nun 114/1-i ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tesciline ilişkin davalar, hem tespit, hem de tescil davası niteliğinde olup bu davalarda esas amaç haklı veya haksız tarafı tespit etmekten ziyade kamulaştırma bedelinin amaca uygun olarak gerçek karşılığının belirlenmesidir. Davanın her iki tarafı da kamulaştırmaya konu taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemektedir. Bu bağlamda tarafların ve vekillerinin yargılamadaki faaliyetleri de gerçek kamulaştırma bedelinin belirlenmesine katkı sağlamaktan ibaret olup kendine özgü yapısı olan bu dava türünde haklı veya haksız çıkan taraf yoktur. Mahkemece, tespit edilen bedelin peşin ve nakit olarak mal sahibi adına bir bankaya yatırılması halinde taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin davalı tarafa ödenmesine karar verilir. Her ne kadar aynı taşınmaza ilişkin olarak, aynı davacı tarafından aynı taleple daha önce ... Batı 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/260E.- 2013/33K. sayılı dosyası ile açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemli davada, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 2942 sayılı Kanunun "İdarenin tek taraflı vazgeçmesi" başlıklı 21. maddesi uyarınca kamulaştırmadan vazgeçmenin sadece kamulaştırma kararı veren ve onaylayan yetkili mercinin kararı ile mümkün olduğu, dava dosyasında kamulaştırma kararı veren mercinin kamuşlaştırmadan vazgeçtiğine veyahut kamulaştırma işleminin iptal edildiğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı, bu itibarla geçerliliğini koruyan kamulaştırma işlemine dayanılarak idarenin her zaman dava açma hakkı bulunduğu anlaşıldığından işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 16/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.